Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

51 No"lu DVD ve 91 yüksek yargıç!

230 muvazzaf Yargıtay üyesinden 91"i Ergenekoncular tarafından fişlenmiş.. Sadece kendileri değil, eşi, kızı, oğlu; siyasi, ideolojik, mezhebî özellikleri, özel ilişkileri ile..
Yargıtay Başkanı, 91 kişiye yazı göndererek kendileri ile ilgili olarak Ergenekon davası kapsamında ele geçirilen belgelerde bulunan bu belge hakkında bilgi vermiş ve bu konuda dava açmak, davaya müdahil olup olmamak konusunda bir taleplerinin olup olmadığını sormuş.
Hiçbir yargıç bu konuda geri dönmemiş..
DVD Albay Mustafa Levent Göktaş"ın avukatı Serdar Öztürk"ün bürosunda ele geçmişti..
51 No"lu DVD"de 91 Yargıtay üyesi hakkında siyasî görüşlerinden ailevî bilgilerine ve tuttukları futbol takımına kadar fişleme bilgisine rastlandı.
Habere göre, Bundan sonraki süreç de dikkat çekici. Alınan bilgilere göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Başkanlığı"na gizli bir yazı gönderdi. 51 No"lu DVD"de, aralarında daire başkanlarının da bulunduğu üyelerle ilgili hukuka aykırı şekilde fişleme yapıldığını belirten savcılık, üyelerin şikâyetçi olup olmadığının bildirilmesini istedi. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de, toplu liste göndermeden fişlenen her isme kendisi ile ilgili kısmı tek tek tebliğ etti. Yargı mensuplarına, Ergenekon"dan şikâyetçi olup olmadıklarını sordu. Ancak, şimdiye kadar müdahillik talebinde bulunan olmadı.
Aslında Ergenekon savcılarının ve İstanbul Emniyeti"nin elinde, politikacı ve bürokratlarla ilgili, binlerce kişi hakkında tutulmuş fiş ve dosyalar bulunuyor.. Bunların çoğu hâlâ ortaya çıkmış değil..
Sauna Çetesi ya da Uzanlar"ın şantaj arşivleri de bunlar arasında..
Tabiî bunlar kanuni belgeler olmadığı için suçlama konusu yapılmıyor. Ama bunlar, şüphelilerin izlenmesi ve dinlenmesi, iddiaların gerçekliğinin anlaşılması ve delillendirilmesi açısından emniyet, istihbarat ve savcılar için bir gerekçe oluşturuyordur..
Ergenekon bu anlamda davaların anası bir dava olma özelliği taşıyor..
Son gelişme ile ilgili burada ilginç bir durum var.. Fişleme dokümanlarında, "CHP"li, MHP"li, tarikatçı, Alevi, Fenerbahçeli" gibi ifadelerin yer aldığı biliniyor. DVD"de bazı Yargıtay üyelerinin uygunsuz görüntülerinin de bulunduğu iddia ediliyor.. Yargıtay"da emekliye ayrılanların dışında halen 230 civarında üye görev yaptığına göre, üçte birinden fazlası fişlenmiş.. Bu durumda Yargıtay üyelerinin yarıya yakını şaibe/zan altında..
Bu kişilerle özel ilişki, iş ilişkisine girenler de bu çerçevede izlemeye alınacaklardır büyük ihtimalle..
Bu kişilerin eş ve çocuklarının, aile bireylerinin iş ilişkileri de takibe alındığında göre, bu konu aile içinde de ciddi sorunlara yol açabilir.. Yarın bir üye eşi, kocasının bir başka kadınla ilişkisi ile ilgili görüntülere ulaşmak isteyebilir..
Yani fişlenen kişiler, sadece Ergenekon davası bağlamında ya da bir başka dava ile ilgili olarak başları belaya girebileceği gibi, ilişkili oldukları kişi, kuruluş, aile bireyleri açısından da mahkemelik olabilir..
Mesela benim bazı davalarım var ki, bunları bırakın hukuk ve ahlakla izah etmeyi, akıl almaz hukuk cinayetlerine sahne olan davalar.. Bu adamların bu işi kendi başlarına yapmış olmaları mümkün değil.
312 General davası da öyle. Benim Şişli Terakki ya da Erkaya davası gibi. Bir gün bu işlerin de kokusu böyle bir yerden çıkacaktır.. Daha buna benzer bir çok davalık konu vardır..
Burada asıl benim üzerinde durmak istediğim bir başka konu var. Bu bilge ve belge ışığında, bu durumda, fişlemede adı geçen hakimler, Yargıtay aşamasında Ergenekon davasına bakamazlar. Bu konu, reddi hakim konusu olabilir.. En azından müdahiller bu yönde bir talepte bulunabilir..
Bu fişlerin nasıl, kim tarafından, hangi amaçla tanzim edildiğini bilmiyorum.
En azından, bir kısmı için "Bizdendir" deniyordur. Bir kısmı ciddiye alınmazken, tehdit ve şantaj için açıkları not ediliyordur, bir başka grup ise Ergenekon açısından tehdit kaynağı olarak görülüyordur..
Bu üç grup da bu davanın incelenip karara bağlanmasına rol alamaz..
Abdurrahman Yalçınkaya hakkında da dosya tutulmuş..
Bu kadar kapsamlı bir belgenin uzun süre gizli kalması mümkün değil..
Bu konuda kendilerine gönderilen yazı konusunda hiç bir cevap vermemeleri de ilginç değil mi?
Muhtemelen fevkalade rahatsızdırlar. Ya eşleri duyarsa, ya eski davalar bu çerçevede yeniden gündeme gelir ve ilişkiler ortaya dökülürse, ya derin ilişkiler deşifre olursa.
Artık tepedekilere de güven yok. Onlar kendi can derdinde, "Kendisi himmete muhtaç bir dede" haline gelmiş olanlar, "nerde ki gayrıya himmet ede"...
Dikkat etmek lazım. Birileri intihar edebilir. Ya da yaz sonrası, duruma bakıp birileri piyasadan elini ayağını çekmek için emekliliğini isteyebilir.. Beyefendilerin telefon faturalarının büyük ölçüde düşeceği muhakkak.. Artık arayanların da telefonuna çıkmazlar. Çünkü geçmişte olanlar sebebi ile birileri suçluluk psikolojisi içinde, bir çıkış yolu bulmak için, en azından bundan sonra ne yapacakları konusunda bir görüş alışverişinde bulunmak isteyebilirler.. Bu tipler, korkak adamlar. Çabuk paniğe kapılırlar.. Vefa yoktur.. Dün elini öptüklerine bu gün tekme atabilirler..
Ben sabırla beklemeye devam edeceğim. Başta Bilal Kartal olmak üzere, haklarında ortaya çıkan belgeleri büyük bir ilgiyle ve heyecanla takip ediyorum.
Ne demişler; Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste! Hele şu Erkaya davası ile de bakalım neler yaşanacak önümüzdeki günlerde.. Kapanmış gibi gözüken, 30"a yakın davam var. Kimi Çevik Birin suç duyurusu ile açılmış, kimi Koman"la ilgili, kimi Tolon davası gibi..
Daha din günündeki hesaplaşma var, o da ayrı..
Herhalde vicdanları beyinlerini kemiriyordur şimdi bunların.. Öfkeleri akıllarını ve vicdanlarını köreltmiş bir sürü insan.. Bir çoğu 28 Şubat"ta fişlenmiştir bunların. Brifinglerle hukuk anlayışı sulandırılmış bir sürü adam! Siz bundan sonra hep azapta olacaksınız. Korku ile yaşayacaksınız.. Siz adaleti kin ve ihtiraslarına kurban eden, ideolojik ve politik sebeplerle hukuka ihanet edenler, çekin cezanızı şimdi..
Aynı şekilde bazı politikacılar ve bürokratlar da, gazeteciler, sözde bilim adamı, ilahiyatçı, STK temsilcileri de aynı baskı altındadırlar..
Bakalım özür dileme ve yaşanan gerçekleri itiraf etme dürüstlüğünü, gerçekleri söyleme cesaretini gösterecek biri var mı aralarında.. Hu! Orada bu şekilde kimse yok mu?

Vakit

Bu yazı toplam 1051 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar