Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

‘Alevîlik ve Diyanet’ üzerine ilginç bir değerlendirme

Resul-i Ekrem(S)’in rıhletinden sonra Müslümanlar arasında, İslam’ın yorumlanması konusunda meydana gelen ihtilaf ve ayrılıkların etkisiyle oluşan çeşitli gruplaşmalardan birisi de ‘alevîlik’ ve ‘şiîlik’ olarak isimlendirilir.

Alevî’, bilindiği üzere‘Ali’yi seven’ mânâsına gelir; ‘şia’ ise, ‘tarafdar-taife’… Şia-y’ı Ali’den de,‘Ali tarafdarı’ anlaşılmaktadır.

‘Alevîlik’ tarihî terim olarak,  ‘Hz. Ali’yi sevme’nin çok ötesinde elbette. Çünkü, Hz. Ali’ye-İslam tarihinde Benî Umeyye sultanları ve kapıkulu ulemâsı ve de onların etkisinde kalan kitleler dışında-düşmanlık besleyen olmamıştır ve üstelik de, bütün Müslümanlar ilm’u fazîlet açısından, ona daha bir mümtaz mevkıde olduğunu bilerek, derin bir sevgi ve saygı beslerler. Yani, bütün Müslümanlar, bu lafzî olarak, ‘alevî’dir de..

***

Ama, bugün ‘alevî’  denilince, bir tarihî terim olarak, o ilk dönemdeki siyasî ihtilaflar konusunda kendilerini Hz. Ali’nin yanında hissedenler anlaşılmıyor; çok farklı sosyal gruplaşmalar da ortaya çıkıyor. Ki, bunlar arasında, genelde İslam şeriatinin ölçülerine dikkatle riayet edenler olduğu gibi; Hz.Ali’yi yüceltmek adına, ona İslam inancıyla asla bağdaşmıyan şekilde, nübüvvet /Peygamberlik ve hattâ ulûhiyet /ilahlık, tanrılık nisbet edenve dahası,‘O, arab’ın Ali’si, bizim Ali’miz başkadır!‘ diyen; ya da, ‘Ali’siz’ ve hattâ, tanrı inancını reddeden/ ateist’ sapkın taifeler de vardır.

Tabiatiyle, Osmanlı döneminde, özellikle Safevî döneminden itibaren 500 yıla yakın zamandır şiîleşen İran’la olan iktidar rekabet ve zıdlaşmaları da bu konudaki yaklaşımları etkilemiştir.

Bu konuda, ‘din sosyologu’ Prof. Necdet Subaşı’nın ‘Derin Tarih’ dergisinin Eylûl-2017 sayısında ‘Siyasetle Din Arasında Sarp Bir Yokuş/ALEVÎLİK VE DİYANET’ başlığı altında yayımlanan makalesi, ‘Alevîlik bugünkü varlığına Osmanlı’nın muhatab olmaya zorladığı organizasyon yapılanmasıyla  erişmiştir.’ şeklindeki değerlendirmenin de işaret ettiği üzere, bu konulara kafa yoranlarca bilhassa değerlendirilmesi gereken ilginç bir yazı.

***

Erdek’de, ‘Patrik’li bir kültür şenliği!!

Geçen akşam, Mardin- Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmed Ağırakça ile sohbet ederken, resmî sıfatı Genel Müdür olan bir yüksek bürokratla da tanışma imkânı oldu. O arkadaş Erdek’e gittiğini ve ‘Erdek Belediyesi tarafından düzenlenen bir kültür şenliğineşeref misafiri olarak Patrik Bartolomeos’un davet edildiğini söyledi.

Erdek,Balıkesir’in Marmara sahilindeki yarımadada, 100 sene öncesine kadar, sâkinlerinin çoğunluğunu Rûmların teşkil ettiği bir güzel ilçe..

Türkiye nüfusunun henüz 13-14 milyon olduğu bir sırada, asırlardır Anadolu’da yaşayan 1,5 milyon civarındaki Hristiyan Rum’un, Venizelos’un M. Kemal’e kabul ettirdiği ve ‘mübadele’ diye anılan proğram gereğince Yunanistan’a gönderilmesi ve asırlarca oralarda yaşayan yarım milyon kadar Müslüman’ın da yeni sınırlar içindeki Türkiye’ye getirilmesi projesi büyük bir sosyal travma idi. ‘Mübadil’lerden gidenlerin mülklerinin kimlere peşkeş çekildiği Erdek’de de hâlâ dillerdedir.

Böyle bir geçmişi olan bir Erdek’deki  bir ‘kültür şenliği’(!?)ne Patrik de davet edilir de, o bu fırsatı değerlendirmez mi? Nitekim, İlber Ortaylı da son yazısında, ‘Festivali Patrik Bartholomeos cenapları da onurlandırdı. (…) bir ayin yönetti. Ayini komşudan (Yunanistan’dan) gelen eski Erdekliler kadar, yenileri de izledi. Patrik ve heyetine Erdek halkının saygı ve sıcak bir misafirperverlik gösterdiğini gözlemek mümkündü.diyordu.

Ortaylı’nın, ‘kilisedeki âyine katıldıklarını’ belirttiği yeni Erdekliler, yani, dünkü Hristiyan Rumların yerlerine ‘müslüman’ diye yerleştirilenler!. Demek ki, kültürel açıdan epeyce ilerlemişler..

Nitekim, bu şenlikte, Patrik’in davetinden ayrı olarak, ‘güzellik yarışmaları’na dair mübtezel fotoğraflar ve ‘İçkili Halk Konserleri’nin afişleri de her tarafı kaplamış..

Çanakkale Şehidliği’nde içki içen partililerinin densizliklerini ört-bas etmeye çalışan Kılıçdaroğlu, Erdek’deki Belediye Başkanı’na ne diyecektir, dersiniz.

stargazete

Bu yazı toplam 878 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar