Ahmed Gurey geri dönecek

2005'in Ocak ayında Ebubekir Kurban'la beraber İHH İnsani Yardım Vakfı adına ziyaret ettiğimiz Somali'nin başkenti Mogadişu'da yaptığım çekimleri izliyorum.

Zemzem Vakfı'nın yaptığı pırıl pırıl hastaneler, okullar, camiler"

İslam Mahkemeleri Birliği sayesinde anarşiden temizlenen sokaklar"

"İşler yoluna girdi elhamdülillah; bir de hükümet gelse hiçbir sıkıntımız kalmaz" diyen umutlu insanlar"

Ne yazık ki bunlardan geriye eser kalmadı.

Film kasetlerimdeki görüntüler tarih oldu.

O hastaneler, okullar, camiler yıkıldı gitti.

***

Mogadişu, 14 yıldır devletsiz, hükümetsiz, belediyesizdi.

Kenya'da ABD/Etiyopya işbirliği ile uyduruk bir Somali hükümeti kurulmuştu.

1991'deki korkunç iç savaşın önde gelen aktörlerinden oluşan bu hükümetin kısa bir süre içinde Mogadişu'ya taşınması bekleniyordu.

İnsanlar hükümetin kuruluş biçiminden ve yapısından memnun değillerdi, ama hükümete fena halde hasret kaldıkları için onu bütün zaaflarıyla beraber bağırlarına basmaya hazırlardı.

Bir şartla:

Hükümet, Mogadişu ve çevresine büyük hizmetleri geçen İslam Mahkemeleri Birliği ile uzlaşmalı ve Zemzem gibi vakıfların yaptıklarını öpüp başının üstüne koymalıydı.

Kurulacak yeni düzende bu unsurlar da layıkıyla yer almalıydı.

Ayrıca, Somali'nin tarihî muarızı olan ve bir kısım Somali toprağını hâlâ işgal altında tutan Etiyopya'nın yeni düzende etkinlik kazanmamasına da dikkat edilmeliydi.

Efkâr-ı umumiye bu yöneydi.

Ne yazık ki Kenya'dan gelen hükümet ilk iş olarak İslam Mahkemeleri Birliği'ne saldırdı.

Muazzam bir halk desteğine sahip olan bu kurumla baş edemeyince de Etiyopya ordusunu yardıma çağırdı.

Etiyopya ordusu bir yılı aşkın bir süredir Mogadişu'nun canına okuyor.

"Teröristlerle mücadele" adı altında sivil ahaliyi katliamdan geçiriyor, hastaneleri ve okulları yerle bir ediyor, camilere saldırmaktan bile geri durmuyor.

İslami hareketin 1991'deki yıkımdan sonra yeniden inşa ettiği Mogadişu, bir kere daha harabeye döndü.

***

Mogadişu'dan gelen son haber:

"Geçtiğimiz Ocak ayında Somali'yi işgal eden Etiyopya birliklerinin, başkent Mogadişu'da bir camiye sığınan onlarca insanı kestiği belirtildi. Tanklar ve askeri birliklerle kuşatılan Mogadişu'daki el-Hidaye Camii'nde 30 kişinin öldürüldüğü, onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi. Görgü şahitleri, Etiyopya askerlerinin camiye sığınan, aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu, 21 kişinin boyunlarını bıçaklarla kestiğini ifade etti. Cami imamının da kesilerek öldürüldüğünü vurgulayan görgü şahidi bir kadın, camideki insanların Tebliğ Cemaati üyesi olduklarını açıkladı."

Böyle felaketler 16. yüzyılın Somali'sinde de yaşanmıştı.

Etiyopya ordusu Portekizlilerle beraber Müslüman Somali halkını katliamdan geçirmişti.

O zamanlar Ahmed Gurey diye bir kahraman çıkmış, bütün kabileleri İslam sancağı altında birleştirmiş ve Etiyopyalılarla Portekizlileri Somali topraklarından söküp atmıştı.

Dahası, yiğit eşi Talvamhara ile beraber komuta ettiği İslam ordusunu düşman topraklarına sürüp, birkaç yıl içinde Etiyopya'nın tamamını fethetmişti.

Günümüzün Ahmed Gurey'leri olan İslam Mahkemeleri Birliği ve diğer direniş grupları da Etiyopya'nın hakkından geleceklerdir inşaallah.

Varsın Etiyopya'nın arkasında ABD'nin tam desteği olsun"

1992-95 savaşında General Farah Aidid'e bağlı bir avuç milis ABD işgal ordusuna kök söktürmemiş miydi?

Amerikalılar Somali'den utanç içinde ayrılmak –ve "Kara Şahin Düştü" filmini yapmak- zorunda kalmamışlar mıydı?

***

Üç yıl önce Mogadişu'da yaptığım çekimleri izliyorum.

Muhammed Mahmud adında bir delikanlı diyor ki:

"Biz Somalililer şuna inanırız: Malını-servetini kaybedersen bir şey kaybetmezsin, sağlığını kaybedersen az bir şey kaybedersin, ama özgüvenini kaybedersen her şeyin gider" Alemlerin Rabbi Allah'a iman ediyor ve başımıza gelen felaketler ne kadar büyük olursa olsun Allah'ın inayetiyle onların üstesinden gelebileceğimize dair inancımızı koruyoruz. Bu bizim karakterimizdir.

Yeni Şafak

Bu yazı toplam 934 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar