Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Yasin, Yasin, Yasin

Hakîm olan Kur’an’a and olsun!
Göklerden bugün yeryüzüne bir daha indi Yasin
Diyarbakır semaları Yasiin Yasiin sesleriyle çınlayıverdi
Bugün bir daha nazil oldu Kur’an’ın kalbi Yasin
Tane tane, kelime kelime göklerde bir daha okundu Yasin
Bugün bir daha yaşandı, yeryüzünde bir daha sahnelendi Yasin

Bu defa şehrin öte başından koşup gelen
Heyecanla “ey benim kavmim” diye seslenen
Bir tek kişi, bir tek Habib-i Neccar değildi.
Bugün gencecik yiğitlerdi şehrin öte ucundan koşup gelenler
Kutlu bir günde, kutlu bir seferden dönenler
Yetimlere kanat germe, açları doyurma seferinden dönenler.

Evlerine yılda bir defa et giren semtlerden, sokaklardan geliyorlardı
Bir daha gideceklerdi, yüklerini yüklenip bir daha gideceklerdi.
Çünkü arka sokakların çocukları onları gözlüyor
Onların yolunu bekliyorlardı pencerelerden,

Fakat kaderde bugün Yasin suresi bir daha yaşanacaktı,
Habib-i Neccar bugün bir daha taşlanacak, bir daha parçalanacaktı.
Ne bilsin balkonlarda kurban payı bekleyen yavrular,
Ne bilsinler, Kurban Bayramında bu defa Yasin kurban edilecekti
Yasin ve arkadaşlarının kanları dökülecekti.

Göklerden bugün yeryüzüne bir daha nazil oldu Sure-i Yasin
Yeryüzünden de göklere doğru bir Yasin yükseliverdi
Rahmet meleklerinin eşliğinde bir Yasin indi, bir Yasin çıkıverdi
“Gir cennete ey güzel çocuk, nur yüzlü çocuk” diye bir ses yankılandı semada.
“Gir cennete ey vahşilerin parçaladığı ceylan” diye.

Göklere yükselirken ruhu şöyle bir döndü de;
“Ey benim kavmim” diye seslendi gül yüzlü Yasin;
Ey benim kavmim, ah bir bilseydiniz,
Bir bilseydiniz beni Rabbimin nasıl karşıladığını
Bir bilseydiniz Rabbimin beni nasıl affedip bağışladığını
Neler lütfeylediğini, neler verip neler ikram eylediğini
Ah bir bilseydiniz şu anda cennette olduğumu,
Arşa yükselip oradan her bir yanı seyrettiğimi
Ah bir bilseydiniz şu anda Rasûl’ün kucağında
Hamza’nın hemen yanı başında durduğumu
Hani benim gibi parça parça edilen Hamza’yla birlikte olduğumu.
Kolları kanatları koparılan Caferle, Cafer-i Tayyar ile
Gençlerin sevgilisi Mus’ab’la buluştuğumu,
Kerbela yarenleriyle, Hüseyin’le beraber olduğumu bir bilseydiniz!

Ve ey benim kavmim, ey benim katillerim!
Bir bilseydiniz sizi beklemekte olan korkunç akıbeti!
Bir anlasaydınız ne büyük bir hüsrana uğradığınızı,
Cehennemden önce dünyanın size cehennem olacağını bir bilseydiniz

Ey benim kavmim, ey benim katillerim!
Artık bugünden sonra bir daha rahat uyuyamayacaksınız
Geceleri dehşetle fırlayacaksınız yataklarınızdan
Büyük bir uçurumdan kayalıklara fırlatılacaksınız her gece
Birden uyanacaksınız yüzleriniz taşlarla ezilirken, parçalanırken
Kana bulanmış gözlerinizi dehşetle açacaksınız
Her gece başınızın üzerinizden otomobiller geçip duracak.
Baştan sona bıçak darbeleriyle delik deşik edilirken uyanacaksınız

Yetim bıraktığınız yavruların bakışlarından hiç kurtulamayacaksınız
Kurban eti bekleyen çocuklar her gece yolunuzu kesecek, yakanızdan yapışacaklar
Ne zaman bir Müslüman sima görseniz korkudan titreyecek, yolunuzu değiştireceksiniz.
Ve siz ey azgın sürüleri üzerimize salanlar!
Her gece kâbuslarla uyanacaksınız,
Üzerinize yürüyen kalabalıkların ayakları altında ezilirken gözlerinizi açacaksınız.
Nur yüzlü insanlar, camilerden dağılan cemaatler her gece yüzünüze tükürecekler
Ölünceye dek Allah’ın laneti yağacak üzerinize
Ve bir gün öleceksiniz,
Sizi bekleyen cehennemdeki yerinizi alacaksınız
Asıl orada bulacaksınız bütün bu azgınlıklarınızın karşılığını
Asıl orada vereceksiniz vahşetinizin hesabını

Ve siz ey Müslümanlar!
Müjdeler olsun, göklerden bir daha inmiştir Yasin
İkinci bir Yasin Mevsimi, ikinci bir Yasin Medeniyeti başlamıştır.

Mehmet Göktaş / İnzar Dergisi – Aralık 2014 (123. sayı)

Bu yazı toplam 3380 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar