ABD'nin bölünme potansiyeline dair

ABD’deki başkanlık seçimini kaybeden Demokratik Partili aday Hillary Clinton, toplumdaki içtimaî, kavmî ve siyasi tartışmaları kastederek “Umduğumuzdan daha fazla bölündük” demiş; ama bu daha bir şey değil. İleride ABD’nin fizikî olarak bölünmesi tehlikesi de doğabilir.

Seçimi Donald Trump’ın kazanması üzerine, Kaliforniyalı bir grup Trump muhalifi, sosyal medyalarda “CalExit” kampanyası başlattı. “Bağımsızlığımızı ilan edip ABD’den ayrılalım” diyorlar. “Zaten ABD bize yük oluyor. Dünyanın altıncı büyük ekonomisiyiz, fakat ABD’nin bozuk düzeni yüzünden zenginliğimizin hayrını göremiyoruz” diye de ekliyorlar. Trump bahane; Kaliforniya’da öteden beri -ta 19’uncu yüzyıldan beri- var bu ayrılıkçı damar. Başka eyaletlerde de ayrılıkçı hareketler öteden beri mevcut. Bu hareketler şimdilik şaka gibi görülse de bir gün ABD’li siyasetçilerin “Bu şaka umduğumuzdan daha fazla ciddileşti” demek durumunda kalmayacaklarının garantisi yok.

ABD’nin bölünme potansiyeli, benim en sevdiğim yazı konularından birisidir. Bu vesile ile bir daha…

***

Pakistan’da atom bombası patlamış, milyonlarca insan ölmüştür. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, binlerce Pakistanlı yetim ve öksüzü ülkeye kabul edip Idaho eyaletine yerleştirecektir. Ne var ki Idaho Valisi Jim Farley, “Bizde zaten 1 milyon mülteci var, daha fazlasını alamayız” deyip eyalet sınırını kapattıklarını ilan eder ve sınıra Idaho Ulusal Muhafızları’nı yerleştirir. Bunun üzerine ABD hükümeti işgal tehditli bir ültimatom yayınlar ve Idaho sınırına asker yığar. Idaho hiç alttan almaz. ABD ile bütün köprüleri atıp bağımsızlık yoluna girer.

Bütün kamuoyu, Idaho krizine kilitlenmiştir. ABD’nin diğer eyaletlerinden bazıları, kendi ulusal muhafızlarını Idaho Valisi Farley’in emrine verir. Öte yandan birçok eyalet de ulusal muhafızlarını ordunun yardımına gönderir. Ülke ikiye bölünmüştür ve iç savaşın eli kulağındadır.

Bu arada, nüfus çoğunluğunu İspanyolca konuşan ABD vatandaşlarının teşkil ettiği California’nın valisi, eyaletin takip edeceği yolu belirlemek için valilik binasında toplum temsilcileriyle istişare etmektedir. Binanın önü gazetecilerle doludur. Arapça konuşan ve konuştukları anında İngilizceye çevrilen bir mahalli televizyon muhabiri canlı yayında “Heyecan doruğa çıktı, kararın her an açıklanması bekleniyor” demeye kalmadan vali binadan çıkar ve İspanyolca yaptığı açıklamada “California İspanyol’dur, İspanyol kalacak” gibi şeyler söyler. O esnada silah sesleri duyulur. Kamera, valilik binasının çatısındaki bir adama, silahlı bir adama, silahlı siyah bir adama çevrilir. O da İngilizce “California siyahtır, siyah kalacak!” diye bağırmaktadır…

1997 yapımı satirik (hicvî?) “Second Civil War” yani “İkinci İç Savaş” filminde geçiyor bütün bunlar.

Filmle ilgili birçok yorumda “Buna benzer şeyler bir gün gerçekten olur mu olur” denilmişti. Olur mu olur, çünkü film komedi de olsa, hicvettiği olgular (yabancı düşmanlığı, ABD toplumu içindeki kültürel farklılıkların derinliği, merkezi hükümetin dayatmalarına duyulan tepkiler, eyaletlerin geçmişteki bağımsızlıklarına duyulan özlem vs, vs, vs) gerçek.

***

Küresel iddiaları olan her ciddi devlet, Türkiye Devleti de, bu gibi olgulardan hareketle ABD ile ilgili ‘fütürist’ senaryolar yazıyor olsa gerek. Yazmıyorsa yazsın. Yazmakla kalmayıp ara sıra şu veya bu “stratejik araştırma enstitüsü”ne mal edip basına da sızdırsın. Biz hep onların “Türkiye ileride 8’e bölünecek, Pakistan’dan 18 Bangladeş daha çıkacak, Ürdün zaten haritadan silinecek” gibi senaryolarını okuyoruz. Biraz da onlar bizim kendileri hakkında yazdığımız senaryoları okusunlar.

“Olacak şey değil” deyip geçmeyin. Unutmayın ki Beyrut’ta Amerikan Koleji’nin açıldığı 1860’lı yıllara kadar Bilad-ı Şam ve Arap Yarımadası’nda Hilafet’ten kopmayı aklının ucundan geçirebilen bir tek Müslüman Arap bile yoktu. Halifeliği kaldırmayı aklının ucundan geçirebilen bir tek Müslüman Türk de yoktu.

Halifeliği kaldırıp İslam dünyasının sembolik birliğini ortadan kaldırma projesi bile tuttuysa, dünyada tutmayacak siyasi proje yoktur.

Geleceğe dair birçok tasavvurumuz olmalı ve tasavvur ettiğimiz şeylerin gerçekleşme ihtimalini göz önünde bulundurarak buna kendimizi hazırlamalıyız.

karargazete

Bu yazı toplam 1001 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar