Basın açıklamasının tam metni:

YASAKÇI REKTÖRLER HAKKINDA SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ

"İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve önceki nesilleri yaratan (Allah)tan korkun." (Şuara süresi 183–184)

İnsan hak ve özgürlükleri açısından yoğun ihlallerle dolu bir süreci yaşamaktayız. Ülkemizin kanayan yarası olan başörtüsü konusunda atılmak istenen kısmı çözüm adımları egemenler açısından beka sorunu olarak algılandığından olsa gerek hayli agresif tavırlarla karşılanmaktadır. Yapılan düzenlemeyi, sınırlılığı, nihai çözümden uzak oluşu, yasakçı uygulamalara açık zaafları ihtiva etmesi gibi illetlerine rağmen olumlu buluyoruz. Egemenlerin bu güne kadar uygulaya geldikleri zulümler için özür dilemeleri gerekirken kısmı özgürlük arayışına böylesi büyük bir tepki göstermeleri nasıl bir ruh hali içinde olduklarını ortaya koymaktadır. Beklendiği gibi süreç provokasyonlarla akamete uğratılmaya çalışılmaktadır. Ortada açık kanun hükümleri olmasına rağmen yasağı ısrarla sürdürmeye çalışan rektörler hakkında basın aracılığıyla savcıları göreve çağırıyoruz. Derhal haklarında işlem yapılmalıdır.

Bu süreç rektörlerin temsil ettiği egemen zihniyetin hukuk algısını da yansıtmaktadır. Hukuk dışı ittihatçı gelenek, elitler eliyle sürdürülmeye devam etmektedir. Susurluk, Şemdinli, Ergenekon çizgisi kendilerini vatanın gerçek sahipleri addeden emperyalizmin yerli taşeronlarının örtülü ve hukuk dışı uygulamalarının görünen yüzü olarak ortada durmaktadır. Böylesi derin güçlerle yüzleşmeden hak ve özgürlükler alanındaki açılımlar hayalden öteye geçmeyecektir.

Bir diğer kanayan yaramız olarak Kürt sorunu öneminden hiçbir şey kaybetmeksizin orta yerde durmaktadır. AB sürecinde yaşanan kısmı açılımlar sınır ötesi operasyona kurban edilmiştir. Kan akmaya devam etmektedir. Kavmiyetçilikler cenazeler üzerinden yükseltilmeye, Kürt ve Türk halkları arasındaki kardeşlik bağları yıpratılmaya çalışılmaktadır. ABD himayesinde gerçekleştirilen, karşılığında birçok şeyin verildiği anlaşılan şiddet döngüsünden başka bir sonuç ortaya çıkaramayacağı tahmin edilen sınır ötesi operasyon Kürt sorununa çözüm olmayacağı gibi kardeşliğe de fayda vermeyecektir. Bu süreçte sorunun muhatapları aklıselim ile hareket etmek, halklarımızın daha fazla acı çekmesine meydan vermeyecek politikalar üretmek durumundadırlar. Kürt halkının meşruiyet, insanca yaşam, eğitim ve kültürel haklarının özgürce yaşanabileceği bir kardeşlik vasatını oluşturma zorunluluğu, bu ülkenin tüm erdemli insanlarının bir görevidir. Ulusalcı çatışma sürecinin aşılarak İslam kardeşliği temelinde yüzyıllardır sürdürüle gelen bir arada yaşam modeli tek çözüm olarak kendini dayatmaktadır.

Irak, Afganistan ve dünyanın daha birçok yerinde ABD, İngiltere ve İsrail şeytan üçgenin kanlı senaryoları icra edilmeye devam etmektedir. Yine Gazze'ye yönelik ekonomik abluka devam ederken, diğer taraftan Siyonist terör güçleri her gün onlarca insanın kanını dökmeye devam etmektedir. Açlıktan, ilaçsızlıktan ölmeyenleri de roketlerle öldürmek isteyen Siyonist terör güçlerinin, yüzyılı aşkın bir süredir uyguladıkları zulümleri terör, soykırım kelimeleri ifade etmekten acizdir. İnsanlık tarihi böylesi bir azgın güruha şahit olmadığı gibi, Filistin halkı gibi kahraman bir halka da şahit olmamıştır. Yine insanlık tarihi böylesi duyarsız bir uluslar arası toplum görmediği gibi, Arap ve İslam, toplum ve devlet yöneticilerinin işbirlikçiliğinin ulaştığı boyuta da şahit olmamıştır. Ülkemiz özelinde Ak parti iktidarının Filistin davasına yönelik olumlu adımlarını arttırarak devam ettirmesini, Kudüs'ü siyasi hesaplara kurban etmeyecek bir bilinçle sahiplenmesini, Filistin halkına sahip çıkarak tüm İslam dünyasına örneklik teşkil etmesini beklemekteyiz.

Müslüman halkımızı Filistin özelinde tüm Müslümanlar ve dünyanın mazlum halklarıyla dayanışma içerisinde olmaya çağırıyoruz.

VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU

Anadolu Gençlik Derneği, Gökkuşağı Derneği
Mazlumder, Memur-Sen, Umut-Der, İnsan -Der