Abdurrahman Dilipak: İsrail Büyük Yıkım İçin Gün Sayıyor

Abdurrahman Dilipak: İsrail Büyük Yıkım İçin Gün Sayıyor

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: İsrail Büyük Yıkım İçin Gün Sayıyor/Habervakti.com

Derin Gerçekler

Bundan yaklaşık 24 yıl önce, Akit gazetesinde “Dinle ey ABD, dinle ey İsrail” başlıklı bir yazı yazmıştım. Aynı yazıyı 7 yıl önce 8 Aralık 2017’de de tekrar yayınlamışım. Yıl 2024 Haziran ayındayız, Gazze’de katliam devam ediyor. Savaşın bölge devletlerine yayılma riski var. Bu gün, 08 Aralık 2017 tarihli yazının linkini veriyorum ve bu gün size Yeremya’nın “Yahuda Halkının Yıkımını konu alan bölümü özetleyerek yayınlıyorum.

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/dinle-ey-abd-dinle-ey-israil-22153.html
Bu bölüm, Babil sürgünü hemen öncesini ve o “büyük yıkımı anlatıyor. Ve bu gün Yahudi halkı yine aynı akıbete, kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Belki de bu onlar için tarihlerinin sonunu getiren bir yıkım olacak. Yeremya'nın zamanında kuzeyde bulunan İsrail krallığı yıkıldı. Tanrı, İsrail halkını düşmanlarının eline teslim etti, çünkü peygamberlerin mesajına inanmadılar ...

Yeremya, peygamber Yeşaya’dan yaklaşık bir asır sonra yaşadı. Ve artık İsrail oğulları artık tek bir devlet değildi. Bölünerek İsrail ve Yahuda diye iki devlet olmuşlardı. Yeremya’nın döneminde kuzeydeki İsrail krallığı yıkıldı. Yıkılma sebebi onların. Kitaplarında şöyle tanımlandı: “Yehova İsrail halkını düşmanlarının eline teslim etti, çünkü onlar peygamberlerin çağrısına uymadılar ve günahlarından tövbe etmediler”. Geriye Güney’deki başkenti Kudüs olan Yahuda devleti kalmıştı. Yahuda halkı inanışa göre Meşiah’ın dönüşünde onu karşılayacak olan halktı. Ama onlar gerçek peygamberlerin yolunu terk etib yalancı peygamberlerin peşinden gidiyorlardı ve kendilerini uyaranlara da itibar etmiyorlardı.

Yeremya 7’de Yahuda Halkını yıkıma gidişi şöyle anlatılır, De ki” diye başlayan bölümde: ”Rabbin sözünü dinleyin, ey Rabbe tapınmak için bu kapılardan giren Yahuda halkı! İsrail’in Tanrısı, Kadir-i mutlak olan Rab diyor ki: Hayatınızı ve işlerinizi düzeltin. O zaman burada kalmanızı izin veririm. Sahte resullerin aldatıcı sözlere inanmayın. Eğer yaşantınızı ve uygulamalarınızı gerçekten düzeltir, birbirinize karşı adil davranır, yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmez, burada suçsuz kanı akıtmaz, sizi yıkıma götüren başka ilahların ardınca gitmezseniz, burada, sonsuza dek atalarınıza vermiş olduğum ülkede kalmanızı sağlarım.8Ne var ki, sizler işe yaramaz aldatıcı sözlere güveniyorsunuz. Çalmak, adam öldürmek, yalan yere ant içmek, Baal’a buhur yakmak, tanımadığınız başka ilahların ardınca gitmek, bütün bu iğrençlikleri yapmak için mi bana ait olan tapınağa gelip önümde duruyor ve güvenlik içindeyiz diyorsunuz?” Sahi bugünkü Yahudiler bu uyarıdan habersizler mi? Yeremya 17’de ne deniyordu: “RAB diyor ki, ‘İnsana güvenen, insanın gücüne dayanan, yüreği Rab’den uzaklaşan kişi lanetlidir.(…) Yeremya halkını uyardı ve onlara şöyle dedi: “Eğer günahlarınızdan tövbe etmezseniz ve Tanrı’ya dönmezseniz, Babil orduları Kudüs kentini ve bu kentin tapınağını yok edecekler ve sizler de onların köleleri olacaksınız!” Yahuda halkının çoğunluğu bu uyarıya kulak asmadılar! Yahuda kralı, kahinleri ve Yahuda halkı Yeremya’ya büyük bir eziyet çektirdiler. Yalancı din adamlarının peşinden gidip, onu sık sık zindana attılar.

Yahudilerin çoğunluğu peygamber Yeremya’yı dinlemeyip, sahte peygamberlerin peşinden gidiyordu. Onlar da halka onların kulaklarına hoş gelen şeyler söylüyordu. Halk da o kişileri dinliyordu. Onlar o günkü yöneticileri övüyor ve onları kutsuyordu. (Yeremya 23)’de, bu sahte peygamberler, Halkı Allah’la aldatan kişilere karşı halkı uyardılar. Her Şeye Egemen Rab diyor ki,Size peygamberlik etme iddiasındaki kişilerin dediklerine kulak asmayın, onlar sizi aldatıyorlar. Rabbin ağzından çıkanları değil, kendi hayal ettikleri şeyleri anlatıyorlar (…).

Aslında bu uyarı, kutsal kitapların ve metinlerin din adamları tarafından nasıl tahrif edildiğini de gösteriyor bize. Yeremya 52’de de Babil sürgünü anlatılır: “Yahuda Kralı Sidkiya’nın krallığının 9. yılında, 10. ayın 10. gününde Babil kralı Nebukadnezar bütün ordusu ile Kudüs önlerine gelip ordugah kurdu. Kentin çevresine rampa yaptılar. Kral Sidkiya’nın krallığının 11 yılına kadar kent kuşatma altında kaldı. 4. ayın 9. günü kentte kıtlık öyle şiddetlendi ki, halk bir lokma ekmek bulamaz oldu. 7Sonunda kentin surlarında bir gedik açıldı. (Böylece askerler Yahuda kralına yetişerek onu ele geçirdiler.) Kral Sidkiya yakalanıp Babil Kralı’nın huzuruna çıkarıldı. Babil Kralı onun hakkında karar verdi. Sidkiya’nın gözü önünde oğullarını sonra da bütün Yahuda önderlerini öldürttü. Sidkiya’nın gözlerini oydu, zincire vurup Babil’e götürdü. Sidkiya öldüğü güne dek ceza evinde tutuldu. Sonra Babil Kralı Nebukadnezar ve askerleri Rabbin tapınağını, sarayı, ve Kudüs’deki bütün evleri ateşe verip önemli yapıları yaktı ve Kudüs’ü çevreleyen bütün surları yıktı. Komutan Nebukadnezar’dan yoksullardan bazılarını, kentte sağ kalanları, Babil Kralı’nın safına geçen kaçakları ve zanaatçıları sürgün etti. Ancak bağcılık, çiftçilik yapsınlar diye bazı yoksulları orada bıraktı. Böylece Yahuda halkı ülkesinden sürülmüş oldu!” (…) Tanrı neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu şimdi ayırt etmenizi istiyor, çünkü Yargı günü geldiği zaman yeryüzündeki yaşam döneminiz sırasında hor görüp tenezzül etmediğiniz gerçekten haberdar olmanız size hiç bir yarar

sağlamayacaktır. Yargı Günü’nde tövbe etmek için artık çok geç olacaktır, çünkü o zaman günahlarınızın içinde mahvolmuş olacaksınız. Bu yüzden Tanrı Sözü şöyle der: “Tanrı’nın uygun zamanı işte şimdidir, Tanrı’nın kurtuluş günü işte şimdidir.

Yeremya "ağlayan peygamber" olarak da adlandırılır. Yeremya’dan rivayet edilen 3 kitap vardır. Bunlar “Yeremya Kitabı”, “Krallar Kitabı” ve “Ağıtlar kitabı” Ağıtlar kitabı, Babil sürgünü öncesi yaşananları, Kudüs’ün ve Mabedin yıkımını anlatır. Orada denir ki “onlara de ki, ‘Bu ülkede yaşayan herkesi (madem öyle istiyorlar onları) sarhoş olana dek şarapla dolduracağım’ diyor RAB. ‘Onları (babalarla çocukları) birbirlerine çarpacağım. Acımadan, esirgemeden, sevecenlik göstermeden hepsini yok edeceğim’ diyor RAB.” (…) Sürgün Yakın. Dinleyin, kulak verin, kibirlenmeyin, (…) Yahuda, Tamamı sürgüne gönderilecek. Gözlerinizi kaldırıp bakın, Kuzeyden gelenleri görün.(…)“Neden bütün bunlar başıma geldi?” dersen, Günahlarının çokluğu yüzünden eteklerin açıldı, Tecavüze uğradın. (…) Kötülük etmeye alışmış olan sizler de iyilik edemezsiniz. “Çöl rüzgarının savurduğu saman çöpü gibi Dağıtacağım sizleri. (…) “Çünkü beni unuttun, Sahte ilahlara güvendin. Ayıbın ortaya çıksın diye Eteklerini yüzüne dek kaldıracağım. Kırdaki tepeler üzerinde Yaptığın iğrençlikleri zinalarını, Çapkın çapkın kişneyişini, yüzsüz fahişeliklerini gördüm. Vay başına geleceklere, ey Kudüs! Ne zamana dek böyle kirli kalacaksın?”(Jeremiah 13:12-27)

RAB Yeremya'ya şöyle seslendi: “Yahuda yas tutuyor, Kentleri bitkin; Halkı karalar giymiş, yerlere oturmuş, Yeruşalim'in haykırışı yükseliyor. (…) Bu yüzden RAB onlardan hoşnut değil, Şimdi anımsayacak suçlarını, Günahları için onları cezalandıracak.” (...) Sonra RAB bana, “Bu halkın iyiliği için yalvarma” dedi, (…) kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla yok edeceğim onları.” Bunun üzerine, “Ah, Egemen RAB, peygamberler bu halka, ‘Kılıç yüzü görmeyecek, kıtlık çekmeyeceksiniz; burada size kalıcı esenlik sağlayacağım’ diyorlar” dedim. RAB, “Peygamberler benim adımla yalan peygamberlik ediyorlar” dedi, “Onları ne gönderdim, ne onlara buyruk verdim, ne de seslendim. Size uydurma görümlerden, falcılıktan, boş şeylerden, akıllarından geçen hayallerden söz ediyorlar. Adımla konuşan peygamberler için ben RAB diyorum ki, onları göndermediğim halde, ‘Bu ülkede kılıç da kıtlık da olmayacak’ diyorlar. Ama kendileri de kılıçla, kıtlıkla yok olacaklar. Peygamberlik ettikleri halk da kıtlık ve kılıç yüzünden Kudüs sokaklarına atılacak. Onları da karılarını, oğullarını, kızlarını da gömecek kimse olmayacak. Yaptıkları kötülüğü kendi başlarına getireceğim. Jeremiah 14’de “RAB bana dedi ki, “Musa'yla Samuel önümde durup yalvarsalar bile, bu halka acımayacağım; kov onları önümden, gitsinler! Sana, ‘Nereye gidelim?’ diye sorarlarsa de ki, ‘RAB şöyle diyor: “ ‘Ölüm için ayrılanlar ölüme, Kılıç için ayrılanlar kılıca, Kıtlık için ayrılanlar kıtlığa, Sürgün için ayrılanlar sürgüne.’ “Onların başına 4 tür yıkım getirmeye karar verdim” diyor RAB, “Öldürmek için kılıcı, paralamak için köpekleri, yiyip bitirmek, yok etmek için yırtıcı kuşlarla yabanıl hayvanları salacağım üzerlerine. Yahuda Kralı Hizkiya oğlu Manaşşe'nin Kudüs’te yaptıkları yüzünden bütün yeryüzü krallıklarını dehşete düşüreceğim. (…) RAB diyor ki, “Gerisingeri gidiyorsun. Ben de elimi sana karşı kaldıracak, Seni yok edeceğim; Merhamet ede ede yoruldum. Ülkenin kapılarında, Halkımı yabayla savuracak, Çocuksuz bırakacak, yok edeceğim; Çünkü yollarından dönmediler. ⁸ Dul kadınlarının sayısı denizin kumundan çok olacak. Gençlerinin annelerine Öğle vakti yok ediciyi göndereceğim; Üzerlerine ansızın acı, dehşet salacağım. ⁹ Yedi çocuklu kadın Bayılıp son soluğunu verecek; Daha gündüzken güneşi batacak, Utandırılıp alçaltılacak. Sağ kalanları düşmanlarının önünde Kılıca teslim edeceğim.” Böyle diyor RAB.. (…) Ülkende işlenen günahlar yüzünden Servetini de hazinelerini de karşılıksız, Çapul malı olarak vereceğim. Bilmediğin bir ülkede Düşmanlarına köle edeceğim. (…) Yıkım Günü RAB bana şöyle seslendi: “(…) RAB diyor ki, “Ölümcül hastalıklardan ölecekler. Onlar için yas tutulmayacak, gömülmeyecekler. Cesetleri toprağın üzerinde gübre gibi kalacak. Kılıçla, kıtlıkla yok olacaklar; cesetleri yırtıcı kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak.” (…) “Yahuda'nın günahı demir kalemle yazıldı; Yüreklerinin levhaları, Sunaklarının boynuzları üzerine Elmas uçlu aletle oyuldu. (…) Ve puta tapılan yerlerini bırakacağım, yağmalansın. Sana verdiğim mülkü kendi suçunla yitireceksin. Bilmediğin bir ülkede Düşmanlarına köle edeceğim seni. Çünkü öfkemi alevlendirdiniz, Tutuşup sonsuza dek yanacak.” RAB diyor ki, “İnsana güvenen, İnsanın gücüne dayanan, Yüreği RAB'den uzaklaşan kişi lanetlidir. Böylesi bozkırdaki çalı gibidir, İyilik geldiği zaman görmeyecek; Kurak çöle, Kimsenin yaşamadığı tuzlaya yerleşecek. (…) Yumurtlamadığı yumurtaların üzerinde oturan keklik nasılsa, Haksız servet edinen kişi de öyledir. Yaşamının ortasında serveti onu bırakır, Yaşamının sonunda kendisi aptal çıkar. Tapınağımızın yeri Başlangıçtan yüceltilmiş görkemli bir tahttır. Ey İsrail'in umudu RAB, Seni bırakanların hepsi Utanılacak duruma düşecek.”

Evet Gazze’de işledikleri cinayetlerden sonra, dinlerini bırakıp Siyonizmi din edinenler yok mu, o Pedefolik Satanistlerle birlik olup yeryüzünü fesada verenler, bugün dünden daha beterini yaşayacaklar. Allah’ın laneti onları bulacak. Zaten bulmaya da başladı. Allah’ın, meleklerin, insanların ve mümin cinlerin laneti onların üzerine olsun.

Selam ve dua ile..