Merve Kavakçı
ABD’de kadın
Kendine dünyaya demokrasi ve insan hakları “dağıtma” görevini gönüllü olarak vermiş, yani bu görevi kendi kendine üstlenmiş olan Amerika’da geçtiğimiz hafta çıkan bir araştırmanın sonuçlarından bahsediyorduk. Sonuçlar, kendisini özgürlükler, haklar ve hayat standardı konusunda diğer ülkelere göre üstün gören, en azından onların lideri konumunda gören bir ülkeye yakışmayacak düzeyde. Konu Amerikalı kadınların durumları ve karşılaştıkları sorunlar. Araştırmanın öncülerinden biri Kennedy ailesinin üyesi, Başkan Kennedy’nin yeğeni, gazeteci yazar Maria Shriver.
Shriver Raporu adı altında kitaplaştırılan araştırma, Shriver’in Amerikan Gelişimi Merkezi (Center for American Progress) adli sivil toplum kuruluşunun ortak çalışması. Araştırmaya verilen isim ilginç. Amerika’nın içinde bulunduğu ekonomik krize atıfta bulunan çalışmanın ismi “Bir kadının ulusu, sınırdan geri itiyor.” Burada, ülkenin kadınlarının Amerikan ekonomisine katkısının küçümsenemeyecek miktarda olduğu da vurgulanmış oluyor. Kadınlar gece gündüz, hem dışarıda hem de evlerinde çalışırken acaba Amerikan devleti tarafından hak ettikleri muameleyi görebiliyorlar mı, araştırmanın cevap aradığı en önemli soru bu. Görüyoruz ki, dışarıdan her şeyin toz pembe imişçesine lanse edildiği Amerikan toplumunda kadınlara karşı devlet tarafından yapılan en önemli ayrımcılıklardan biri en başta iş yerinde oluyor. Zira Amerikalı kadın, karşı cinse mukayese edildiğinde yaklaşık dörtte bir daha az maaş alıyor. Bu oran, beyaz kadın-beyaz erkek karşılaştırması için geçerli bir oran. Konu zenci kadın olduğunda bu oran daha da düşüyor, halk dilinde kullanımı ile Latino olarak bilinen Meksika kökenli kadınlar söz konusu olduğunda da yaklaşık yüzde elli oranına düşüyor. Meksika kökenli yani Latinoların büyük bir bölümü Amerika’ya illegal yollarla girmiş, dolayısıyla da hukuki anlamda ABD’de yaşama izni olmayan insanlardan oluşuyor. Amerika’nın kendilerine vaad ettiği Amerikan rüyasının büyüsüne kapılarak, güney ve güney batı sınırından bir şekilde içeriye sızıyor ve ülkede beyaz vatandaşların yapmaya tenezzül etmeyeceği işlere talip oluyorlar. Yani ABD’nin işçi sınıfını oluşturuyorlar. Zaman içinde de illegal statüden, bulundukları eyaletin iç siyasetine bağlı olarak kimileri vatandaş olabiliyorlar.
Shriver’in hazırladığı raporun temelini oluşturan araştırma üç bin beş yüz kişiyi kapsamış. Nüfusu 300 milyon olan ülkede bugün yaklaşık 42 milyon kadının ve 28 milyon çocuğun ekonomik darlık içinde olduğunu gösteriyor, araştırma. Ülkede asgari ücretle çalışanların üçte ikisinin kadınlar olduğu bulgusu da paylaşılıyor ve bu grubun yüzde yetmişinin de çalışma yılı içinde hiçbir zaman mazeret izni olmadığını bildiriyor. Bu da çalışma şartlarının hukuki düzenlemelere göre olmadığını gösteriyor. İşe ihtiyacı olmaları sebebiyle çalışma şartları ne olursa olsun her işte çalıştırılabilecek ve dolayısıyla da hakları ihlal edilir olduklarına delalet ediyor. Amerikan toplumunu oluşturan ailelerin yüzde kırkında evi geçindirenin sadece kadınlar olduğu da bildiriliyor.
yeniakit