Van'da 74. Başörtüsü Eylemi
Van Hak ve Özgürlükler Platformu 74. başörtüsü eylemini düzenledi...
Basın açıklamasının tam metni:
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU TÜM ALANLARDA VE DERHAL ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALIDIR!
“De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır.” (Yunus/108)
Geçtiğimiz hafta yine başörtüsü sorunu yoğun bir şekilde ülke gündemini meşgul etmiştir. Her kesimden kendi zaviyelerinden iyi niyetle veya art niyetle hayli beyanat yazılı ve görsel medyada yer bulmuştur. Tartışmaların üniversiteler özelinde şekillenmiş olması sorunun geçici çözümlerle ebedi çözümsüzlüğe mahkûm edileceği endişesini uyandırmaktadır. Kamusal alan -özel alan vb. saçmalıkların ardından hizmet alan–hizmet veren şeklinde yeni bir yalanla yüz yüzeyiz. AKP ve MHP’nin önerileri yüzeysel, hizmet alan yalanına teşne ve seçim arifesi tribünlere oynayan, samimiyetten uzak bir görüntü arz etmektedir. CHP ise bildiğimiz gibi. Partide milletvekili sıfatı taşıyan bir yaratık “örtünmek ahlaksızlıktır, açılın, özgürleşin” diyerek CHP mantığını ortaya koymakta ve fazla söze hacet bırakmamaktadır. Bölge halkının hassasiyetlerini yansıtması gereken DTP de ise kafalar karışık. Bir taraftan laiklik zemininde egemenlerle flört eden yaklaşım, diğer taraftan kadın hakları bağlamında kısmı serbestiyeti olumlayan yaklaşım görülmektedir.
Her zamanki gibi bir kısım medya başörtüsü sorununu türban başlığıyla kavram kargaşası oluşturarak mahalle baskısına rahmet okutacak enformatik terör estirmektedir. Bu enformatik terör okullardaki mescitleri suç unsuru olarak yargıya jurnallemekte bir beis görmemektedir.
Başörtüsü sorununun birincil muhatapları, mağdurları ve direnişçileri olarak bu hafta da yine ilk günkü kararlılıkla diyoruz ki; ülkemizin enerjisini ve vaktini onlarca yıldır heba eden gayrı hukuki ve gayrı insani zulüm bir an evvel ortadan kaldırılmalıdır. Tüm alanlarda ve koşulsuz özgürlük temel talebimizdir. Sorunun çözümü meclistir. Meclis kamu vicdanını rahatlatacak adımları kararlılıkla atmalıdır. Meclis iradesini ipotek altına almaya yönelik yüksek yargının beyanatını kınıyoruz.
Ülkemizi çepeçevre kuşatmış derin çeteleşmeyi ortadan kaldırmaya yönelik her adım geleceğimiz açısından önem arz etmektedir. Susurluk-Şemdinli hattında belirginleşen çete düzeninin tüm derinliğiyle ortaya çıkarılması kime uzanırsa uzansın üzerine gidilmesi elzemdir.
Gazze'ye uygulanan insanlık dışı ambargonun kaldırılması için Gazze-Mısır sınırında protesto gösterisi düzenleyen Filistinli kadınlara Mısır polisinin tazyikli su ve coplarla karşılık vermesi Hüsnü Mübarek yönetiminin İsrail ve Amerikan çıkarlarına hizmet ettiğinin açık bir kanıtıdır. Gazze halkının kurtuluşu için Mısır kapısı daima açık kalmalı ve bu kapı üzerinden her türlü uluslararası insani yardım ulaştırılabilmelidir.
Gazze insani felaketin eşiğinde. İslam dünyası ve sözde medeni dünya üç maymunu oynuyor. İslami direniş hareketi (Hamas) tüm dünyaya şu yardım çağrısını yapıyor: “Daha ne bekliyorsunuz, hepimizin ölmesini mi? Yoksa bayrağımızın düşmesini ve irademizin kırılmasını mı? Allah’ın izniyle bunların hiçbiri olmayacaktır. Neredesiniz? Düşman her taraftan bize saldırıyor. Ölüm içimizde kol geziyor. Ambargo uzadıkça uzuyor. Siyasi partiler, İslami cemaatler, sol ve ulusal örgütler nerede? Nerede yeryüzündeki onurlu ve özgür insanlar, nerede protesto gösterileriniz, nerede dayanışma eylemleriniz.” Evet bizler burada tüm insanlığı bu zulmü durdurmaya çağırıyoruz. Terör devleti İsrail’in tüm katliamlarını nefretle kınıyoruz.
Allah melekler ve tarih şahit olsun ki; işte bir avuç olarak Gazze’nin onurlu direnişini selamlıyoruz. Ellerimiz ellerinizledir. Kalpleriniz kalplerimizledir. Dostunuz dostumuz, düşmanınız düşmanımızdır.
Platform Adına Umut-Der Üyesi ERHAN ŞENGÜL
Van Hak ve Özgürlükler Platformu
Gökkuşağı Derneği /Memur-Sen / Mazlumder
Anadolu Gençlik Derneği /İnsan–Der/ Umut-Der
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU TÜM ALANLARDA VE DERHAL ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALIDIR!
“De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır.” (Yunus/108)
Geçtiğimiz hafta yine başörtüsü sorunu yoğun bir şekilde ülke gündemini meşgul etmiştir. Her kesimden kendi zaviyelerinden iyi niyetle veya art niyetle hayli beyanat yazılı ve görsel medyada yer bulmuştur. Tartışmaların üniversiteler özelinde şekillenmiş olması sorunun geçici çözümlerle ebedi çözümsüzlüğe mahkûm edileceği endişesini uyandırmaktadır. Kamusal alan -özel alan vb. saçmalıkların ardından hizmet alan–hizmet veren şeklinde yeni bir yalanla yüz yüzeyiz. AKP ve MHP’nin önerileri yüzeysel, hizmet alan yalanına teşne ve seçim arifesi tribünlere oynayan, samimiyetten uzak bir görüntü arz etmektedir. CHP ise bildiğimiz gibi. Partide milletvekili sıfatı taşıyan bir yaratık “örtünmek ahlaksızlıktır, açılın, özgürleşin” diyerek CHP mantığını ortaya koymakta ve fazla söze hacet bırakmamaktadır. Bölge halkının hassasiyetlerini yansıtması gereken DTP de ise kafalar karışık. Bir taraftan laiklik zemininde egemenlerle flört eden yaklaşım, diğer taraftan kadın hakları bağlamında kısmı serbestiyeti olumlayan yaklaşım görülmektedir.
Her zamanki gibi bir kısım medya başörtüsü sorununu türban başlığıyla kavram kargaşası oluşturarak mahalle baskısına rahmet okutacak enformatik terör estirmektedir. Bu enformatik terör okullardaki mescitleri suç unsuru olarak yargıya jurnallemekte bir beis görmemektedir.
Başörtüsü sorununun birincil muhatapları, mağdurları ve direnişçileri olarak bu hafta da yine ilk günkü kararlılıkla diyoruz ki; ülkemizin enerjisini ve vaktini onlarca yıldır heba eden gayrı hukuki ve gayrı insani zulüm bir an evvel ortadan kaldırılmalıdır. Tüm alanlarda ve koşulsuz özgürlük temel talebimizdir. Sorunun çözümü meclistir. Meclis kamu vicdanını rahatlatacak adımları kararlılıkla atmalıdır. Meclis iradesini ipotek altına almaya yönelik yüksek yargının beyanatını kınıyoruz.
Ülkemizi çepeçevre kuşatmış derin çeteleşmeyi ortadan kaldırmaya yönelik her adım geleceğimiz açısından önem arz etmektedir. Susurluk-Şemdinli hattında belirginleşen çete düzeninin tüm derinliğiyle ortaya çıkarılması kime uzanırsa uzansın üzerine gidilmesi elzemdir.
Gazze'ye uygulanan insanlık dışı ambargonun kaldırılması için Gazze-Mısır sınırında protesto gösterisi düzenleyen Filistinli kadınlara Mısır polisinin tazyikli su ve coplarla karşılık vermesi Hüsnü Mübarek yönetiminin İsrail ve Amerikan çıkarlarına hizmet ettiğinin açık bir kanıtıdır. Gazze halkının kurtuluşu için Mısır kapısı daima açık kalmalı ve bu kapı üzerinden her türlü uluslararası insani yardım ulaştırılabilmelidir.
Gazze insani felaketin eşiğinde. İslam dünyası ve sözde medeni dünya üç maymunu oynuyor. İslami direniş hareketi (Hamas) tüm dünyaya şu yardım çağrısını yapıyor: “Daha ne bekliyorsunuz, hepimizin ölmesini mi? Yoksa bayrağımızın düşmesini ve irademizin kırılmasını mı? Allah’ın izniyle bunların hiçbiri olmayacaktır. Neredesiniz? Düşman her taraftan bize saldırıyor. Ölüm içimizde kol geziyor. Ambargo uzadıkça uzuyor. Siyasi partiler, İslami cemaatler, sol ve ulusal örgütler nerede? Nerede yeryüzündeki onurlu ve özgür insanlar, nerede protesto gösterileriniz, nerede dayanışma eylemleriniz.” Evet bizler burada tüm insanlığı bu zulmü durdurmaya çağırıyoruz. Terör devleti İsrail’in tüm katliamlarını nefretle kınıyoruz.
Allah melekler ve tarih şahit olsun ki; işte bir avuç olarak Gazze’nin onurlu direnişini selamlıyoruz. Ellerimiz ellerinizledir. Kalpleriniz kalplerimizledir. Dostunuz dostumuz, düşmanınız düşmanımızdır.
Platform Adına Umut-Der Üyesi ERHAN ŞENGÜL
Van Hak ve Özgürlükler Platformu
Gökkuşağı Derneği /Memur-Sen / Mazlumder
Anadolu Gençlik Derneği /İnsan–Der/ Umut-Der