Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Acil eylem plânı: Kenevir

Bu Corona günlerinde, CoVID belası başımızda iken, belki de ilk yapmamız gereken şey dağa-taşa kenevir ekmek olmalı. Bu iş sadece bir ekonomi meselesi değil, bu Milli Güvenlik sorunudur. Sağlık sorunudur.

Dünya havadan ve yerden ciddi bir radyoaktif kirlenme tehdidi ile karşı karşıya. Bütün boş alanlara kenevir ekilmeli ki, ihtiyacımız olan oksijeni oradan alabilelim. Ve ortamdaki radyoaktiften bu vesile ile kurtulabilelim. Kanserleşen toprağımız ıslah edilsin, hayat kaynağımız olan yeraltı suları, zehirlenen kanserleşen topraktan süzülürken kirlenmesin.

Başından beri CoVID’ın arkasına saklanan tehdide karşı MSB ve MGK’nın konuyu gündemlerine almaları gerektiğini söyleyip duruyorum.

Kenevirin her şeyine muhtacız. Köküne, yaprağına, lifine, gövdesine, tohumuna varana kadar her şeyine. THC’sine de muhtacız CBD’sine de. Afyon ilimizin adı üstünde afyonAfyon Alkoloid fabrikasında afyon üretiliyor. Herkes afyon mu kullanıyor. Türkiye’nin ilk 500 firmasından biri bu fabrika. Buradan zehir yayılmıyor, Şifa yayılıyor. Kenevirden ille de esrar üretilmez. Aynı maddeyi farklı bir şekilde işletirseniz şifa kaynağı olur.

Esrar diye bu bitkiyi boykot ediyorsunuz; tiner, aseton daha ucuz, her yerde bulunuyor ve daha tehlikeli. Bütün hırdavatçılarda, eczanelerde, kırtasiyecilerde, inşaat malzemesi satılan her yerde bunları bulabilirsiniz. Herkes tinerci mi oldu! Niye tineri yasaklamıyorsunuz! Bu bitki genel anlamda Allah’ın bir rahmeti. Havayı, suyu, toprağı temizliyor. İnsana, hayvana, diğer bitkilere faydası var. Tarım ve hayvancılıkta kaliteyi ve verimliliği artırıyor. Nasıl bir tuzağa yakalandı ise taşları toprağa bağlamışlar, köpekler sokakta. Bir yandan hastayı ventilatöre bağlayıp oksijen veriyorsunuz, öte yandan; yaşlı, astım hastası, zor nefes alıp verenlere maske üstüne maske taktırıyorsunuz.

Kenevirin bin tane faydası var, bir tek dişisinin tepe filizinden esrar yapılıyor diye, bütün ürüne yasak getiriliyor. Kaldı ki, THC doğru kullanılırsa, eroin, kokain ve bonzainin tedavisinde kullanılabilir. Alkol daha tehlikeli o serbest. Zaten bu gidişle alkol tüketimi patlayacak. Adamlar eskiden evde çocuklar var, hanım alkol kullanmıyorsa, evde içmiyordu. Şimdi meyhane hem pahalı hem de erken kapanıyor. Millet evde içmeye başladı. Bu da hem kavga sebebi, hem de çocuklara kötü örnek oluyor.

Bakın istatistikler ortada. Alkol kullanımında ilk beşte şu iller var: İstanbul, İzmir, Mersin, Denizli ve Manisa. Esrar, İstanbul’da en çok kullanılan uyuşturucu. İstanbul; Barselona, Berlin, Münih gibi şehirlerin yer aldığı listede esrar kullanımında oransal olarak 2. sırada yer aldı. Bu ülkelerin bazılarında esrar serbest. Adana İstanbul’un nüfusunun 13’te biri ama Adana’da kullanılan esrar neredeyse İstanbul’la aynı. Adana dünyada oransal açıdan 3. sırada. Güya bizde esrar yasak. Bu nasıl bir yasak, nasıl böyle bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz.

İstanbul’da esrardan sonra en çok kullanılan uyuşturucular eroin ve kokain olurken, en az kullanılan 3 uyuşturucu, sırasıyla amfetamin, MDMA (ekstazi) ve metamfetamin. Araştırmalara göre İstanbul, esrar kullanımında Barselona’dan, eroin kullanımında ise New York’tan sonra 2. sırada.. Bunun bir izahı olmalı. Esrarın serbest olduğu ülkeler bile bizden daha iyi ise biz nerede yanlış yapıyoruz!

Ben derim ki, THC ve CBD kontrollü bir şekilde ilaç üretiminde ve uyuşturucu ile mücadelede kullanılsın. Önce keneviri mafyanın elinden kurtaralım. Yasak olmayınca zaten mafya niye bu işe girsin. Biz ise SGK, TİGEM, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı bir izleme, değerlendirme, derecelendirme ve üretim merkezi kursun, burada değişik ürünler üretelim ve uyuşturucu kullananlar tedavi olmayı kabul ettiklerinde, önce bunları mafyanın elinden kurtarmak için bunlara bu ürünleri doktor raporu ile ve doktor gözetiminde ücretsiz olarak verelim. Dilaltı likit ürünlerle bu kişiler çok daha ağır uyuşturucu krizlerinden bu şekilde kurtarılıp hayata döndürebilirler. Yani kenevir uyuşturucudan kurtulmak isteyenler için bir imkan olabilir. Ve bu iş çok ciddi ekonomik bir kaynağa dönüşebilir. Sadece kenevir değil, aslında antiviral birçok dağdan toplanan bitki ile biz daha sağlıklı bir hayat yaşayabilir ve CoVID’e ve daha birçok hastalığa karşı daha başarılı bir korunma, tedavi sağlayabiliriz.

 

Kenevir sağlıktır. Kenevir ekonomidir, kenevir hemen hemen hayatın bütün alanlarına katma değer sağlayan bir üründür. Tekstilde, gıdada, savunmada, sanayide, ilaç ve kozmetik sanayiinden, selülozu ile lifi ile bio kütlesi ile tohumu ile yağı ile gerçekten eşsiz bir nimettir.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi yaptı, diğer belediyeler de yapabilir. Vahşi çöp döküm alanları ve moloz döküm alanları bu bitkinin ekimi yapılarak ıslah edilebilir ve ekonomiye kazandırılabilir ve çevre sağlığına olumlu katkı sağlanabilir. Bu ülkenin politikacısı, bürokratı, akademisyeni, basını, STK’sı neden bu konuda sesini yükseltmez. Kenevir konusuna kontrollü ve sınırlı bir izin çıktı ama, çok yetersiz. Bu şekilde bu işten beklenen fayda sağlanamaz. Teşvik yok. Altyapı yok. Piyasa oluşmadı. Mevzuat yetersiz, Bürokrasi isteksiz. Konu hâlâ riskli bir alan gibi görülüyor. 

Türkiye, kenevir üretimi için dünyanın en uygun ülkelerinden biri. Ama halimiz ortada.

Bakın bu bitkiden elde edilen yağı Bio Dizel ya da Bio Benzin olarak da kullanabilirsiniz. Yağından organik plastik üretebilirsiniz. Yani Petrokimya alanında kullanabilirsiniz. 4 ayda bu bitki 4 metre ile 6 metre arasında boy verebiliyor. Çok hızlı gelişiyor. Gübre istemiyor, zirai ilaç istemiyor. Çapalama istemiyor. İthal ettiğiniz birçok ürünü bu kaynaktan elde edebilirsiniz. Kısa sürede ekonomiye dönüştürebilirsiniz. Ekmek, yağ, sunta, kağıt, kompozit ürünler, sıfır atıkla neredeyse aklınıza gelen her şeye katabileceğiniz bir üründen söz ediyoruz.

Madem CoVID’den de söz ediyoruz, evinizden kekik yağı, kekik suyu, antiviral baharatları eksik etmeyin. Çam sakızı, karanfil önemli. Sabah kahvaltısında saf zeytinyağına baharat katarsanız, hani zahter denilen, ekmek banıp yiyebileceğiniz bir kahvaltılık sofranızdan eksik olmasın inşallah. Sabahları, limonlu, sirkeli, zencefilli, naneli bir bardak su. Karanfil önemli mesela. D, C, E vitamini önemli. E vitaminini tuzsuz, kavrulmamış kabuklu kabak çekirdeğini çitleyip, içini yerseniz, günde tek elinizle bir avuç kadar yeter. Kelle paça, ayak paça, zahter, bol sarımsak ve soğanla, biberle. Mümkünse tek tip yiyelim, paketlenmiş yiyecekler, Cola türü ve enerji içeceklerinden uzak duralım. Tatlı ve meyveyi yemekten önce yiyelim. Susuz kalmayalım. Şekerden uzak duralım inşallah ve tabii içiyorsanız sigarayı bırakın lütfen! Size sağlıklı bir ömür diliyorum. Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 590 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar