Abdurrahman Dilipak
Yeni bir mitolojik çağa hazır mısınız?
Korku! Panik! Belirsizlik!.. Biz ahir zaman Peygamberinin ümmetiyiz biliyorsunuz. Kıyamet alametlerini hatırlayalım.. Kıyamete ilişkin en büyük alametlerden biri “Hatemünnebi” olarak Hz. Muhammed (sav)’in gelişi idi aslında.
Sokaktaki insan Kıyamet deyince hemen Mehdi, Mesih ve Deccal’i hatırlar. Birileri bunu bir kurtuluş müjdesi gibi görür. Oysa “Kıyamet fitnesi” çok büyük bir fitnedir. Bu fitne insanlığın büyük ölçüde zarar görmesine sebeb olacaktır. Kimse Kıyameti özlemesin. Zaten o gün biz hayatta olmayacağız. Bugün yapacağımız en önemli şey tevbe etmek, dini muhafaza ve sabır.
Kıyametin son 3 büyük alameti; Yecüc-Mecüc, Dabbetül arz ve Emanet sandığının ortaya çıkması.
Kıyamet her an yaklaşmakta ama ne zaman kopacağını bilmiyoruz. Küçük alametlerin çoğu gerçekleşti. Sıra büyük alametlerde. Kur’an-ı Kerim’de “Kıyamet” suresi diye bir de sure var. (Enbiya, 1-3)’de şöyle bir uyarı var: “Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirip durmadalar. Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar. Kalpleri hep oyun ve oyalanmada.” İşte bu da bir kıyamet alameti. Oyun ve eğlence, dünyevileşme!.. Sabırsız, aceleci, öfkeli insanların yükselmeleri.
“Şakkul Kamer” hadisesi bir kıyamet alameti olarak anlatılır: “Saat yaklaştı, Ay yarıldı. Bir ayet-alâmet görseler yüz çeviriyorlar ve şöyle diyorlar: ‘Sürüp giden bir büyüdür bu!.’ Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır. Yemin olsun ki, onlara, haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir. Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışılmaz bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor.” (Kamer, 1-5)
(Duhan 9-16)’da haber verilen işaret: “İş onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktalar. Artık sen, göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle... İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu. ‘Ey Rabbimiz! Kaldır bizden bu azabı, biz gerçekten müminleriz. “Nerede onlarda öğüt almak!” Bu dünyayı kaplayan ozon bariyerini delen kimyasal gaz olmasın sakın!
(Zâriyat 22)’de “Sizin rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de...” denir. Su sadece yerde değil göktedir. Hava göktedir. Mevsimler, gece-gündüz gökden gelir. Kutuplardaki buzulların erimesini de not etmek gerek. “Görmüyorlar mı ki, biz o yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz” (Ra’d, 41-42) ve “Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı olacak! De ki, ‘Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki! Rabbinin azabından onlara bir nefha dokunsa yemin olsun şöyle diyecekler: ‘Vay bizlere! Biz, zalimlermişiz!”(Enbiya, 44-47)
Her yeni, büyük acaib ve garip olan hadise “kıyamet alameti” olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda CoVID’i, Starlink, Neuralink, 5G, Kimera, Humanoid, Klonoid hepsi birer kıyamet alameti olarak değerlendirilebilir. Final Güneş parçalanacak, yıldızlar dağılacak, dağlar pamuklar gibi atılacak. Her insanın ya da toplumun helakı onların kendi kıyametidir. Kıyamet yaklaştıkça ehliyet ve liyakata itibar azalacak, emanete hıyanet artacak. İnsanlar dünya mal ve makamına daha fazla itibar edecek, adalet kaybolacak.. GDO’lu ürünler, havanın, suyun, toprağın kirlenmesi, hormonlu gıdalar, hayvanların itlaf edilmesi, ekinlerin talan edilmesi, toprağın çoraklaşması,
Kıyametle ilgili çok sayıda hadis vardır. Bu konu ile ilgili ayetlere gelince, bunların bir kısmı kıyamet alametleri, daha çok ise Kıyamet hadisesi hakkındadır: “Yaklaşan yaklaştı. Onu Allah’tan başka açığa çıkaracak yoktur. (Necm 57-58)”, “Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın şanı yücedir. Kıyâmet saatinin bilgisi de yalnız onun yanındadır. Siz sadece O’na döndürüleceksiniz. (Zuhruf 85)”. (“Ey Muhammed!) De ki: “Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (diriltip) bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler. (Casiye 26)”. “Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir. (Yasin 49)”. “Yer o dehşetengiz sarsıntı ile sarsıldığı, yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, ve insan: ‘Ona ne oluyor?’ dediği zaman. O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır. (Zilzal 1-5)”, “O gün Sûr’a üflenir, bölük bölük gelirsiniz. Gök de açılmış, kapı kapı olmuştur. Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur. (Nebe 18-20)”. “Sûr’a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar. (Yasin 51)”. “Doğrusu bu azap onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir. (Enbiya 40)”. “O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye (Sûr’a üfleyenin çağrısına) uyarlar. Öyle ki, Rahmân’ın heybetinden sesler kısılmıştır. Artık bir fısıltıdan başka hiçbir şey işitemezsin. (Taha 108)”. “Rabbine andolsun ki biz onları (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız. Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri üstü hazır bulunduracağız (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler) (Meryem 68)”
Kıyametin küçük alametleri’ne gelince; Servetin çoğalması ve dağılımındaki adaletsizliğin artması, aynı kökten gelen ve benzer düşüncelere sahip toplulukların bencillikleri yüzünden aralarında fitne ve fesat çıkması ve kendi aralarında fırkalara bölünüp cedelleşmeleri, katil ve fitnelerin fazlalaşması, salgın hastalıkların artması, insanları Doğu’dan Batı’ya göç ettirecek bir ateşin ortaya çıkması, meteor şimşeklerin artması, iklim değişikliği, böcek istilası, çekirge istilası, tabii afetler ve depremlerin artması, emânete riâyetin ortadan kalkması. Erkeklerde kısırlaşma ve kadın nüfusunun ve engellilerin olağanüstü bir şekilde artması. Merhamet, şefkat, adalet, cömertlik ve sabrın azalması, gösteriş ve kibrin artması, insanların uzun ömür arayışından vazgeçip ölümü kurtuluş gibi görmeye başlaması, intihar olaylarının artması. Yeni dini akımların ortaya çıkması, dini ihtilafların çatışmaya dönmesi, yalancı peygamber, Mehdi, Mesih ve Deccal’lerin türemesi. İrtidat hadiselerinin artması. Hicaz bölgesinde ateş, dünyanın başka bölgelerinde yer çökmeleri, duman ve yangınların artması, vahşi hayvanların kitlesel halde ani ölümleri, güneşin batıdan doğması, insanların hayvan ve nesnelerle konuşması, sihir, büyü, hulul hadiselerinin artması, gibi hadiseler.
Büyük günahların yaygınlaşması ve vaka-i adiye’den sayılması, Putperestlik, din ve devlet büyüklerinin İlah ve Rab edinilmesi, Şirkin yaygınlaşması, Allah’ın adı anılarak şüpheli konularda yeminin yaygınlaşması, kutsal olmayan şeylerin kutsanması, hırsızlık, rüşvet ve torpilin artması, cinayet, intihar ve terörün artması, fuhşiyatın artması, anne ve babaya hürmetin kalkması, akraba ve komşu hakkı ile dul-yetim ve yolda kalmışların, yurtlarından çıkarılanların horlanması, yalan söz ve haram malın artması, haram ve mekruha dikkat edilmemesi, farzların ve sünnetlerin terki, (Faiz ve kumarın halk arasında meşrulaşması, ailenin parçalanması, nefsin ve neslin tereddisi. İstişare ve şûradan uzaklaşılması gibi hadisat. Son bir haber daha: Japon bilim insanları, soya bileşiği kullanarak erkek kedibalığını %100 dişiye dönüştürmeyi başarmışlar. Tehlikenin farkında mısınız? Selâm ve dua ile.