Abdurrahman Dilipak
-3.500.000
Böyle giderse 2016 sonunda Türkiye’de ulusal basının toplam tirajı 3 milyonun altına düşer..
Bugün günlük ulusal basının tiraj toplamı 3.477.571. Son bir hafta içinde tiraj kaybı 239.463.
Aslında bu tirajın içinde en az 3 milyonun üstü 477.571’den daha fazla gazete naylon. Yani fiilen yok.. 239.000’lik tiraj da Paralel yapının Zaman yerine basıp dağıttığı gazete.. Bakış bir haftada 112.384, Meydan 34.639, Özgür 14.311, Taraf 36.109 tiraj kaybetti. Zaman 4966 tiraj artışı ile 7.560’a yükseldi. En düşük tiraj 458 ile Today’s Zaman.. 10.000 tirajın altında 11 günlük ulusal basın var.
Şu anda en yüksek tiraj 349.063. O da son bir hafta içinde 12.352 tiraj kaybetti. Posta 2. sırada. Son bir hafta içinde 12.389 tiraj kaybetti. Sabah 3. sırada. Kaybı 9.185. 300.000’in üzerinde 34 gazete var. 200.000 tiraj seviyesinde 2 gazete. Habertürk haftayı 15.078 tiraj artışı ile kapattı. Fotomaç ve Fanatik bir haftada 22.000 tiraj kaybetti. Haftanın başarılı tiraj artışlarından biri Diriliş’ten, 10.800.
Eğer bu haftanın kaybı 2 hafta daha sürecek olursa, toplam tiraj 3 milyonun altına düşer. Ya da Paralel yapının gazeteleri bu toplamdan düşerse yine 3 milyonun altını görürüz.
Media can çekişiyor. 3 tane 300.000, 2 tane 200.000, 10 tane 100.000, 8 tane 50.000 kategorisinde 11 tane de 10.000 altı gazete var. 48 günlük gazeteden 2’si spor gazetesi ve 2 gazetenin toplam tirajı 260.000 seviyesinde.
Belki de 50.000 tirajın altı ulusal basın kategorisinde değerlendirilmemeli. O zaman bu 48 gazete sayısı %50 azalır.
Aslında ulusal basın-yerel basın da artık birbirine karıştı. İnternet Mediası artık global. Öte yandan bazı ulusal basın denilen gazetelerden daha fazla tiraja sahip yerel basın var..
Tiraj ve ratingin devlet gözetiminde yapılması gerek. Bu konuda hem toplum, hem firmalar, hem de devlet aldatılıyor.
Hep yazıyorum. Bu gazetelerin büyük bölümü spor sayfası. En çok okunan sayfalar 1. sayfa. Sonra spor, 3. sırada magazin var.. Kültür-sanat, dış politika ve ekonomi en az okunan sayfalar..
Media konusunun ciddi bir şekilde ele alınması gerek.. Basın çöküyor. Media sahipleri, çalışanların durumu, eğitimi, altyapısı, mevzuatı, hepsinin yeniden ele alınması gerek..
Tabii toplumun da bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor.. Meslek örgütleri, sermaye sahipleri de bu konuda pek duyarlı değiller..
Bu konunun çok daha geç olmadan tartışılması gerek.
Media bir yandan da mafyalaşıyor, Truva atına dönüşebiliyor. Örgüt Mediası diye bir media da var.. Media etiği denen şey de felaket durumda.
Yerel Medianın Basın İlan vurgunundan tutun da yerel yönetimleri, birtakım firmaları haraca bağlamasına kadar bir sürü sorun var ayrıca.. Biliyorsunuz Media tetikçiliği denen bir şey de var..
Media çökerse, Sosyal Media’ya mahkum oluruz ki, zaten orası bir başka alem.
Bu arada bu kriz sadece Türkiye’nin krizi değil. Tüm dünyada bir Media krizi yaşanıyor. En son Independent de artık sadece internette yayınlanmaya karar verdi. Önümüzdeki 5 yıl içinde, kitap, dergi, gazete, radyo, Tv hepsi değişecek.. Ajanslar da yeniden yapılanacak ya da yayın hayatına veda edecekler.. 2020’den sonra sonun başlangıcı, 2025 bugünkü medianın sonu olursa bu sürpriz olmaz..
Türkiye’nin bu anlamda örnek ve önder olması gerek. Yoksa bizimle birlikte diğer İslam ülkeleri de batının bu yeni mediasının peşine takılacak.
Yeni medianın biliminin, eğitiminin yapılması gerek. Altyapısının kurulması gerek.. Çalışanların, yatırımcının bu konuda bilgi sahibi olması gerek.. Yeni media çok farklı geliyor. New Media, POI media, İmmersive Media, Avatar Mediası, Watson, Midori, Bilgi üretenler, bilgi tüketenler, bilgi işçileri, bilgi guruları, bilgi aristokratlar.. Bilgi toplumunun parametreleri çok farklı olacak.. Bilgi güvenliği başlı başına bir sorun.. Bunun hukuku gerekiyor, bu konu ciddi bir altyapı ve tüketici açısından yeni masraf kapıları oluşturuyor.. Yeni Media Ajan Provokatörlerin elinde çok tehlikeli bir alete dönüşebilir.. İnsanın zihin dünyasını altüst edebilirler..
Yeni Media insanları, din, tarih ve gelecek konusunda atomize edebilir, nötralize edebilir, agnostik hale getirebilir. Sanal cemaatler oluşabilir.. Ahlaki değerler altüst olabilir.. Gelenekler, örf her şey altüst edilebilir..
Bu gerçeklerden kaçamayız. Bu gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor.
Bugünkü bilgisayar eğitimi, gençleri sadece tüketici yapıyor. Üretici olmamız ve doğru kullanım konusunda bir proje geliştirmemiz gerekiyor.. Bu sistem hayatımızdan çıkmamak üzere giriyor..
Bu süreçte insanlara ulaşabilmek ve bunun kötü kullanımına engel olabilmek için yine buna muhtacız.. Her şey “akıllanıyor” güya ama, görünen o ki, hiç de öyle değil..
Saniyede 300.000 km hızla koşan birine ulaşmak kolay olmasa gerek, bu gerçeğe gözümüzü kapayarak.. Milyonlarca bilgi arasından ihtiyacınız olan bilgiye o saniye içinde ulaşmak da bir imkan, bir fırsat. Bu şansımızı iyi ve doğru kullanarak kötü gidişin önüne geçebiliriz belki de.
Bilmek, bilişmek için bilişim teknolojisine ihtiyacımız var. O bizi dönüştürmeden biz onu dönüştüremez miyiz.
Biliyorsunuz, iktidar ve servet de dönüştürücü bir güce sahip. Ya siz bu gücü dönüştüreceksiniz, ya da bu gücü ele geçirenler bizi dönüştürecekler..
Selâm ve dua ile..
yeniakit