Akit"i “tank”lar susturamadı ki, “bomba”lar sustursun!

Soruyorlardı bize; "Ergenekon nasıl bir örgüttür ki, içinde birbiriyle alâkasız bir sürü insan var... Hiç askerlerle profesörler, sendikacılarla gazeteciler, avukatlarla siyasetçiler bir arada olur mu?" Biz de cevap veriyorduk; "Susurluk"ta olmadı mı?..

Susurluk çetesinin üyeleri birbirleriyle bağlantısı olan insanlar mıydı?.. Susurluk çetesi de milletvekilinden, polis müdüründen, mafya mensubundan ve bir kadından oluşmuyor muydu? Bunlar; birbirleriyle bağlantılı olmadıkları halde nasıl bir çete oluşturmuşlarsa, Ergenekoncular da bir örgüt oluşturmuşlardır!" Şunu da unutmayalım; Bugün, Ergenekon"a "örgüt" demeye dilleri varmayanlar, o günler "Susurluk Çetesi" için ortalığı ayağa kaldırıyorlardı. Demek oluyordu ki; "Benim teröristim iyidir! Seninki tu kaka!"

ANTİ AKİT CEPHESİ! Dün Susurluk"ta, bugün Ergenekon"da görülen "çetevari yapılanma"nın bir benzerini Akit"e karşı yürütülen "örgütlenme"de de görüyoruz. Karşımızda öyle bir "örgüt", öyle bir "çete" ve "lobi" var ki; "Kampanyacılar" ile "Şampanyacılar" iç içe!.. Anlayacağınız; "Beş benzemez" bir arada!.. İçlerinde; "Solcu"lar var! "Ulusalcı"lar var! "Liberal"ler var! "Marksist"ler var! "Terörist"ler var!.. En ilginci de; "Aşağılık kompleksi"nin girdabından bir türlü kurtulamayan "Yanaşma İslâmcılar" var!.. Hepsi bir olup; önce "Akit"i hedef göstermekle" itham ediyorlar... Sonra bunu bir "kampanya"ya dönüştürüyorlar.

Hani, "12 Eylül Cuntası"nın mimarları da öyle yapmıştı ya... Hani; "darbe şartlarının olgunlaşmasını" beklemişlerdi de; her gün "ölen gençler"in sayısını 3-4"ten 35-40"a çıkarmışlardı ya!.. Akit"e karşı örgütlenenler de; "Demeç"ler, "köşe yazıları" ve "röportaj"larla başlattıkları kampanyayı, bir "hedef gösterme"ye dönüştürdüler!.. Yani, "Akit"e saldırının şartlarını olgunlaştırdılar!" Gerisi, kampanyacılara "sempati" ile bakan ve onların arzularını "emir" telâkki eden "tetikçi"lere kalıyordu!..

BOMBACI YALNIZ MI? Olayı biliyorsunuz... 11 Ocak"ta gazetemiz Akit"in baskı tesislerine parça tesirli ses bombası atan hainlerden biri yakalandı. Bombalı saldırıyı gerçekleştiren üç kişiden biri olan ve saldırıyı organize ettiği anlaşılan 21 yaşındaki M.Y. isimli şahıs, sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Uzun süredir takip edilen ve adres değiştirdiği anlaşılan saldırganın kimlerle irtibatı olduğu araştırılıyordu. M.Y."nin emniyetteki sorgusunda, bombalı eyleme katıldığını itiraf ettiği ifade edildi. Diğer 2 saldırgan ise aranıyor. Ve yine biliyorsunuz ki; Gazetemizin baskı tesislerine bir ay önce parça tesirli ses bombası atan hainin, PKK terör örgütünün şehir yapılanması olan KCK terör örgütü üyesi olduğu ortaya çıktı...

Bombalı saldırıda bulunan üç kişiden biri olan ve saldırıyı organize ettiği anlaşılan M.Y."nin İstanbul"daki yasadışı korsan gösterilere katıldığı, araç yakma ve molotoflu saldırı eylemlerinde bulunduğu anlaşıldı. Şimdi sormak gerekmez mi; "Akit"e saldırı"da "tetikçilik" görevi üstlenen M.Y. adlı militan, bu saldırıyı "iki arkadaşı" ile mi plânlamıştır?.. Yoksa "planlama"yı yapan başkası veya başkaları mıdır?.. Ve kimlerdir onlar?.. "Saldırıyı planlayanlar" da, bunu "öylesine" mi yapmışlardır yoksa bir yerlerden "işaret" mi almışlardır?..

Ya da; Birileri, Akit"e karşı "kampanya" açarak, yavaş yavaş "saldırı şartlarını olgunlaştırmışlar" mıdır? Açık ve net söyleyelim; Kim ki "Akit hedef gösteriyor" diye yaygara koparmıştır, işte o, "Akit"i hedef göstermiş" ve "KCK"lı teröristler"e bombalatmıştır!.. Özetle ifade edecek olursak; "Akit hedef gösteriyor" diye yaygara koparanlar, aslında "Akit"i hedef gösteriyor"lar!.. Öyle olmasa; Akit"e "bombalı saldırı"da bulunmak, "3 KCK"lı militan"ın yapacağı iş değildir!..

VURAL SAVAŞ"LA BAŞLADI Evet, bir "saldırı" vardır... Ama, ondan da önce; yazdıkları "yazı"larla ve yaptıkları "açıklama"larla bu saldırıya "zemin hazırlayanlar", yani "saldırı şartlarını olgunlaştıranlar" vardır!.. Hele hatırlayın; Bu "sistemli ve plânlı" saldırıların fitilini ilk ateşleyen, "28 Şubat Süreci"nin sembol isimlerinden Vural Savaş"tır... Vural Savaş; 26 Ekim 1999"da düzenlediği basın toplantısında; "Mevcut kanunlar, Akit gazetesi ile mücadele etmemizde yetersiz kalıyor...

Bu mücadelede başarı sağlamak için Yunanistan"dan kanun ithal etmemiz gerekir!" demiş ve böylece "Akit"i hedef gösterme" fitilini ateşlemiştir. Sonuç malûm... Mesajı alan çevreler, "topyekûn taarruz"a geçti ve Akit, karşı karşıya bulunduğu "ekonomik linç" sonucu kapanmak zorunda kaldı!.. Bir "karanlık dönem"di, bir "fırtına"ydı, bir "sel"di, geçti!.. Ama, yıkıp geçti!.. Evet, Akit yıkıldı!.. Ama; sonunda Vural Savaş da yıkıldı!.. Çok güvendiği, arkasına aldığı medya, onu da malzeme olarak "kullandı" ve attı!.. Tıpkı, nicelerini kullanıp, "sıkılmış limon" veya "peçete" gibi buruşturup attığı gibi!.. Malûm medyanın bilinen bir "strateji"sidir bu!..

İnsanları ve kurumları "son kullanma tarihi" doluncaya kadar kullanır, sonra da buruşturup atar!.. Ne ilginçtir ki; Daha sonraları, "Vural Savaş"ın açtığı bayrağı "28 Şubat mağduru" olanlar taşımış ve onlar da "Akit"i hedef alan yazılar" yazmışlar ve saldırılarını bir "kampanya"ya dönüştürmüşlerdir. Hani, hep diyorlardı ya; "Birbirleriyle alâkası olmayan, birbirlerine benzemeyen insanlar Ergenekon sepetine nasıl konulur?" Demek ki oluyormuş!.. "Elma" dolu bir sepette, nasıl ki "armut"lar, "ayva"lar ve "hıyar"lar bulunuyormuş, Susurluk"ta olduğu gibi; Ergenekon"da da "benzemez"ler bir araya gelebiliyormuş!..

Tıpkı, "Akit karşıtı lobi"de olduğu gibi!.. Gördünüz işte, tek ortak özellikleri "Akit karşıtı" olmak olan "kişi" ve "kuruluş"lar aynı çatı altında birleştiler!.. "28 Şubat mimarları" da, "28 Şubat mağdurları" da!.. "Sözde liberaller" de, "Sözde İslâmcılar" da!.. "PKK-KCK mensupları" da, "PKK karşıtları" da!.. CHP DE KORODA! Biliyorsunuz, geçen hafta "Bremen Mızıkacıları" korosuna, bir de CHP eklendi... CHP Meclis Grubu, belki de ilk defa bir "gazete"yi, evet Akit"i hedef aldı ve herkesi "Akit"i kınamaya" çağırdı...

Herhalde söylemeye gerek yok; bunun adı "hedef gösterme"dir!.. Sizin anlayacağınız; 26 Ekim 1999"da, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş"la başlayan "Akit"i hedef gösterme" kampanyası, daha sonra "yazar"lar ve CHP ile devam etti, ediyor!.. Gelin, görün ki; "Hedef göstermek"le itham edilen Akit, her defasında "hedef gösterildi" ve birilerinin "saldırı"larına maruz kaldı!.. Birileri, kâh "tazminat silahı" ile geldiler üzerimize, kâh "parça tesirli bombalar"la!.. Gerek "saldırgan"ların, gerek onlara "Saldır Co" talimatı verenlerin ve gerek "saldırılara zemin hazırlayan" ve "şartları olgunlaştıranlar"ın şunu bilmesini isteriz ki; bu gazete "28 Şubat süreci"nde "askerî ve sivil cunta"ya karşı nasıl "dimdik" durduysa, bundan sonra da "dik duruş"unu asla bozmayacak ve "doğru" bildiği yolda yürümeye devam edecektir.

Bu gazeteyi; "Tank"lar ve "panzer"ler susturamadı ki, "bomba"lar sustursun!.. Bu gazeteyi; Vural Savaş"lar susturamadı ki CHP"liler sustursun!.. Susmadık... Susmayacağız...

Selâm ve saygılarımızla..

yeniakit

Bu yazı toplam 783 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar