Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yeni salgınlar kapıda!

İddia o ki, Yeni salgın, coğrafi, etnik, dini, hayat tarzı, çocuk, yaşlı, anne gibi özel grublara yönelik ve beslenme hassasiyetlere duyarlı mikroplar üzerinden gerçekleştirilecek. CoVID sürecinde böyle bir database oluşturdular. Aslında tek tip bir CoVID yoktu ve aşılar da tek tip değildi. Hatta her aşı partisinde bile farklılıklar söz konusu idi. mRNA kullananlar Sinovac kullananlar, karma kullananlar, bir, iki, üç defa kullananlar, hepsi not edildi.

Yeni salgın haberi Çin ve Hindistan’dan bekleniyordu, beklendiği gibi oldu. Bu iki ülkenin nüfusu çok fazla ve diğer ülkelere göre daha otoriter oldukları için süreç daha kolay kontrol edilebiliyor. Aslında her iki ülke de kendi ulusal politikaları açısından nüfusun saflaştırılması ve seyreltilmesi açısından önemli. Yani bu durum onlar için ayrıca bir iç politika konusu. Özellikle Çin’in Doğu Türkistan ve Budist bölgeleri ile ilgili bir politikası var, Hindistan’ın da Müslümanlarla ilgili, Müslümanlara karşı bir politikası var. Bu bahane ile, uluslararası sistemi de arkalarına alarak böyle bir cinayete suç ortağı olarak katılıyorlar.

İşin ilginç yanı bu tezgah yine ABD’de hazırlandı, DSÖ tarafından servis edildi ve Çin’de patlatıldı. Daha önce de öyle olmuştu. Çin'in salgın bahanesi ile “sağlık acil durumu” ilan etmesinin ardından, salgına ilişkin HMPV “İnsan Metapnömovirüsü”nün ikincisi Hong Kong'dan bildirildi. Yine solunum sistemini hedef alan virüsten söz ediliyor. HMPV, yaşlılar ve beş yaş altı çocuklar için en büyük risk oluşturduğu ve bu grupları özellikle savunmasız hale getirdiği ileri sürülüyor. Haberler bu yeni salgının özellikle küçük çocuklar üzerinden etkili olacağı endişesi söz konusu. Kimine göre bu salgın kuş gribine benzetiliyor, hatta yine tüm dünyada kanatlı itlafına gidilebileceği söyleniyor.

Şimdinden ABD'nin bazı bölgelerinde maske zorunluluğu getirilmeye başlanmış bile.

Gözlemciler, diğer salgınların beyin hasarına yol açacak “Zombi Geyik” denilen bir başka salgın yanında, Turbo Kanser, AIDS benzeri bir salgın, Kalp ve Alzheimer türü salgınlar olabileceği ileri sürülüyor. Bu anlamda çocuklar yanında yaşlılar, diğer fiili hasta grubları ya da genetik risk sebebi ile belli hastalığa yatkınlığı olanları ile potansiyel risk grublarını hedef alacak salgınlar planlanacağı iddia ediliyor.

Ötenazi ve intihar yasasını, kitlesel ölümlerde cesetlerin dönüştürülmesini esas alan hazırlıklar boşuna, durduk yerde yapılmadı.

Her büyük salgının her zaman Çin'de başlaması komik. Özellikle Asyalı nüfusun otoriteye daha kolay uyma eğiliminde olduğunu gösteren çalışmalar düşünüldüğünde, bunun bir tesadüf mü yoksa daha derin bir şey mi olduğunu merak ettiriyor. Ben de bir Asyalı olarak, büyüklerime itaatkar ve saygılı olmayı öğrenerek büyüdüm, bu da bu önlemlerin fazla direnç olmadan nasıl uygulanabileceğini görmeyi kolaylaştırıyor. Kontrolü zorlamak için kullanışlı, değil mi?

Bill Gates Vakfı, Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi ve DSÖ iş birliğiyle, 2025 yılında ölümcül bir pandemiyi öngören "Global bir Salgın Riskine karşı Hazırlık" adlı bir simülasyon yürüttü. Bu kez "SEERS" adı verilen “EnteroVirüs”ün neden olduğu salgının, CoVID-19'dan daha yüksek ölüm oranına sahip olması ve özellikle de çocukları orantısız bir şekilde etkilemesi bekleniyor. Panelde CoVID-19 krizinden alınacak dersler de ele alınmış ​​ve toplumlumun verilecek talimatlara ve uyarılara olumlu cevap vermesinin sürecin kontrolü açısından önemine vurgu yapılmış. Toplum sürece aktif desteğinin sağlanması ve karşı propagandaların önlenmesi yanında dini toplulukların desteği ve gerektiğinde mabedlerin kapatılması gibi konular da ele alınmış.

Gelinen noktada Siyonistlerden karşı bir ses çıkmayacaktır. Onların mikrobu da, aşısı da, ilacı da işin başında ayarlanmıştır. Ve tabi bazı VIP ve CIP’lerin de. Papa kesin destek verecektir. Çin ve Hindistan zaten başından beri onlarla birlikte hareket etmektedir. Bu iki ülke onlarla birlikte olunca aslında dünyanın yine yarıdan fazlası bugünden bu iş için hazır durumda.

Tabi bu işe Trump ne diyecek o önemli. Rusya ne diyecek, AB ülkeleri ne diyecek. BM, DSÖ, FDI ve FAO bu konuda nasıl bir karar verecek?..

Türk dünyası, İslam dünyası, Arap ülkelerinden, yani Gazze konusunda dilini yutanlardan yine aykırı bir ses çıkmayacaktır. Netenyahu’nun ve MOSSAD’ın elinde, PizzaGate benzeri, Epstein/Diddy türü dosyalar bulunduğu sürece de bunlardan aykırı bir ses çıkmaz. Çıkamaz! Haklarında yolsuzluk dosyaları olanlar dut yemiş bülbüle dönerler.

Bunlar Allah’tan korkmuyorlar ama Diddy’den korkuyorlar! Kendilerini kurtarmak için ülkelerinin ve halklarının geleceğini hiç düşünmüyorlar sanki. Sahi öbür dünyayı hiç mi hesaba katmıyorlar, ya da ahiret gününe inanmıyorlar mı yoksa!

Yediğimize-içtiğimize dikkat edelim. Öz savunmamızı güçlü tutalım. RF üzerinde BioRezonans ya da subliminal mesajlara MK ULTRA yöntemleri ile akılçelen oyunlara karşı dikkatli olalım.

META’nın patronu Mark Zuckerberg geçtiğimiz hafta sonu ilginç itiraflarda bulundu. CoVID günlerinde kendilerine baskı yapıldığını, tehdit edildiklerini, CoVID kampanyası aleyhine mesajları sansürlemek zorunda bırakıldıklarını söyledi. Dahası onların servis ettiği haberleri, verileri ise bilimsel gerçeklermiş gibi servis etmek zorunda kalmışlar.

Aynı şekilde, hükümetler, akademi, iş dünyası, Media ve STK’lar da baskı, çıkar ilişkileri ve şantajla yola getirilmiş. Muhtemelen bu süreçte PizzaGate, Epstein ve Diddy dosyaları büyük iş gördü..

Şimdi bizde de kimin niçin öyle davrandığı ya da davranmak zorunda kaldığı daha iyi anlaşılıyor. Hatta yargının bir çok ülkede soruşturma açarken, tazminat davaları açılırken, İslam ülkelerinin neden, nasıl bu şekilde sessiz kaldığını anlamak şimdi bu gerçekler karşısında daha da kolaylaşıyor. ABD ve batı da bu karanlık ahlak dışı ilişkiler deşifre edilirken, İslam ülkelerindeki sessizliği anlamak da aynı şekilde daha kolay anlaşılıyor.

Evet işbirlikçiler, onlara destek verenler ve bu haksızlıklar karşısında sessiz kalanlar bu anlamda potansiyel olarak riskli bir konumdalar. Bu uyarıyı bu anlamda dikkate alın ve not edin. Ya onları kendinizden uzaklaştırın ya da siz onlardan uzaklaşın.. Yoksa bu dünyada da, ahirette de işiniz zor. Üstelik bu ins’in şeytanları, var güçleri ile başlattıkları işi bir adım ileriye götürmek için çalıştıkları bir zamanda bu konu çok daha önemli bir konu olarak önümüzde duruyor. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 68 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar