Yalçınkaya CHP"ye kör

Yalçınkaya CHP"ye kör

Özgür Eğitim-Sen’in, geçtiğimiz yıl CHP hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine başlatılan incelemeden 400 gündür sonuç çıkmadı.

Özellikle kritik davalarda hep CHP'nin görüşü yönünde kararlar alan yargı; bu partiye yönelik suç duyurularını ve incelemeleri de bir türlü sonuçlandıramıyor. Vakit dünkü sayısında Alman Ebert Vakfı'ndan para aldığı belgelenen CHP hakkında 240 gün önce inceleme başlatılmasına rağmen halen sonuca ulaşılmadığını ortaya çıkarırken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 400 gündür CHP hakkında "laiklik ilkesinin ihlal" ettiği gerekçesiyle başlatılan incelemenin de halen sonuçlanmadığı bilgisine ulaştı.
HALEN AÇIKLAMA YOK
Özgür Eğitim-Sen'in, CHP'nin 32. Olağan Kurultayı için hazırlattığı afişlerle ilgili olarak bu parti hakkında yaptığı suç duyurusunun akıbeti belli değil. Söz konusu afişte, Deniz Baykal fotoğrafının üstünde, "Çekil aradan. Din de bizim, devlet de bizim, millet de bizim"" ifadesi yer alıyordu. Özgür Eğitim-Sen, Nisan 2008'de bu sözlerle laiklik ilkesinin ihlal edildiğini belirterek, yasal girişimde bulunmuştu. Özgür Eğitim-Sen'in 24 Nisan'daki başvurusunu inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu, dilekçenin kabul edilmesine ve içeriğinin değerlendirilmesine karar vermişti. Ancak başvurunun üzerinden yaklaşık 400 gün geçmesine rağmen konuyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan henüz bir açıklama gelmiş değil.
Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, geçen yıl Nisan ayında CHP'nin laiklik karşıtı afişine ilişkin Anayasa'nın ve siyasal partiler kanunun ilgili hükümleri gereği parti hakkında uyarma ya da dava açma işlemlerinden herhangi birinin yapılıp yapılmayacağının kendilerine bildirilmesi" istemini içeren dilekçeyi başsavcılığa verdiklerini hatırlatarak, "CHP 32. Kurultayı için hazırlattığı afişlerle laiklik ilkesini ihlal etmiş ve din istismarlığını gözler önüne sermişti. 'Kurultaya CHP'liler davet edilirken, 'Çekil aradan... Din de bizim. Millet de bizim' afişlerindeki 'din de bizim' ibaresi bütün inançlara ve inançsızlıklara eşit mesafeli olmayı gerektiren laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmekteydi. CHP'nin eylemi Anayasa'nın 68. maddesinin 4. fıkrası kapsamında aykırılık oluşturduğu da ortaya çıkmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu da, dilekçenin kabul edilmesine ve içeriğinin değerlendirilmesine karar vermişti. Ancak aradan bu kadar süre geçmesine rağmen halen sonuca ulaşamamamız manidardır. Ergenekon davası ile yargı bağımsızlığından söz edenler, AK Parti'ye kapatma davası açıldığında Yalçınkaya'ya sahip çıkanlar; bugün bu konuları neden takip etmiyorlar? Bu konu araştırılmayacak ve haber konusu olmayacak kadar basit bir mesele mi?" diye sordu.
"DİYET Mİ ÖDENİYOR?"
Koalisyon hükümetleri döneminde Adalet Bakanları Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay'ın hâkim ve savcı kadrolarını parti sempatizanı isimlerle doldurduğunu hatırlatan Tanrıverdi, "O kadrolaşma gitti askerden 28 Şubat döneminde brifing aldı. Antidemokratik müdahalelere direnmek yerine önünü açtı. Şimdilerde ise kaygımız 'diyet mi ödeniyor?' sorusuna cevap bulamamamızdır" dedi.
HESAPLARDAKİ USULSÜZLÜK NE OLDU?
Anayasa Mahkemesi, Haziran ayı içinde CHP'nin 1998, 2004, 2005 ve 2006 yılı hesaplarında "usulsüzlük" belirlemişti. "1998 yılı hesaplarında 35 milyar 386 milyon 533 bin 328 Lira'nın, 2004 yılı hesaplarında 267 bin 860 YTL 57 YKR, 2005 yılı hesabında 161 bin 620 YTL 2 YKR, 2006 yılı hesaplarında ise, 465 bin 660 YTL 10 YKR gider karşılığı usulsüzlük" saptayan AYM; usulsüz harcamalarla ilgili olarak parti sorumluları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu suç duyurusuyla ilgili ne yaptığı da bilinmiyor.