Türkiye'nin içme suları kontrol ediliyor
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ankara ve İzmir'de ''içme sularında insan sağlığını tehdit eden bulgular olduğu'' yönündeki iddialar üzerine...
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ankara ve İzmir'de ''içme sularında insan sağlığını tehdit eden bulgular olduğu'' yönündeki iddialar üzerine, ''Türkiye genelinde 81 ilde içme sularındaki arsenik seviyelerini tekrar kontrol ettiriyorum, arkadaşlarıma bu talimatı verdim'' dedi.
Hekimevi'nde sağlık muhabirleri ile bir araya gelen Akdağ, gazetecilerin sağlık gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.
Ankara'nın su ihtiyacını karşılamak üzere Büyükşehir Belediyesince Kızılırmak'tan getirilen suda ''arsenik oranının yüksek çıktığı'' yönündeki iddialara açıklık getiren Akdağ, Ankara'nın içme suyunun, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ve bu müdürlüğe bağlı Halk Sağlığı Laboratuvarı hem de Hıfzıssıhha tarafından düzenli olarak kontrol edildiğini söyledi.
Akdağ, Ankara halkına verilen içme suyu incelenirken, belediyenin tesislerindeki çıkış noktasından ve gün içerisinde de çeşitli semtlerde musluklardan akan sulardan numune alınarak inceleme yapıldığını belirterek, ''Sağlık Bakanlığı, şu ana kadar Ankara'ya verilen içme suyunda standartların üstünde hiçbir kimyasala, standartların üstünde hiçbir ölçüme rastlamış değildir'' dedi.
Yapılan açıklamalara rağmen, toplumda hassasiyet oluştuğu için, ölçümlerin AB standartlarının belirttiğinden daha sık aralıklarla yapıldığını anlatan Akdağ, şunları kaydetti:
''Hafta bir yerine biz her gün numune alıyoruz. Ankara suyunda sağlığı tehdit edeci hiçbir unsur yok. Tarım ilacı açısından da suda hiçbir sorun çıkmadı.
Arseniğin de yönetmeliğimize göre 10 mikrogram litrenin üstüne çıkmaması lazım. Tahlillerde arsenik açısından da tespit edilen en yüksek değer 4 mikrogram litredir. Tüm bunlar, Ankara suyunun gerek mikrobiyolojik gerek diğer açılardan güvenle içilebilecek bir su olduğunu göstermektedir.
Yarın başka bir şey tespit edilirse bunu da anında toplumla paylaşır, Belediyemizi ve vatandaşımızı uyarırız. Benim Sağlık Bakanı olarak vatandaşa karışı sorumluluğum, vatandaşı doğru bilgilendirmektir. Şu anda içilen suda herhangi bir problem yok. Vatandaşımızın rahatlıkla içebileceği sudur.''
-''SÜLFAT MİKTARI DA TAKİP EDİLECEK''-
Bakan Akdağ, bir gazetecenin ''Sudaki sülfat miktarının da şu an tehlikeli olmadığı, ancak diğer barajlardaki suyun azalması halinde Ankara suyuna karıştırılan Kızılırmak suyunun artırılması durumunda sudaki sülfat miktarının da artacağı belirtiliyor. Artan sülfat miktarının bir zararı var mı?'' sorusu üzerine, ''Sülfat için üst değer 250 miligram litredir. Kızılırmak suyu yüzde 20 katılmaya başlandıktan sonra Ankaralımızın içtiği suda sülfat değeri 50-60 miligram litre civarında. Bu takip edilecek'' dedi.
Kızılırmak suyunun içme suyuna daha yüksek oranlarda katılması durumunda da sudaki sülfat oranlarının ne kadar artacağının yapılacak çalışmalarla yakından takip edileceğini belirten Akdağ, ''Laboratuvarlarımız güvenlidir. Emin olun ki, gözümüz sürekli bu işin üzerinde'' diye konuştu.
-''BENİM DE ÇOCUKLARIMIN DA MUSLUKTAN SU İÇTİĞİMİZ OLDU''-
Akdağ, bir gazetecinin, ''Siz evinizde normal şebeke suyunu içiyor musunuz'' sorusuna, ''Ben, Ankara'ya geldiğim günden itibaren büyük damacana sularını soğutan bir cihaz var, onu kullanıyorum. Ancak damaca suyunun kalmadığı durumlarda benim de çocuklarımın da musluktan su içtiğimiz oldu'' cevabını verdi.
Suyun sağlıklı olması kadar tadının da önemli olduğunu anlatan Akdağ, ''Sağlıklı suyu içebilirsiniz ama tadını beğenmediğiniz için tercih etmiyor olabilirsiniz. Artık alışkanlık haline geldiği için genellikle kaynak suyu tüketiliyor. Bu ağız tadı ile ilgili yoksa suyun sağlıklı olup olmadığı ile bir ilgisi yok'' diye konuştu.
-''İSHAL VAKALARINDA ARTIŞ YOK''-
Akdağ, bir gazetecinin, ''Kızılırmak suyunun verilmesinin ardından, ishal vakalarında bir artış oldu mu?'' soru üzerine ''Ankara'nın suyunda mikrobiyolojik açıdan hiçbir sıkıntı yok. Buna bağlı olarak hastanelerimizde artan bir ishal vakası falan da söz konusu değil'' dedi.
Daha önceki yıllarda Ankara ishal vakaları görüldüğünü anımsatan Akdağ, bunların sebebinin Ankara çayı ile bazı kuyu suları ile sulanan sebzelerin tüketilmesinden kaynaklandığını söyledi.
Akdağ, bunun tespit edilmesinden sonra, belediyenin bu konuda uyarıldığını ve gerekli tedbirlerin alındığını ifade ederek, ''Bu sularla sulanan sebzelerin vatandaşa ulaşması engellendi ve o problem ortadan kalktı'' diye konuştu.
-İÇME SUYUNDA ARSENİK İNCELEMESİ-
İzmir'in suyu ilgili olarak iddialarda iddiaların söz konusu olduğunun hatırlatılması üzerine Akdağ, şunları kaydetti:
''Bu tartışmaları, böyle siyasi polemik haline getirilmesiyle, açık söylüyorum vatandaşımıza büyük bir haksızlık yapılıyor.
Şimdi ben şunu yaptırıyorum. Madem toplumda böyle bir hassasiyet oluştu, İzmir de dahil olmak üzere Türkiye genelinde 81 ilde içme sularındaki arsenik seviyelerini tekrar kontrol ettiriyorum, arkadaşlarıma bu talimatı verdim.
Dolayısıyla, bu şehirlerimizde belediye pompalarından su numunelerini, belediyeler ile il valiliği ile birlikte alacağız. Bu konu öyle sağa sola çekilemez. Hatta gerekirse basını da araya götürecek ve numuneleri beraber alacağız. Ondan sonra hangi ilin suyunda arsenik oranı fazlaymış onu göreceğiz. Çünkü vatandaşa haksızlık yapılmamalı, fazla ise fazla denilmeli.
İster Ankara'da, ister İstanbul, ister İzmir ya da Türkiye'nin neresinde olursa olsun; belediye başkanları ister AK Parti'li ister başka partiden olsun, içme suyu ile ilgili vatandaşın sağlığını tehdit edebilecek herhangi bir bulguya rastlandığında bunun üstüne ciddi olarak gidileceğinin bilinmesini istiyorum. Vatandaşa sağlıklı içme suyu temin etmek belediyelerin görevidir ama Sağlık Bakanlığı olarak da elbette biz bunu denetliyoruz ve denetlemeye devam edeceğiz.''
Akdağ, ''arıtılamayacak su olmadığını'' da ifade ederek, ''İster Ankara, ister başka belediye olsun herhangi bir suyu halkına içirirken bu limitlerin üstüne çıkabilecek bir su ile karşılaştıklarında, bu suyu arıtarak halka verebilirler. Bugün yapılan arıtmalarını daha ileri bir arıtma düzeyine de getirebilirler'' dedi.