Zulüm Ve Eylemler Devam Ediyor

Zulüm Ve Eylemler Devam Ediyor

Kocaeli, Ankara, Kütahya ve Akyazı’da gerçekleştirilen başörtüsüne özgürlük eylemleri bu hafta devam etti.

Kocaeli'de 239. Başörtüsü Eylemi

Kocaeli İnsan Hakları Platformu tarafından düzenlenen başörtüsüne özgürlük eylemi 239. haftasına girdi. Basın açıklamasını platform adına Medine Küçük okudu.

Basın Açıklamanın tam metni aşağıdadır:

İnanç Özgürlüğü Platformu'nun 239.hafta basın açıklamasına hoş geldiniz. Anti demokratik uygulamalara ilkeli ve uzun soluklu bir direnişle cevap veren Gönüllü Kuruluşlar, Türkiye'nin birçok şehrinde değişik isimler altında mevcut hakların korunması ve genişletilmesi için aynı gün ve saatte açıklamalar yapıyorlar. Hak ve özgürlük gibi yaşamsal değere sahip taleplerimizi eğmeden bükmeden sizlerle paylaşıyoruz.239 hafta boyunca bizleri takip eden dostlarımız açıklamalarımızın ana temasının hakça paylaşım ve adil muamele olduğunu fark etmişlerdir. Bu taleplerimiz dini, ırkı, ideolojisi farklı olan herkes için geçerlidir.

Eli kanlı Siyonist İsrail rejiminin sözde elçisi Karadeniz turu yaparak halkımızı provoke etmeye çalıştı. Hak ettiği gibi her yerde protestolarla karşılanan sözde elçinin tek derdi halkımızı Yahudi düşmanı gibi göstermek. Binlerce yıllık mazisi olan yaşadığımız coğrafyanın en temel özelliği çok kültürlülüğe beşiklik yapması ve onlarca farklı etnik yapının ve dinin özgürce yaşama imkânı bulabilmesidir.

Değil Karadeniz Türkiye'nin hangi noktasına giderse gitsin protesto edilecek olan sözde elçi Levy sadece 80 yıl önce topraklarımızdan koparılan mukaddes bir bölümün üzerinde kurdurulan masa başı devletin temsilcisi olduğunu unutmamalı.

Avrupalıların, siyonist İsrail'in kurulabilmesi için uzun bir geçmişe sahip Osmanlı Devletini yıktıkları bugün herkesin hafızalarında tazeliğini koruyor. İnsan hakları şampiyonluğunu kimseye bırakmayan batılıların katliam dolu geçmişlerinin kefaretini ödemek Müslümanların, Filistinlerin borcu olmamalı.

Avrupa'da, İspanya'dan Almanya'ya bir an bile rahat bırakılmayan, etnik temizliğe uğrayan Yahudi nüfuz sığınılacak liman olarak İslam topraklarına koşmuştu. Çok kültürlü hayata aşina olan Müslümanlar karşılıksız olarak bu insanlara kucak açtılar. Şimdi ise gelinen noktada Siyonist ideoloji batılıların maşası olarak bölgede terör estiriyor.

Türkiye'nin bölgede gerilim politikasını bir tarafa bırakıp, komşularıyla barış ve işbirliğine dayalı yeni birliktelikler kurması ve bu siyaseti kalıcı hale getirmesi Kudüs ve bölgenin geleceği için hayati öneme sahiptir.

Değerleri ile barışık, halkların kardeşliği planında sorunlarını çözmüş bir Türkiye, insan hak ve özgürlükleri alanında bölge ülkeleri ile ortak projeleri kolaylıkla hayata geçirebilir.

 

Ankara'da 199. Başörtüsü Eylemi

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformunun düzenlemiş olduğu başörtüsüne özgürlük eylemi 199. Haftasına girdi. Basın açıklamasını platform adına Soner Kartal okudu.

Basın açıklamasının tam metni:

Soruyor spiker; amcası oğlu tarafından başı ezilerek vahşice öldürülen 12 yaşındaki yavrunun ölümünün ardından '' bu nasıl bir vahşettir, bu nasıl bir ahlaksızlıktır? Bu yozlaşmaya sebep ne?'' diye. Biz de soruyoruz sebep ne? Sebep ahlaki değerlerin yerleştirilememesi. Başörtülü hanım kardeşlerimizin eğitimci olmaları engelleniyor, kur'an kursları kapatılıp karargah evleri kuruluyor, kur'an eğitimine yaş sınırı getirilip dans ve bale kursları şiddetle teşvik ediliyor. Şarkı ve şov yarışmalarında küçücük bedenler teşhir ediliyor, utanma ve ar duygusu zihinlerden silinmek isteniyor. Din özgürlükleri engellenen evlatlarımız akın akın tapınaklarda huzurda durmaya zorlanıyor. Huşu içinde şirk koşan kitleler, konu dini özgürlüklere geldiğinde her türlü zulmü ve baskıyı yapmaktan zevk alıyorlar.

Dumansız hava sahasına verilen önem; darbe planları yapanları temizlemeye verilseydi, kamusal alanda(!) ÖZGÜR HAVA SAHASI oluşturulabilirdi.

Medeniyet medeniyet diye çırpınan zavallılar, medeniyeti; her türlü ahlaksızlığın mubah görüldüğü, sahtekârlığın normal sayıldığı bir kavram zannediyorlar. Medeni insanlar kendi vatandaşlarını öldürmez, ırk, dil, din ayrımı yapmaz, insana insan olduğu için değer verir. Kendini milletin vekili sanan aciz zihniyet, ayrılıkları ortadan kaldırmak için çabalayan, girişimleri kendince mantıklı (!) saçmalıklarla baltalamaya çalışıyor. Maksat muhalefet olsun mantığıyla mikrofon başına geçen kendisiyle çeliştiğinin bile farkına varamayacak kadar buhranlı kafalar. Çok görmemek lazım çünkü nemalandığı, her gün sayfa sayfa demeçler verdiği konu bitirilmek isteniyor.

Gözleri dönmüş muhalifler ve özgürlük düşmanları yok olmadan mücadelemiz bitmeyecektir. Bu haftada bizlerle beraber olduğunuz için teşekkürlerimizi sunuyoruz. İsterdik bu basın açılaması son olsun fakat haftaya 200. hafta basın açılaması için bizleri yalnız bırakmamanız duası ile Allah'a emanet olun.

 

Kütahya'da 6. Başörtüsü Eylemi

Mazlumder Kütahya şubesi tarafından 14 kasım 2009 tarihinde, Kütahya küçük hamam parkı önünde özgürlükler için basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Mazlumder Kütahya şube başkanı Lütfiye Özkul yaptı.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Ülkemizde yıllardan beri "kamusal alan" kavramı devletin vatandaşa hizmet verdiği alanlar olarak algılanmaktadır. Halkın üzerinde toplum mühendisliği yapmaktan çok hoşlanan cunta sever kimileri bu algılamadan hareketle, ülkemizdeki okullardan ve devlet kurumlarından başörtülü okumak ve hizmet etmek isteyen bu ülkenin vatandaşlarını uzaklaştırmışlardır.

Kamusal alan bahane edilerek başörtüsü yıllardır keyfi bir biçimde toplumdan dışlanıyor. Sınav başvuru kitapçıklarında sınav başvuru formlarında ve her türlü kıyafetin serbest olduğu sınavlarda sadece başı örtmenin imkânsız hale getirecek bir tanımlama yapılmaktadır. Her türlü kıyafetin serbest olduğu üniversitelerde sadece başörtüsü giremeyecek şekilde kılık kıyafet yönetmeliği düzenlenmiştir.

Hâlbuki ünlü alman sosyologu Habermas Kamusal alanı, "modern toplum kuramlarında, toplumun ortak yararını belirlemeye ve gerçekleştirmeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanına işaret etmek için kullanılan bir kavramdır, der. Ayrıca her türlü çıkardan arınmış, devlet otoritesinin baskısı ve buyruklarından, sermaye egemenliğinden bağımsız bir alan" olarak tanımlar.

İlginçtir, dünyanın yaşayan en saygın teorisyenlerinden olan Habermas kamusal alanı, sermayenin ve devletin baskısından arındırılmış bir alan olarak tanımlarken, Kamusal alan kavramı, önceki ve yürürlükteki anayasalarımızda, bırakınız tanımlanmayı, kullanılmamıştır dahi.

Başörtüsü bir kimlik parçasıdır ve bu kimlik ülkemizde var olan başka dini ve etnik grupların kabul görmediği gibi; devlet tarafından özgür bir biçimde yer alamamıştır.

Biz bir idealin peşindeyiz. Kişinin seçtiği veya seçmeyip doğuştan getirdiği tüm kimliklerin özgürce konuşulduğu, kimsenin düşüncesinden ve kimliğinden dolayı dışlanmadığı ve yargılanmadığı yani hakların gözetildiği bir Türkiye istiyoruz. İnsanlar arasında ırk, din, dil, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan; sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti ile sahip olması gereken hakları yani " İnsan Hakları" meselesinin benimsenmesi ve kişinin kendi özüyle yaşayacağı bir ülke istiyoruz.

Bizler birey olarak, varlığımızı gösterdiğimiz yaşam alanları içerisinde kangrene dönüşmüş bir takım akıl dışı uygulamaları, değişen ve dönüşen zaman içerisinde mantıken aynı köke dayanan, ancak yeni yüz ve şekiller ile kendisini gösteren baskı ve uygulamaları tespit ve teşhir ederek, bunların karşısında durmaya devam edeceğiz.

Tek tip bir vatandaş modelinin dayatılarak haksızlıkların yaşanmasını değil; farklılıkların var olabileceği demokratik bir toplum istiyoruz. Haftaya aynı gün ve saatte bu meydandayız geldiğiniz için teşekkür ederiz.

 

Akyazı'da 145. Başörtüsü Eylemi

Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu'nun düzenlemiş olduğu başörtüsüne özgürlük eylemi 145. Haftasına girdi. Basın açıklamasını platform adına Mahmut Alemdar okudu.

Basın açıklamasının tam metni:

Ülkemizde giderek derinleşen başörtüsü yasağının yanlışının, haksızlığının, hukuksuzluğunun, zulmün tamamen ortadan kalkması için inanç özgürlüğü platformu ile onurlu bir mücadele başlatan Kocaeli, Sakarya, Van, Ankara, Akyazı, Konya, Antalya, Kütahya'nın ardından Afyon Karahisar'lı kardeşlerimiz de mücadele kervanına katıldılar. Afyon Karahisar inanç özgürlüğü platformunu oluşturan ve destek veren kardeşlerimizi Akyazı başörtüsüne özgürlük platformu olarak tebrik ediyoruz. Allah c.c. muvaffak etsin.

Diyanet işleri başkanlığının bu yıl üçüncüsünü düzenlediği din şurasında alınan kararlar arasında kadınlara yönelik ayrımcılığın kabul edilemez olduğu vurgulanmıştır. Kangrene dönüşen bu yasağın tamamen bitmesi için resmi kurumların, gönüllü kuruluşların idarecileri akli selim düşünerek tavırlarını net olarak ortaya koymalıdırlar.

Halkın %47 oyunu alarak iktidara gelen AKP 7 senelik seyirci konumundan artık başörtüsü sorununu çözme konumuna geçmelidir.

Bu topraklar üzerinde yaşayan her insan inancını özgürce yaşayabilmelidir. Yasaklar ile İslam dini üzerinde baskı oluşturarak gençliğe çok büyük kötülük yapılmıştır. İnsanların dil, renk ve ırk gözetmeden kardeşliğinin tesisi sadece İslam kardeşliği ile mümkündür.

Uygulanmaya konulan açılım projesi ülkedeki kardeş kavgasını sona erdirip akan kanı durduracak ise herkesin destek vermesi gerekir diyoruz. Proje içerisinde sosyal ekonomik ve diplomatik konulara yer verilirken başörtüsüyle eğitime yer verilmemesi insanlarımızı endişelendirmektedir.

Çin hükümetinin işgal altında tuttuğu doğu Türkistan'da 9 Uygurlu Müslüman kardeşimizi idam etmesi soykırım ve asimilasyon politikasının açık delilidir. Çin hükümetinin Müslüman Uygurlu kardeşlerimize yaptığı katliamı kınıyoruz. Dışişleri bakanlığımızı ve İslam ülkelerinin yetkililerini gerekli hassasiyeti göstermeye davet ediyoruz.

Özgür bir ülke özgür bir dünya için gelecek hafta cumartesi saat 12:30'da buluşmak üzere Allah'a emanet olunuz. 

Haksöz Haber