Abdurrahman Dilipak
3F: Siesta, Fiesta, Futbol!
Bugün biraz kafanızı karıştıracağım..
Şu üç kelimeyi bilirsiniz: Siesta, Fiesta, Futbol! Portekiz’de Salazar diktatörlüğünün halkta uyutma yöntemleri arasında sayılan üç eylem biçimi: Eylemsizliğin eylemi yani.
Faşizmin dayanağı olan ve “3F” şeklinde ifade edilen bu üç kelime İspanya ve Portekizde, Fado, Fiesta, Futbol şeklinde ifade edilir.. Arabesk müzik, eğlence Futbol.
Siesta öğle uykusu anlamına geliyor. “Ne sağcıyım, ne solcu, futbolcuyum futbolcu” anlayışının ürünü olan “yat yat uyu, uyu uyu yat!” anlayışı. Aslında sıcak bölgelerde Kayule uykusu olarak bilinen yarım saat-bir saat arası bir uyku. Bu İspanya’da ve Portekiz’de Siesta olarak biliniyor.. Fiesta ise eğlence, Karnaval kültürü.. Bizim Direklerarasını, Ya da Sadabat eğlencelerini biraz daha abartırsanız işte öyle bir şey!
Benim Boks ve Futbola karşı olduğumu biliyorsunuz. Fıtrata yabancı bir oyun olduğu için doğru bulmuyorum bunları..
Prof. Faruk Şen’in 13.07.2013’de yayınladığı bir basın açıklaması var önümde. “Şike krizine rağmen futbol ekonomisinin boyutları büyüyor” diyor ve ekliyor: “Türkiye’de bugüne kadar araştırılmamış üç sektör bulunmaktadır: Gastronomi ekonomisi, spor özellikle futbol ekonomisi ve kültür ekonomileri”
Kültür ekonomisinin boyutları 47 milyar dolar civarında dolaşırken gastronomi ekonomisinde de 18-24 milyar dolarlık bir güc. Sadece Futbol 21 milyar Euro. Yaklaşık 30 Milyar dolarlık bir piyasaya). Sadece Futbol’da bu kadar. Voleybol ve Basketbol’da da bu rakama yakın bir piyasa sözkonusu. Buna yazılı ve görsel medianın yayın paketi dahil değil..
Biliyorsunuz, Spor haberleri, ekonomi, kültür-sanat ve dış politikanın toplamından daha fazla yere sahip, toplam yazılı basında hacim olarak.
Bu para spora gitmiyor.. Kumara, eğlenceye gidiyor.. Futbol hayatımızda sektör olarak gastronominin önüne geçmiş durumda. Yeme-içmeden daha önemli yani.. Sigaraya 10 milyar dolar harcıyoruz, Futbolda dönen para bunun 3 katı!
Spor mediasında ilk 10’da iki gazete var ve spor gazetelerinin toplam trajı 500.000 civarında. Kaldı ki, diğer gazetelerdeki spor sayfalarını da buna eklerseniz dehşetli bir media desteği olduğu görülecektir..
Türk Milli Takımı olarak 57. sıradayız.. Yani pozisyon berbat! Yabancı futbolcu ithal ve ihracında da açık büyük. Yani futboldaki cari işlem açığı ekonomiden daha kötü.. Fenerbahçe’de gider gelirin 6 katı, diğerlerinde gelir yok, gider, milyonlarca dolar..
Dünyanın en değerli ilk 20 futbol takımı arasında yerimiz yok.. 20. Sırada Monaco var. 190.200.000 Euro değer biçmişler. 28. Sırada Galatasaray var, değeri 154.150.000 Euro, 30. Sırada Fenerbahçe değeri 146.300.000 Euro, 56. Sırada Beşiktaş 91.600.000 Euro, 65. Sırada Trabzonspor 77.700.000 Euro, 93. Sırada Bursaspor 55.925.000 Euro. (Kaynak: transfermarkt / TAVAK 2013)
TAVAK raporuna göre, “Galatasaray toplam 151 milyon TL’lik varlığının yanında 415 milyon TL’lik borca sahiptir. Borç varlılık oranı % 274’dür. Beşiktaş’ta borç ve varlılık oranı % 249 iken bu konuda en iyi gelişmeyi Fenerbahçe göstermektedir. Fenerbahçe’nin borç oranı en düşük. Fenerbahçe’nin borcunun varlılıkları oranı % 38 gibi, Diğerlerine göre hayli düşük bir düzeydedir. UEFA kriterlerine göre bu gelişmeler Türkiye için fazla olumlu bir havada değildir. İstanbul Sanayi odasının Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu araştırmasına 2011 yılının başında Türk futbol takımları sanayi kuruluşları gibi değerlendirilip sıralamada yer alsaydı Fenerbahçe 19’uncu ve Galatasaray 42’inci sırada yer alırdı. Şuandaki gelişmeler bunların artık bir hayal olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Beşiktaş, 20 milyonluk bir kitleden söz ediyor. Nasıl bir şey bu böyle!. Gezi olayları ve “Çarşı” olayı, ya da maçlardaki holiganik davranışlar, sosyal anomali konusunda uyarıcı sinyaller veriyor.. Sözü Beşiktaş’ın İnönü stadyumuna getirmek istiyorum bu arada.
İnönü Stadı, İstanbul Boğazı kıyısında, Beşiktaş ile Kabataş semtleri arasında yer almaktadır. Stad 2004 yılında yenilenerek, kapasitesi 32.086’ya çıkarılmıştır. The Times’ın yaptığı “dünya’nın en iyi manzaralı 10 stadı” sıralamasında İnönü Stadyumu 4. sırada yer almaktadır.
Bu daha girişti. Yarın da bu konuya devam edeceğim. Gezi olayı ile Beşiktaş ve İnönü Stadyumu arasında nasıl bir ilişki var.. İnönü stadyumunun olduğu yerde daha önce ne vardı, Taksim’deki yol genişletme çalışmasını durduran idare mahkemesi, bakalım buradaki yapılaşmayı durduracak mı? CHP, Geziciler, Çevreciler, Mimarlar odası, Taksim grubu bu işe ne diyecek..
Yarın da yazacağım. Sonra biraz bekleyip, bir daha yazacağım. Daha yazacak çok şey var..
Bu arada kim nasıl tepki verecek, ya da kim bu gerçekler ve olup-bitenler karşısında başını kuma görecek, hep birlikte göreceğiz..
Selam ve dua ile.
yeniakit