Mehmet GÖKTAŞ
Alimlerimizi kaybettikçe isyan edesim geliyor
Şu günler bazı şehitlerimizin ve bazı güzel Müslümanların vefat yıldönümleri olduğu için vefa ve hüzün duyguları içinde yaşıyoruz.
Fakat böyleyken freni patlamış bir araç gibi birden öfke ve isyanla doluveriyor insan. Sanki hüznümüz bize yetmiyormuş gibi şu salgından dolayı bir takım alim ve dava adamlarımızın hayatını kaybettikleri haberini alınca -Allah bizi affetsin- isyan edesim geliyor.
Kurban bayramı dolayısıyla Yasin Börü ve arkadaşlarının hatırasını yaşayalım, sevgili Mehmet Yavuz’umuzun hatıralarını bir daha tazeleyelim derken yeni yeni vefat haberleri almak gerçekten çok acı oluyor.
Son olarak, ömürlerini İslam davasına adayan, nefeslerini bu uğurda tüketen Tatvan’ın seydası Molla Nizamettin Yakışık ve Şanlıurfa’nın alim ve hatibi Abdülaziz Kutluay kardeşlerimizin bu salgından dolayı vefâtlarına gerçekten çok üzüldüğüm gibi öfkelendiğimi belirtmeliyim.
Ve bu arada nice güzel insanımızın testlerinin pozitif çıktığı haberinden dolayı isyan etmemek elde değil. Çünkü bütün bunlar olurken daha hâlâ uyanamıyoruz ve ihmallerimiz devam ediyor.
Salgının ilk günlerinde biraz da espri yaparak “aman ne olur ölmeyelim şu günlerde, dişimizi sıkalım canımızı vermeyelim, öleceksek şu salgın bir geçiversin, bir birimizin ne cenazesine katılabiliriz, ne doğru dürüst ağlayabiliriz...” diye hem yazmıştım ve hem de telefonlaştığımız kardeşlere söylemiştim.
Allah için birbirlerimizi koruyalım, hem kendimizi hem kardeşlerimizi düşünelim.
Bırakınız küsen küssün darılan darılsın.
Tamam, biliyoruz, Müslümanlar olarak sıcak kanlıyız, birbirimizi görmeden edemeyiz, cenazelerimizde düğünlerimizde birbirlerimizi yalnız bırakmayız...
Ama bu gün o gün değil. Bizim acımız bize yetmiyormuş gibi bir de İslam düşmanlarına, gelenek düşmanlarına fırsat veriyoruz. Salgının başlangıcında umrecilerimizi hedef tahtası yapmışlardı
Şimdi de cenaze, düğün ve benzer toplantılarımızı ağızlarına sakız yaptılar.
Şanlıurfa’ya saldırırken, Van’a saldırırken, Diyarbakır ve Gaziantep’e saldırırken bu dindar şehirlerimizin şahsında aynı zamanda İslam’a saldırıyorlar.
Kendilerinin pastırma istifi gibi yığıldıkları sahilleri plajları, oralardan bulaşacak salgınları gizliyorlar.
Kısacası Allah için bir birimize bu anlamda sahip çıkalım ve koruyalım.