"Yasağın Sonucu; Derin Çelişki" (FOTO)

"Yasağın Sonucu; Derin Çelişki" (FOTO)

Sakarya Başörtüsü Platformu 117.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi.

Sakarya Başörtüsü Platformu 117.Başörtüsü Eylemi

“Yasağın Sonucu; Derin Çelişki”

Sakarya Başörtüsü Platformu 117.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin kutlandığı şu günlerde sürdürülen başörtüsü yasağının, söz konusu seçme ve seçilme hakkının uygulanmasında ki çelişkiyi gözler önüne serdiği dile getirilen açıklamada, Başörtüsünün İslam’ın emri olduğu belirtilerek, yasağa karşı tavır almanın adaletli bir gelecek için gerekli olduğu vurgulandı.

Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Sakarya Şubesi Üyesi Nazım BALÇIK tarafından okunan basın açıklamasında; eğitim, sağlık, siyaset gibi birçok alanda başörtüsü yasağının devam ettiği belirtildi. Kadının seçme ve seçilme hakkının kağıt üzerinde kaldığı, Milletvekili seçilseler bile başörtüleri nedeniyle Meclise girmelerine müsaade edilmediği belirtilen açıklamada; “Bu derin çelişki bizzat sistem tarafından bilinçli bir şekilde uygulanan ve İslam’ı hedef alan Başörtüsü yasağı uygulamasının bir sonucudur.” ifadesine yer verildi.

Ülkedeki egemen güçlerin İslam’ı ve Kürt fobilerini iç tehdit unsuru olarak göstererek, yasaklar dayatarak, halkın geleceğini ipotek altına almaya çalıştığını, ama bunun bir kader olmadığını belirten BALÇIK sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kader değildir ve olmamalıdır da! Kendi özünde olanı değiştirme azmini gösteren bir toplumun, çok daha adaletli yarınlara kavuşması mümkündür.”

Başörtüsüne sahip çıkıyor olmanın aynı zamanda geleceği kurtarmak, sosyal adaleti sağlamak, haksızlık ve sömürüyü engellemek ve her şeyden önce ALLAH’a hesap verecek olma bilinci taşıdığı dile getirilen açıklama; “Başörtüsü onurumuzdur! Korumaya devam edeceğiz! Biz başörtüsüne sahip çıkacağız, başörtüsü de bizlere! Çünkü başörtüsü İslam’ın emridir! Başörtüsüne özgürlük, hemen şimdi!” cümleleri ile sona erdi.

“Başörtüsü İslam’ın Emri; Müslüman Kadının Kimliğidir” ve “Tevhid Adalet Özgürlük” yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca “Yasak Sürüyor; Direniş Büyüyor”, “Tevhid, Adalet, Özgürlük” ve “Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz” sloganlarını attılar. Eylemde “Yasak Sürüyor (D)uyuyor musunuz”, “Tevhid Adalet Özgürlük”, “Başörtüne Sahip Çık” ve “Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz” yazılı dövizler de taşındı.


Sakarya Başörtüsü Platformu 117. Basın Açıklaması Tam Metni:

Yasağın Sonucu; Derin Çelişki

5 Aralık kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıldönümü. Evet! 5 Aralık 1934’den bu yana bu ülkede kadınlar seçebiliyorlar ve seçilebiliyorlar. Fakat bugün, yani 2007’de başörtülü kadınlar kamusal alan bahanesiyle tüm toplumsal hayattan tecrit edilmeye çalışılıyor. Bırakın başörtülü bir şekilde Meclis’te yer alabilmeyi, aday adayı olmaları bile zor. Merve Kavakçı’ya yapılan linç girişimi hala dün gibi hafızalarımızdaki yerini koruyor. Yani bugün başörtülü kadınlar için seçilebilme özgürlüğü olsa da bu özgürlük lafta kalıyor. Çünkü seçilmeleri Meclis’e girebilmelerine yetmiyor.

Kadının seçilme hakkının kağıt üzerinde kaldığının hiçbir anlam taşımadığının herkes gibi kanun koyucular da, siyasetçiler de farkında olmalılar. Halk, Merve Kavakçı’yı seçmemiş miydi? Hangi güç veya hangi irade başörtülü bir kadının Meclis’e girmesini engelleyip onu linçe tabi tutabiliyor? Hangi güç onu vatandaşlıktan dahi çıkaracak kadar kinini kusmakta sakınca görmüyor? Bu derin çelişki bizzat sistem tarafından bilinçli bir şekilde uygulanan ve İslam’ı hedef alan Başörtüsü yasağı uygulamasının bir sonucudur.

Bunu geçtik diyelim. Daha çok kısa bir zaman önce Kartel medyasının baş aktörü Hürriyet Gazetesi eşi başörtülü olan milletvekillerini tek tek sayıp araştırıp ifşa etmeye kalkışmadı mı? Ve bunu bir gazetecilik başarısı olarak duyurmadı mı? Bugün Türkiye’de kadınların yüzde yetmişini oluşturan başörtülülerin seçilme hakları fiili olarak yoktur.

Başörtülüler nasıl okullarından uzaklaştırılıyorlarsa, nasıl hastanelere sokulmak istenmiyorlarsa, nasıl üniversite kapılarından geri döndürülüyorlarsa, nasıl hiçbir başörtülü kadın basın kartı alamıyorsa, başörtüsünden dolayı almış oldukları ödüller nasıl verilmiyorsa, askeri hiçbir tesisten içeri giremiyorlarsa veya askerlerin bulundukları diğer sivil mekanlara da sokulmuyorlarsa, aynı şekilde seçilseler dahi başörtüleriyle Meclis’te yer alamıyorlar. O ağızdan düşürülmeyen, övüne övüne bitiremedikleri demokrasinin açık bir aldatmaca olduğu nasıl da ortaya çıkıyor.

Güvenlik, politika ve stratejilerini dış tehditlerden çok kendilerinin bizzat ilan ettiği iç tehditlere ve en başta da İslam ve Kürt fobisini yenmek mantığı üzerine kurmuş egemenler, tüm dünyada yaşadıkları acziyet ve çaresizliği kendi halklarına şahinlik yaparak kapatmaya çalışıyorlar. Eskilerin deyimiyle “elin gavuruna el pençe divan durmaktan” gocunmayanlar Müslümanların başörtüsünü yasaklamakta güç ve kuvvet bulduklarını zannediyorlar!

Halkın verdiği vergilerle sağladıkları gelirlerle yılda yirmi milyar dolar dış borç ödüyorlar hayıflanmıyorlar; işsizlik her yüz kişiden 12’sinin canını yakıyor, onların hiç umurunda olmuyor; ülkedeki mal ve hizmet alımlarının % 60’ını savunma harcamaları oluşturuyor, hiç kimse bu kadar mal ve hizmet nereye gidiyor diye soramıyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, ancak vurgulamak istediğimiz; denetlenmeyen, denetlenemeyen bir takım güçlerin halkın geleceğine ipotek koyduğu gerçeğidir. Bu kader değildir ve olmamalıdır da! Kendi özünde olanı değiştirme azmini gösteren bir toplumun, çok daha adaletli yarınlara kavuşması mümkündür.

Bugün bizim başörtümüze sahip çıkıyor olmamız aynı zamanda geleceğimizi kurtarabilmek, insanca yaşam şartlarına kavuşabilmek, işsizlik belasından kurtulabilmek, gelir dengesizliğinin önüne geçebilmek, haksızlıkların ve sömürünün çarkında eriyip gitmemek, sosyal adaleti tesis edebilmek içindir. Bugün bizim başörtümüze sahip çıkıyor olmamız; onurumuzu çiğnetmemek, kendimize olan saygı ve özgüvenimizi yitirmemek, yapılan bir haksızlık karşısında susan dilsizler konumuna düşmemek, her şeyden önce Rabbimize hesap vereceğimiz bilincini korumak içindir.

Başörtüsü onurumuzdur! Korumaya devam edeceğiz!
Biz başörtüsüne sahip çıkacağız, başörtüsü de bizlere!
Çünkü başörtüsü İslam’ın emridir!
Başörtüsüne özgürlük, hemen şimdi!

Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Sakarya Şubesi
www.basortusuplatformlari.org
www.ozgurder.org