Abdurrahman Dilipak: NeuraLink, StarLink, mRNA!

Abdurrahman Dilipak: NeuraLink, StarLink, mRNA!

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazını İktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: NeuraLink, StarLink, mRNA!/ Habervakti.com

mRNA’nın Kalp, Turbo Kanser, Kısırlık gibi bir takım sorunlara sebeb olduğunu biliyoruz da, psikososyal davranış bozukluğuna, karamsarlık, saldırganlık, şiddet gibi sorunlara da sebeb oluyor. Yani CoVID etkisi devam ediyor. Daha bir süre de devam edecek. Şimdi başımızın yeni bir belası var, mRNA’nın (m)inin yüklendiği Grafen oksid’i, bu defa “Chemtrail spreyleme yöntemi” ile havadan püskürtüyorlar. Başından beri tek bir formül kullanmıyorlar. Formülü dönem dönem ve bölgelere göre güncelliyorlar.

(Yunus 100)’de denildiği gibi Allah cahiller topluluğunun üstüne pislik yağdırıyor, onların işlerini sarp dağlara sardırıyor. (Araf 179)da ne deniyordu: "Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri söyleyemezler". Korkarım inatları ve kibirlerinden dolayı kalpleri mühürlenecekler ve peşlerine taktıkları ve bu haksızlıklar olurken susanlarla birlikte helak olup gidecekler. Bakın bu Elon Musk değil mi, Maymun’u ile satranç oynayarak “NeuraLink” tanıtımı yapan, “Nesnelerarası İletişim”i savunurken, “TransHumanizm”in insanı nesneleştiren projesine destek veren, havadan kontrol için StarLink’i kuran, yerden kontrol için 5G’ye karşı sesini çıkartmayan. Trump’ın “devletsiz, mülkiyetsiz toplum projesi”ne karşı çıkmasının sebebi, “Tek Devlet, Tek para, Tek hukuk, Tek ordu, benim devletim olacak” diyor. “Kuralları siz değil, ben koyarım” diyor! Bu arada size bir müjdem var: (Ahzab 29) “«Eğer Allâh’ı, peygamberini ve âhiret yurdunu diliyorsanız şüphe yok ki Allah, içinizden güzel hareket edenler için büyük bir mükâfat hazırlamıştır».

Şeytan’ın en büyük hedefi buydu: İnsan zihnini ele geçirmek. GlobalReset projesini,n en önemli hedefi de bu: TransHumanizm!. TransHumanizm’e giden yoldaki en büyük araç: Bir, fıtratın bozularak ailenin ifsad edilmesi Neura Link.. Bu konu 1950’lerden itibaren ABD’nin CIA’nın hep gündeminde oldu. CIA ve DARPA, zihin kontrol teknolojisinin araştırma ve geliştirmesinde yoğun bir şekilde yer aldı. CIA'nın MKULTRA programı, belki de bu alandaki en iyi bilinen girişimdir. Bu konudaki raporlara geçen şekli ile; “Bu program, insan davranışını etkilemek için uyuşturucu, hipnoz ve diğer yöntemlerin kullanımı da dahil olmak üzere davranış değişikliği konusunda kapsamlı araştırmalar içeriyordu. Öncelikle kimyasal ve biyolojik etkenlere odaklanmış olsa da, daha sonraki teknolojik keşifler için temel oluşturdu”. Bu konuda bir çok proje yapıldı. “Pandora Projesi” CIA tarafından finanse edilmişti. 1960'larda bu proje mikrodalga ışınlarının beyin üzerindeki etkilerini inceleyerek bu tür teknolojileri davranış ve psikolojisini manipülasyonu için kullanmayı amaçlıyordu. İşin bu yönü pek konuşulmuyor ama, bu, daha sonra "öldürücü olmayan" silahlar insanların beyin fonksiyonu ve karaciğer fonksiyonlarını manipüle ederek aslında insanların biyonik robota dönüştürülebiliyor. Bugün NeuraLink’lerle ve BiyoEnerji sistemi üzerinden BioHackerler’in kişi ve toplulukları etkilemesinin sonuçları sosyopolitik açıdan bugün yeni tartışmalara sebeb oluyor.

Bugün artık, ışık, Radyo Frekansı Enerjisi, Mikrodalga Teknolojisinin insan beyniyle etkileşime girebildiğini biliyoruz. Bu anlamda Wifi ve 5G’nin insan sağlığının ötesinde hayati fonksiyonları açısından büyük bir risk olabileceği görüldü. Hatta Time dergisi, WiFi gibi sistemlerin bir siber savaş enstrümanı olarak kullanılabileceğini gösterdi. “Pandora Projesi” ve benzeri projeler, 5G, 6G+ benzeri mikrodalgaların doğrudan ya da ışık ve ses dalgaları ile tüm canlıların davranışlarını etkilemek veya belirli duygusal durumları harekete geçirmek için kullanılabileceğini, BioRezonans tekniği ile sağlıkta teşhis ve tedavi için kullanıldığını biliyoruz. Kaldı ki bu durum artık sadece canlı organizmaların manipülasyonu için değil, hava, su, toprak üzerinde, şiddet ve süreye bağlı olarak farklı manipülasyonlara savunma ya da endüstriyel açıdan imkan oluşturabilmektedir.

Laser teknolojisi olarak uzay boşlukta hologramik görüntüler oluşturulabildiği gibi, artırılmış sanal gerçeklik ile birlikte, insan ve diğer canlıların duyabileceği Kafatasına Sesler (V2K) oluşturulabilmektedir. Mikrodalga üzerinden işitsel etki olarak canlı hayat ciddi bir şekilde manipüle edilebilir. Göçmen balıklar, kuşlar ya da tarımsal zararlıların kovulması için de bu teknik kullanılabilecektir. Bu teknikle hoparlör kullanılmadan doğrudan insan ya da hayvanların kafasına ses gönderilmesi mümkün olacaktır. Bu kulağında işitme kaybı olanların duymasını sağlamak için tıb’da bir yöntem olarak da kullanılabileceği gibi, insanların uzaktan ipnoz etmek ya da başka amaçlar için de kullanılabilir.

Bu konuda, Psikolojik operasyonlarda veya davranışı etkilemek için kullanıldığını biliyoruz. Bu konudaki çalışmalar sadece elektronik değil, biyokimyasal yöntemlerle de desteklenerek Heterodinleme ve Elektromanyetik Teknolojiler, elektromanyetik dalgaların modülasyonunu beynin elektriksel aktivitesiyle etkileşime girmesini sağlayan bir çok projenin hayata geçirilmesi için çalışmalar yapıldığı bilinen bir gerçek. Bu alanlardaki çalışmalar hem terapötik kullanımlara hem de zihin kontrolü gibi potansiyel olarak istihbarat, savunma, sağlık uygulamalara yönelik olarak cazibesini korumaktadır.. Psikotronik teknoloji genellikle zihinsel süreçleri etkilemek için elektromanyetik alanlar veya radyasyon kullanma kavramıyla ilişkilendirilir. Psikotronik araştırmalar ise daha çok savunma ve istihbarat çevrelerinin ilgisini çeken konulardır. Daha önce bir Mavi Balina olayı vardı. Bilgisayar oyunları üzerinden subliminal mesajlarla, ipnotik etki kullanılarak, BioRezonans’la eş zamanlı işler gündemde. 4 Denizci’nin Tanrı'ya karşı oynadığı “CO-OP (4vs1)” diye bir oyun var şimdi. Bu oyunu “Tanrıya karşı” bir oyun. “MARINES VS GOD”, 4 Denizci Oyunu, 100 güçlü büyüyle onları yok etmesi gereken Tanrı Oyuncusuna karşı oynanan asimetrik kooperatif oynanan bir oyun!

Harvard ve Yale Üni. çeşitli psikolojik ve sinirbilim araştırma projelerinde nöropsikoloji ve bilişsel bilimler alanında kapsamlı araştırmaları var. Stanford, MIT ve Carnegie Mellon gibi üniversiteler, beyin-bilgisayar ara yüzleri, NeuraSimilation ve bilişsel geliştirme gibi zihin kontrol teknolojileriyle teorik olarak örtüşebilecek alanlara değinen araştırmalara giriştiler. Mesela DARPA bu kurumlarda beyin-bilgisayar ara yüzleriyle ilgili projeler için, tek başlarına ve birlikte, 3. grublarla araştırmalar başlattılar. Bu konu tıbbi veya insan performansını geliştirme amaçlı olarak ayrıca başka işbirlikleri söz konusu.

Bu işler askeri ve istihbarat örgütleri tarafından genellikle silahlandırma, psikolojik operasyonlar veya bilişsel güçlendirme yoluyla askeri performansını artırma için kullanılıyor. Son günlerde “sahte bayrak operasyonları” gibi senaryolarda, New Jersey’deki hayalet dronlar ya da Kaliforniya’daki yangın gibi olaylar üzerinden belirli davranışları veya duyguları uyandırmak için bu tür işlerin kullanılması söz konusu.

Durduk yerde Zihin kontrol teknolojisi, CIA ve DARPA gibi ajanslar tarafından gizlenmiyor. İnsanların duygularını etkilemek ve operasyonlar veya kötü niyetli amaçlar için davranışları teşvik etmek için teknolojiyi artık herkes kullanıyor. Trol’ler, Monitoring ve Checking gibi sistemlerle de desteklenen GSM ve Sosyal ağlar üzerinden zaten birileri bu işleri yapmak için her yolu deniyor. Konu artık savunma sanayi, istihbarat ve akademik kurumların ötesine geçmiş durumda.

Elon, Trump’ı, Starlink, Nesnelerarası iletişim, 5G, NeuraLink konusunda ikna etmiş durumda. Kutsal beyazlar belirlendikten sonra, diğerleri TransHumanizm projesi kapsamında NESNE’leştirilecek. Sağlık konusunda NeuraLink’ten sonra, özelleştirilmiş / kişiselleştirilmiş mRNA teknolojisi uygulayacaklar. Çünkü, gelmekte olan çok büyük bir kanser söz konusu. Alzaymır artık 20 yaşlarında görülmeye başladı. 40 yaşlarındaki insanlar dökülüyor artık. Pıhtı atmalar, kalp hastalıkları, genetik hastalıklar çığ gibi geliyor. Birkaç tane birden mRNA Aşısı olup, hapı yutanlar “Gerçekten hapı yuttular”.

2020 itibariyle CIA ile anlaşınca “Oracle” Pentagon ile 5 ayrı sözleşme imzaladı. Bu iş Pentagon’la sınırlı kalmadı, Pentagon'un dahil olduğu bütün yapılarla ilişkilendirildi. Oracle artık sadece şirketlerle , büyük organizasyonlarla değil, her NESNE ile ilgileniyor. Pentagon bir yandan uzay savaşları, öte yandan biyolojik savaş, kimyasal savaş, Laser, RF silahları, Humanoid askerlerle de ilgili çalışmalar yapıyor. BİG PHARMA ile de ilgileniyor, BIG DATA ile de, BIG MONEY’le de ilgileniyor. BİG FOOD, BIG TECH., BIG BIOTECH. YAPAY ZEKA. Siber uyuşturucu, MK ULTRA da onların ilgi alanında. . Yani şimdi CIA, bir kişiye göre uyarlanmış, çok amaçlı mRNA aşıları ile ilgileniyor. Yakında, eğer NeuraLink projesi gerçekleşirse, beyin dalgalarından sizin sağlık taramanız yapılacak. Ve siz gideceksiniz Bankamatik gibi bir makinadan sizin için o anda hazırlanacak, daha doğrusu var olan mRNA’nın (m)ine siz uygun datalar yüklenecek ve yan tarafta da robotik kol aşınızı yapacak. Yoksa TEK TIK la pasif hale getirilip, Dronla gelen Humanoid’ler tarafından yerinde gerekli uygulama yapılacak ya da siz uygulama merkezine ORACLE HOSPITAL’a götürüleceksiniz. Ne harika değil mi! Sigortalı olup olmadığınıza, paranız olmadığına bakmayacaklar. Siz zaten sizin yaşamanıza gerek yoksa, zaten TEK TIK’lık canınız var. Siz gereksiz ÇÖP İNSAN’sanız, “SIFIR ATIK” kuralı uygulanacak, etiniz hayvanlara yem, olacak. Ha bu arada Beynininiz kopyalanacak ve gen kopyanız alınacak!? Belki Marsa yaşamanıza izin verebilirler bu arada. Evet Bu Yapay zeka başımızın belası. Biz onları kullanırken, onlar bizi kullanıyor, beynimizi sağıyorlar. Bunlar artık bir istihbarat elemanı, bir savaşçı, bu yolla beynimize nüfuz ediyorlar, kalbimize, midemize nüfuz ediyorlar. AI-PHARMA / mRNA ile de damarlarımıza sızarak bütün bedenimizi kontrol etmek istiyorlar. "kişiselleştirilmiş" mRNA tedavileri gerçekleştiğinde, işgal tamamlanmış olacak. Toprak işgalini unutun, Din, ahlak, gelenekten bağımsız BİREY’lerin kutsalı, ideolojisi, her hangi bir değeri, kendini ötekilerden ayıran alamet-i farikası olan biri olmayacak ki? Biyonik bir robota dönüştürüleceksiniz. Siyaset, Akademi, Bürokrasi, STK, Media kör, sağır ve dilsiz bugünkü hali ile.

Çok geç kaldık. Kıyamet saati durma noktasına yaklaşırken, dünyanın ve memleketimin tüm namuslu, akıllı, cesur, uyanık insanlarını birlik olmaya çağırıyorum. Yoksa halimiz yaman! Selam ve dua ile.