28 Şubat Ergenekon'un Kaynağı

28 Şubat Ergenekon'un Kaynağı

Kapatılan Refah Partisi'nin Milletvekili Şeref Malkoç, '28 Şubat davasının sadece askerlerin yargılanması üzerinden yürütülmesinin hata olduğunu söyledi.

28 Şubat dönemini ve mahkeme sürecini kapatılan Refah Partisi milletvekili ve darbeye yakından tanık olan Av. Şeref Malkoç ile konuştum. Mağdur olanların rövanş değil adalet istediklerinin altını çizerek Erbakan'ın MGK kararlarını imzalatmak için kendisine gelen askere 'imanını kaybedersin' uyarısında bulunduğunu söyleyen Malkoç, davaya sivillerin dahil edilmemesinin bir eksiklik olacağını ifade ediyor.
 
28 Şubat mahkemeleri devam ediyor. Ne anlama geliyor bu davalar?
 
28 Şubat'ın üzerinden on altı sene geçti. Sevindirici olan aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hiç kimsenin işlediği suçun yanına kâr kalmaması. Bu yargılamaların birkaç faydası var. Birincisi, milyonlarca insan 28 Şubat'tan etkilendi veya mağdur oldu. Bu kesim yıllar sonra o sürecin aktörlerinin yargı önüne çıkması ile hem vicdanen rahatladılar, hem de bu kesimin adalete olan güveni arttı.
 
Başka?
 
Diğer bir önemli sonuç da, TSK içinde bu tür cunta faaliyetlerine heves edenler artık, Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat yargılamalarından sonra kolay kolay buna teşebbüs edemeyeceklerdir. Bu yargılamalarda Türkiye'nin demokrasi geleceği var, anayasaya sahip çıkma var, cunta artıklarının temizlenmesi ve 2023'te büyük Türkiye'yi oluşturma amacı var. Bugüne kadar cunta yargılamalarında kim ne yaptıysa yanına kâr kaldı. Dolayısıyla bu olay Türk demokrasi tarihi açısından önemlidir.
 
TOPLUM ERDOĞAN'A MİNNETTAR
 
Ne değişti de 28 Şubat döneminde yapılanlar mahkemeye taşınabildi?
 
Türkiye'de son on yıldır Recep Tayyip başbakanlığında AK Parti iktidarı var. Bu on sene içinde demokratikleşme anlamında çok ciddi adımlar atıldı, kanunlar değişti. Bu tür davaların askeri değil sivil mahkemelerde yargılanacağı hükmü getirildi. 2010 yılında yapılan referandum ile Türkiye'de darbe heveslilerinin alanı daraltıldı. Bu açıdan toplum Sayın Başbakan'a müteşekkirdir. Açılan bu hukuki zeminden hâkim ve savcılarımız daha kolay yürümeye başladı.
 
O dönem için siyasetçilerin tavrı da eleştiriliyor…
 
28 Şubat döneminde Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Cindoruk gibi siyasetçiler vardı. Millet onların cezasını Türk siyasi hayatından silerek kesti. Bir siyasetçi için en ağır ceza budur.
 
CUNTACILAR BİRBİRLERİNE DÜŞTÜ
 
İddianamenin okunmasının ardından savunmalar başladı. Nasıl ve ne şekilde savunuyorlar?
 
İki grup var. Bir tanesi Çevik Bir gibi 'Biz böyle yapmadık. Ben balans ayarı demedim gazeteler yazdı' diyerek te'vil etmek isteyenler. Bunların içinde Sayın Karadayı gibi 'Ben yapmadım Çevik Bir yaptı' diyenler de var. İkinci grup ise, Çetin Doğan gibi 'Evet yaptım, bugün olsa gene yaparım' diyenlerden oluşuyor. Allah kimseyi Çevik Bir ve arkadaşlarının düştüğü duruma düşürmesin.
 
Darbenin sivil unsurları da yargılanmalı
 
28 Şubat tartışılırken kimileri esas sorumluların siviller olduğunu ve askerin kullanıldığını ifade ediyor. Sizin kanaatiniz ne yönde?
 
28 Şubat'ta kanaatimce askerler asli faillerdir. Ama bunlara yardım ve yataklık yapanlar; teşvik ve tahrik edenler vardı. Bunlar, yalan haberler yapan medya, sivil toplum örgütleri ve sermaye ayağıydı. Öte yandan 28 Şubat, Ergenekon ve Balyoz'un da ana kaynağıdır. Örneğin Çetin Doğan, Engin Alan gibi isimler 28 Şubat cuntasında yetiştiler. Ergenekon ve Balyoz'da medya, sermaye ve sivil toplum ayağı bulunmamaktaydı.
 
28 Şubat'ın sık sık gündeme gelen sermaye boyutu mahkeme sürecinde ele alınacak mı?
 
Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre 28 Şubat'ın Türkiye'ye maliyeti 330 milyar dolar. Bugün yeni bir boğaz köprüsü üç buçuk milyar dolara yapılıyor. 28 Şubat darbesi olmasaydı, Türkiye o parayla yüz tane daha boğaz köprüsü yapabilirdi. Bu paralar iç edildi. Savcı, bu paranın nereye gittiğinin araştırılmasını MASAK'a yazdı. Biz de sonucu bekliyoruz.
 
Bir sivil isim dışında sanıkların tamamı asker. Siviller de dâhil edilir mi bu süreçte?
 
28 Şubat yargı süreci sadece askerlerin yargılanması üzerinden giderse hukuken eksik ve hatalı bir sonuç ortaya çıkar. Asker asıl fail olmakla birlikte onlara yardım edenler fer'i failler vardır. Onlar da cuntanın içindedirler. Sadece askerlerin müebbet cezasıyla yargılanmaları hukuken hata olur.
 
GEZİ'DE DARBE OLURDU
 
Gezi olaylarına baktığımızda sermaye, medya ve sivil toplum örgütleri vardı, işin içinde olmayan sadece askerlerdi. Bunun sebebi de askeri cuntanın Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat'ta yargılanıyor olmasaydı. Bu denklemde asker de olsaydı bir darbe olur muydu?
 
Daha karanlık işler olurdu. 2010 referandumu bunu önlemiştir. Ancak 28 Şubat'ın sermaye, medya ve sivil toplum ayağı da yargılanmış olsaydı Gezi olaylarına bu kadar destek veremeyeceklerdi. Asıl faillerle işin sivil boyutunun yargılanması, Türkiye'de demokrasinin yerleşmesi açısından önemlidir.
 
Erbakan askeri 'imanın gider' diye uyarırdı
 
MGK tutanakları ortaya çıktı. Erbakan Hoca'nın 28 Şubat'taki duruşu ile ilgili neler söylersiniz?
 
Askeri cunta, 28 Şubat'ta Cezayir örneğini vererek 'gerekirse silah kullanılır ve yüz binlerce kişi ölür' diyordu ve tank yürütüyordu. Erbakan Hoca karşısındaki bu cuntanın, bu silahlı çetenin gözünün nasıl dönmüş olduğunu gördü ve kendisinden fedakârlık yaparak, yüreği yanarak, gerektiğinde de başbakanlığı feda ederek milletin hiçbir evladının burnunun kanamamasını temin etti. Erbakan Hoca, anayasaya dayanarak sonuna kadar direndi ve o toplantıda darbeyle tehdit edilmesine rağmen o belgeyi imzalamadı.
 
O döneme ait bir anekdot var mı?
 
Erbakan Hoca, MGK kararlarını imzalamayınca cuntacılar MGK genel sekreterine belgeyi imzalatması için baskıda bulunuyorlardı. İlhan Kılıç Paşa başbakanlığa geliyor, rahmetli Erbakan da ona her defasında 'Bak İlhan Paşa bugünler gelip geçer. Biz böyle günleri çok gördük. Bu 18 madde hiçbir Müslüman evladının kaleme alabileceği, kabul edebileceği bir metin değildir. Arkadaşlarının sana imzalat diye baskı yapıyorlar, ama sen buraya bunlara inanarak bana imzalatmaya gelirsen, sonra imanın gider; karışmam' derdi.