Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

"TUSHAD" diye bir örgüt

Böyle bir örgütün varlığından haberdar değildik.. Şimdi onu da öğrendik. Başka isimler altında TSK içinde örgütlenmiş başka yapıların olduğu da söyleniyor..


Zirve iddianamesinde Hurşit Tolon'un, Ergenekon talimatıyla TUSHAD isimli gizli yapılanmayı 1993'te TSK içinde kurduğu belirtiliyor.


Abdullah Harun, "kontrgerilla.com" sitesinde bu iddiayı araştıran bir makale yayınladı. "Ergenekon 1993'e Uzandı" başlıklı yazısında Ergenekon yapılanmasının 1970'li yıllara kadar uzandığından söz ettikten sonra sözü TUSHAD'ın kuruluş yılı 1993'e getiriyor ve "Bu yıl içinde Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Turgut Özal, Bahtiyar Aydın ve Cem Ersever gibi isimler şüpheli şekilde öldüler ya da öldürüldüler. Bingöl, Sivas ve Başbağlar katliamları yaşandı. Bir ekip tasfiye edildi. Türk devletinin terör politikası değişti" diyor. Ayrıca söz konusu yazıda; Zirve katliamına ilişkin hazırlanan ek iddianamede, Ergenekon örgütünün varlığının 1993'e kadar uzandığına dair çarpıcı ifadeler bulunuyor. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında kurduğu "Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi" isimli gizli yapıyı, Ergenekon'un talimatıyla 1995, 1999 ve 2004 yıllarında revize ettiği aktarılıyor.


JİTEM'i herkes biliyordu da TUSHAD pek konuşulmadı.. Ama bu iki örgüt birlikte çalışıyormuş.. Özal ve Ecevit'e yönelik suikast planlarının da bu örgüt tarafından yapıldığı iddia ediliyor..


İster misiniz Zirve'den Sıvas'a bir yol uzansın. İyi çocuklar hikâyesi dönüp Büyükanıt'ın başını yesin..


Öyle anlaşılıyor ki; Büyükanıt da, Karadayı da bu işlerden yakalarını zor kurtarırlar..


Çetin Doğan, Hurşit Tolon da bu işlerde iflah olmaz bir ikili olarak hareket etmiş gibi başından beri.. TUSHAD ismi ile yeni bir dava açılırsa şaşmamak gerek..


Hele şu Muhsin Yazıcıoğlu soruşturması bir neticelendirilsin, Jandarma'da, Hava Kuvvetleri'nde daha neler çıkacak..


Tuncay Güney olayının da üzeri örtüldü gibi sanki. Serdar Saçan da bu konuda çok şey biliyor olsa gerek.. Birileri bu TUSHAD konusunu dışarıda tutmaya çalışıyor olabilir..


Benim bu konuda dikkatimi çeken çok önemli bir diğer husus; İsrail, ABD, Almanya, İngiltere ve hatta Suriye, Rusya, Yunanistan, Bulgaristan gibi ülkelerin bu süreçte görmezden gelinmesi. Birileri, gizli bir el bu işin bu kısmını ayıklıyor sanki.. Bu ülkeler de bu süreçte hiçbir açıklama yapmıyorlar. O ülkelerin yargısı da bu konuda bir soruşturma açmıyor.


TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu bakalım bu soruşturma sonunda nereye varacak?.. Bazı muvazzaf ve emeklilerle gidip konuşmak gerek.. Devet edilip bazılarından yazılı görüş de alınabilir..


Birileri hâlâ konuşmaya korkuyor gibi.. Bir gün bu örgütün, küllerinden dirilerek gelip hesap sormasından korkuyorlar.


Yeşil yaşıyor deniyor.. Yaşıyorsa, birileri için bu başka şekilde anlaşılabilir.. Devlet gerçekten Yeşil'in yerini bilmiyor olabilir mi?


Ya da birilerinin üzerine gidilemiyorsa, o zaman birileri devletin başedemediği bu kişiler ve örgütlerle tek başına nasıl mücadele edebilir?..


Mesela Muhsin Yazıcıoğlu suikastına karışan bir "kara gömlekliler"den söz ediliyor.. Kim bunlar?


Bunların kaydı nerede tutuluyor?.. Bunlardan kim sorumlu?.. Kim denetliyor bunları?.. ABD ve İsrail bu işin neresinde ve ne kadar var?..


Hep söylüyorum ya; medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK içinde karanlık ve kanlı bir çete var.. Bunların arasında Alevisi de var, Sünnisi de.. Sağcısı da var, solcusu da.. Şeyhi de var, fahişesi de.. Papazı da var, hahamı da.. Hâkimi de var, savcısı da.. Türk'ü de var, Kürt'ü de, Ermeni'si de, Süryani'si de.. Sanatçısı da, sporcusu da.. Olmayan yok ki!.. Bankacısı da var, diplomatı da! Askeri de var, sivili de. Birileri bu ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretiyorlar..


Servet ve iktidarla tanışıp başları dönenler, güç ve iktidar, şöhret sarhoşluğu içinde bunların ağına düşüyorlar ve yeni derin devlet bu kadrolarla kendini yeniden üretiyor.. Servet -iktidar sarhoşlarının en büyük zaafları kadın.. Ne de çabuk düşüyorlar tuzağa..


Yeni derin yapıda asker değil, siviller ağırlıkta olacak.. Aleviler değil, Sünniler.. Kemalist-laikçiler değil, dindarımsılar.. Solcular değil, sağcılar..


Aslında ne olacağı da çok fazla belli değil.. Ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kimsenin evdeki hesabı da çarşıya uymuyor. Yeni bir dünya kurulacak ve herkes bu yeni dünyada kendine yeni bir yer bulacak..


Görünen o ki; bu hesaplaşma daha uzun zaman alacak.. Bugünden yarına çözülmeyecek.


Biz hâlâ işin başındayız.. Yine de temel bir gerçek var, derin yapı artık deşifre oldu. Bu saatten sonra bu işin geri dönüşü yok.. Direndikçe soruşturma derinleşecek. Bir yerde bu işi durduracaklar, ama ne zaman ve nerede?.. Onu bize zaman gösterecek.


İçeri düşenler öfkeleri akıllarından daha büyük, inatçı dinozorlar, kontrol dışı unsurlar, işmardan anlamayanlar, nöbet devrine yanaşmayanlar.. Mahkemeyi kendine mülk sanan kadılar bunlar..


Geldikleri gibi gidiyor eskiler.. Bugün iktidar ve servet sarhoşu olan kimilerinin başına da bir gün ötekilerin başına gelenler gelecek..


Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1314 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar