Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail'e 'posta' koyması bütün İslam dünyasında olduğu gibi İran'da da sevinç ve heyecanla karşılanmıştı.

İran gazeteleri Türkçe "Yaşasın Erdoğan" diye manşet attılar"

Cumhur-i İslami'nin yöneticileri Erdoğan'a şükran ve tebrik mesajları gönderdiler"

Üniversite öğrencileri Tahran'daki Türkiye sefaretinin önünde büyük bir dayanışma gösterisi düzenlediler, elçiliğin kapısına çiçek bıraktılar"

Ne yazık ki biz, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın Cenevre'deki Irkçılıkla Mücadele Konferansı'nda yaptığı muhteşem konuşmaya böyle bir 'mukabele'de bulunmadık.

Birkaç arkadaşımız İran Konsolosluğu'nun kapısına çiçek bıraktı, o kadar.

Halbuki Ahmedinejad'ın "İsrail en ırkçı ve vahşi rejimdir" haykırışı hepimiz adınaydı.

Bu haykırış üzerine konferans salonunu terk eden Batılı diplomatların tavrı da hepimizeydi.

Ahmedinejad'ın sözlerini öpüp başımızın üstüne koymamakla ve Batılı diplomatların protestosunu üzerimize alınmamakla çok ayıp ettik.

Meseleyi Batı'nın "fundamentalist molla rejimi"ne (!) yahut "ekstremist Ahmedinejad"a (!) tepkisinden ibaret görüyorsak, fena halde yanılıyoruz.

Mesele Batı'nın İslam düşmanlığı ve Siyonizm hayranlığıdır.

O konferansta Filistinlilere atom bombalarıyla saldırmayı savunan İsrail Dışişleri Bakanı Liebermann da konuşsaydı ve "Gazze'deki HAMAS rejimi dünyanın en vahşi ve ırkçı rejimidir" deseydi, hangi Batılı diplomat salonu terk ederdi?

Bırakın HAMAS'ı, bütün Ümmet-i Muhammed'in ve hatta bizzat Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) suçlanmasını bile normal karşılamaz mıydı bunlar?

Üstelik, buna tepki gösteren Müslümanları "ifade hürriyetine saygısız fanatikler" diye tefe koymazlar mıydı?

Tabii ki koyarlardı.

Koyuyorlar zaten.

Onun için Ahmedinejad, geçenlerde İslamşehr'de düzenlenen bir mitingde yaptığı konuşmada, mukkaddes değerlere yapılan hakaretleri hoşgörü ile karşılarken İsrail ve Siyonizm'in eleştirilmesine tahammül edemeyen Batılıların "ifade hürriyeti" anlayışını yerden yere vurdu.

Dedi ki:

"İsrail'in destekçileri Siyonizm'i mukaddes değerlerden ve ifade hürriyetinden daha yüce tutuyorlar. Onlar Siyonist rejimi bir idol haline getirdiler. 'Her şey hakkında istediğiniz gibi konuşabilirsiniz, ama İsrail'e laf edemezsiniz' diyorlar. Allah'ın peygamberlerine hakaret edilmesini ifade hürriyeti adına kabul ederken, sıra İsrail'e geldiğinde, 'Bu konuda konuşmaya hakkınız yok' diyorlar. Bütün dünyanın kendi putlarına –Siyonizm'e- tapmasını istiyorlar"

Aynen öyle.

Siyonizm'e karşı hepimiz adına verdiği izzet mücadelesinden ötürü Ahmedinejad'a hürmet ve şükranlarımı sunuyorum.