Van'da 76. Başörtüsü Eylemi
Van Hak ve Özgürlükler Platformu 76. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
İNANÇ ve DÜŞÜNCENİN SAYGINLIĞI KORUNMALIDIR
Hak ve Özgürlüklerimiz için 76. kez meydanlarda olmakla; yasakçı bir sisteme dönüştürülmüş bir zihniyetin tahakkümünü yaşamanın acısını/hüznünü, hak ve özgürlükler için ısrarlı ve kararlı olmanın, direnmenin yüz aklığını/kıvancını yaşıyoruz. Mücadelesini yürütmeye çalıştığımız insan, ancak hakları ile anlamlıdır. Bunun anlam çerçevesini de onun özgürce kendini ifade edebilme ve tanıklaştırma çabası oluşturur.
Başörtüsü sorununu çözme konusunda somut adımlar atma girişimlerinin olduğu bugünlerde, aynı zamanda kafa karışıklığı ve zihin bulanıklığına da şahit olmaktayız. MHP’nin AKP’ye destek vererek sorunu çözmek mi, yoksa yasağın anayasal nitelik kazanmasına mı zemin hazırlamaya çalıştığı anlamlı ve ciddi bir soru olsa gerek. Elbette ki bütün bu savrulma ve manipüle atraksiyonlar karşısında Hak ve Özgürlükler Platformu olarak tavrımız da kararımız da nettir. Hizmeti alan ve veren konusundaki yapay ve aldatıcı kurgu ciddiyet ve samimiyetten uzaktır. Zira sorunu çözmeyi değil sorunun sistematik olarak daha da giriftleşmesini öngörmektedir. Çünkü insanlar inançlarını bir şey alıp vermeye göre değil, ikna olup-olmadıklarına göre seçerler. Buna göre inanmış ve inancının gereklerine uymak durumunda olan bir insanı tanımlama ve kategorize etme; hem jakobenizmin, hem gayrı hukukiliğin ve hem de faşist/tek tipçi bir zihniyetin tavrı olabilir. Çünkü inançlar bölünemez ve müdahale kabul etmezler. Hizmet alan-hizmet veren ayrımı aldatıcıdır ve sahici dayanaklardan yoksundur. Bununla birlikte sorunu çözmekten uzaktır. Çünkü hizmeti alan da veren de insandır ve insan her zaman ve zeminde inancıyla vardır.
Özellikle CHP’nin “laiklik sendromu” ciddiyetsiz ve mantıksızdır. Toplumu germe ve korkular üretme noktasında, kendinden ve tezlerinden emin olmayan her fikir gibi saldırgan ve eyyamcı tavrı artık prim yapmamaktadır. Toplumun artık şiddetle adalet ve özgürlüğe olan ihtiyacı, bu tür ayak oyunlarına müsaade etmeyecek kadar aciliyet arz etmektedir. Özellikle dünya çapında oluşturulmaya ve yaygınlaştırılmaya çalışılan “İslamo fobia” tezleri aynı zihniyete sahip emperyalist kardeşleri tarafından birer rantiye tezgahına dönüştürülmüş durumdadır. İsrail ve ABD merkezli bu korku üretme fabrikalarının amacı da elde ettiği sonuçları da artık kimseye gizli değildir.
Son haftalarda özellikle Filistin’de yoğunlaştırılmış İsrail devlet terörü Müslüman kıyımına en vahşi şekillerle devam etmekte ve dünya yine aynı ahlaksız rolünü oynamaya devam etmektedir. Filistin’de gün yok ki şehit ve yaralı eksik olmasın. Sadece Filistin değil dünyanın her tarafı acil olarak adalete ve huzura muhtaçtır. Bunu sağlamak, öncelikle insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak ve adalet tarafında konumlanmakla mümkündür. Yeryüzü bu zulüm yangınından acil olarak kurtarılmalı ve herkesin inancı, düşüncesi ve emeği saygınlığına kavuşarak güvencesi sağlanmak zorundadır.
Bu yolda Türkiye’de periyodik olarak işlenen ve eylemselliği ile bir süreç oluşturan platformlardan Ankara İnanç Platformu bu hafta üçüncü yılına girmektedir. Van’dan Ankara’ya adalet ve özgürlük yolunda direnmenin yüz aklığı ile binlerce selam ve destek yolluyoruz. İzmir, Kocaeli, Sakarya, Akyazı, Kayseri, Konya, Antalya ile devam eden direniş halkalarını da inancın coşkusu ve haklı olmanın köklü izzetiyle selamlıyoruz.
Başörtüsü konusundaki çözümün; insanın faal olduğu ve insan olarak tanımlandığı her alandaki haklarıyla, inancıyla, çabası ve düşüncesiyle bütünleşmesi gerektiği ve her tür özgürlüğünün korunması gerektiği talebimizden vazgeçmediğimizi tekrar deklare etmekten onur duyuyoruz.
VAN HAK ve ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU (VAHÖP)
Adına MAZLUMDER Van Şubesi
İNANÇ ve DÜŞÜNCENİN SAYGINLIĞI KORUNMALIDIR
Hak ve Özgürlüklerimiz için 76. kez meydanlarda olmakla; yasakçı bir sisteme dönüştürülmüş bir zihniyetin tahakkümünü yaşamanın acısını/hüznünü, hak ve özgürlükler için ısrarlı ve kararlı olmanın, direnmenin yüz aklığını/kıvancını yaşıyoruz. Mücadelesini yürütmeye çalıştığımız insan, ancak hakları ile anlamlıdır. Bunun anlam çerçevesini de onun özgürce kendini ifade edebilme ve tanıklaştırma çabası oluşturur.
Başörtüsü sorununu çözme konusunda somut adımlar atma girişimlerinin olduğu bugünlerde, aynı zamanda kafa karışıklığı ve zihin bulanıklığına da şahit olmaktayız. MHP’nin AKP’ye destek vererek sorunu çözmek mi, yoksa yasağın anayasal nitelik kazanmasına mı zemin hazırlamaya çalıştığı anlamlı ve ciddi bir soru olsa gerek. Elbette ki bütün bu savrulma ve manipüle atraksiyonlar karşısında Hak ve Özgürlükler Platformu olarak tavrımız da kararımız da nettir. Hizmeti alan ve veren konusundaki yapay ve aldatıcı kurgu ciddiyet ve samimiyetten uzaktır. Zira sorunu çözmeyi değil sorunun sistematik olarak daha da giriftleşmesini öngörmektedir. Çünkü insanlar inançlarını bir şey alıp vermeye göre değil, ikna olup-olmadıklarına göre seçerler. Buna göre inanmış ve inancının gereklerine uymak durumunda olan bir insanı tanımlama ve kategorize etme; hem jakobenizmin, hem gayrı hukukiliğin ve hem de faşist/tek tipçi bir zihniyetin tavrı olabilir. Çünkü inançlar bölünemez ve müdahale kabul etmezler. Hizmet alan-hizmet veren ayrımı aldatıcıdır ve sahici dayanaklardan yoksundur. Bununla birlikte sorunu çözmekten uzaktır. Çünkü hizmeti alan da veren de insandır ve insan her zaman ve zeminde inancıyla vardır.
Özellikle CHP’nin “laiklik sendromu” ciddiyetsiz ve mantıksızdır. Toplumu germe ve korkular üretme noktasında, kendinden ve tezlerinden emin olmayan her fikir gibi saldırgan ve eyyamcı tavrı artık prim yapmamaktadır. Toplumun artık şiddetle adalet ve özgürlüğe olan ihtiyacı, bu tür ayak oyunlarına müsaade etmeyecek kadar aciliyet arz etmektedir. Özellikle dünya çapında oluşturulmaya ve yaygınlaştırılmaya çalışılan “İslamo fobia” tezleri aynı zihniyete sahip emperyalist kardeşleri tarafından birer rantiye tezgahına dönüştürülmüş durumdadır. İsrail ve ABD merkezli bu korku üretme fabrikalarının amacı da elde ettiği sonuçları da artık kimseye gizli değildir.
Son haftalarda özellikle Filistin’de yoğunlaştırılmış İsrail devlet terörü Müslüman kıyımına en vahşi şekillerle devam etmekte ve dünya yine aynı ahlaksız rolünü oynamaya devam etmektedir. Filistin’de gün yok ki şehit ve yaralı eksik olmasın. Sadece Filistin değil dünyanın her tarafı acil olarak adalete ve huzura muhtaçtır. Bunu sağlamak, öncelikle insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak ve adalet tarafında konumlanmakla mümkündür. Yeryüzü bu zulüm yangınından acil olarak kurtarılmalı ve herkesin inancı, düşüncesi ve emeği saygınlığına kavuşarak güvencesi sağlanmak zorundadır.
Bu yolda Türkiye’de periyodik olarak işlenen ve eylemselliği ile bir süreç oluşturan platformlardan Ankara İnanç Platformu bu hafta üçüncü yılına girmektedir. Van’dan Ankara’ya adalet ve özgürlük yolunda direnmenin yüz aklığı ile binlerce selam ve destek yolluyoruz. İzmir, Kocaeli, Sakarya, Akyazı, Kayseri, Konya, Antalya ile devam eden direniş halkalarını da inancın coşkusu ve haklı olmanın köklü izzetiyle selamlıyoruz.
Başörtüsü konusundaki çözümün; insanın faal olduğu ve insan olarak tanımlandığı her alandaki haklarıyla, inancıyla, çabası ve düşüncesiyle bütünleşmesi gerektiği ve her tür özgürlüğünün korunması gerektiği talebimizden vazgeçmediğimizi tekrar deklare etmekten onur duyuyoruz.
VAN HAK ve ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU (VAHÖP)
Adına MAZLUMDER Van Şubesi