Abdullah Dai
Allah"dan Yardım Dilemenin Şartları
Abdullah Dâî
Yegane Rabbimiz Allah (azze ve celle) şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir." (1)
Hüküm, göklerde de İlah, yerde de ilah olan Âlemlerin Rabbi olan Allah'a aid olup (2) İnsan kullarına emreden ve onları kötülük ten nehyeden odur !..İnsan kullarının içinde O'nun emirlerini ve nehiylerini dinleyip gereğini yapanlar ise, Katıksız iman eden Tevhid ehli muvahhid mü'minlerdir"
Âlemlerin Rabbi Allah, kendisine katıksız iman edip tereddüd etmeden itaat eden muvahhid mü'min kullarına : " Ey iman edenler!" diye seslenip kendilerine üç şeyi yapmalarını emrediyor:
1)sabır etmelerini
2)Dosdoğru namaz kılmalarını
3)Bununla beraber Allah'dan yardım dilemelerini!..
Yeğane Rableri, Melikleri ve ilahları Allah'dan yardım dilemeden önce sabır ve namaz ehli olmalarını emrediyor" Allah'dan yardım dilemenin ve kendilerine yardımın ulaşmasının şartları : Gereği gibi sabretmek ve dosdoğru namaz kılmaktır"
Âlemlerin yegâne egemeni ve egemenlikte asla ortağı olmayan Allah Teâlâ,( 3) Mü'min Müslüman kullarına sabırla ve namazla kendisinden yardım dilemelerini emrederken bunun, huşû duyanların dışındakiler için ağır bir yük gibi olduğunu beyan buyuruyor: "Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz huşû duyanların dışındakiler için ağır(bir yük)dır."(4)
Muvahhid mü'min kullarına bu üç emri veren Rabbimiz Allah'ın emrini, tek tek gözden geçirip gereğini yapmak üzere açıklamaya gayret edelim..
1)SABIR :Allah Teâlâ'nın güç ve kudret vermesiyle sabreden muvahhid mü'minler, sabrettiklerinden dolayı her türlü iyiliğe kavuşurlar.. Hayırlı olmanın ve hayra ulaşmanın çaresi ve yolu, gereği üzere sabredebilmektir..Rabbimiz Allah, şartlarına riayet ederek sabreden kullarıyla beraberdir"Rabimiz Allah, mü'min Müslüman kullarını imtihan etmekte ve sabredenleri sevip onları ödüllendirmektir"
Şöyle buyuruyor Allah Teâlâ: "Andolsun, Biz sizi, biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
Onlara bir musibet isabet ettiğinde derler ki: "Biz, Allah'a aid (kullar)ız ve şüphesiz o'na dönücüleriz."
Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenlerde bunlardır."(5)
Abdullah ibn Abbas(r.anhuma)'ya yolculukta bulunduğu bir sırada kardeşi Kusem'in bir başka görüşe göre kızının vefat haberi verilir. İstircada bulunur(inna lillah ve inna ileyhi raciun, der) ve şöyle buyurur: Bu, bir avret ki Allah, onu sarfetti. İhtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olduğumuz bir varlığımızdır. Allah, bu sorumluluğumuzu kaldırdı ve Allah'ın bizim için önden gönderdiği bir ecirdir. Daha sonra yolun bir kenarına çekildi, namaz kıldı. Arkasından: "Bir de sabır ve namazla yardım dileyiniz."(bakara/45,153) buyruğunu okuyarak bineğine doğru gitti.(6)
İma Kurtubî(rh.a) sabrı iki türlü olduğunu beyanla şöyle der: "sabır iki türlüdür :Allah'ın masiyetine karşı sabır. Böyle bir kişi, mücahid demektir.
Allah'a itaate karşı sabır. Böyle bir kişide abid demektir.
Kişi, hem Allah'ın masiyetine karşı sabreder, hem Allah'a itaat üzre sabrederse, Yüce Allah ona, kaza ve kaderine razı olmak meziyetini kazandırır. Bu rızanın alâmeti ise, nefsin karşı karşıya kaldığı hoş olmayan ve sevilen şeylere karşı kalbin sukunetini koruması, huzurunu bozmamasıdır."(7)
Amr b. Abese (r.a) anlatıyor : Dedim ki : Ya Rasululah) iman nedir ?
(Rasululah, s.a.v): "Sabır ve hoş görü!" buyurdu.(8)
Yegâne önderimiz ve hayat örneğimiz Rasulullah (s.a.v) iman nedir ? sorusuna böyle cevap vermişti" Ancak katıksız iman sahibi olan Muvahhid mü'minler, sabredebilir ve af yolunu seçerek hoş görebilirler"Bu, sapasağlam imanın gereğidir"
Rabbimiz Allah şöyle buyurur : "Eğer ceza vereceksiniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır. Sabret, senin sabrın ancak Allah (ın yardımı)iledir."(9)
Mü'min Müslümanlar, yaşadıkları her anlarında üzerlerine düşen kulluk görevlerini yerine getirmeye çalışırlar"Eğer Rabbimiz Allah'ın kendilerine verdiği bir nimet içinde iseler, bunun bir imtihan olduğunun farkına varır, şükrünü yapar, nefse uymamaya ve azıtmamaya çalışır, sabırlı olurlar"Rabbimiz Allah, kendilerini musibet ve sıkıntılarla, yoksulluk ve belâlarla imtihan ettiği zaman, yine sabreder ve Allah'a karşı isyan etmezler..Onlara düşen kulluk görevi, her hallerinde Rableri Allah'ın razı olduğu gibi davranmak ve önderleri Rasulullah (s.a.v)'e uymaktır!..
Rabbimiz Allah şöyle buyurur : "De ki; Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah'ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesabsız ödenir." (10)
Alkame(rh.a)'ın rivayetiyle Abdullah ibnMes'ud (r.a) şöyle demiştir: Sabır, imanın yarısı; yakîn ise, imanın tümüdür.(11)
Kamil imanın bir gereği olan sabır etmek, Rabbimiz Allah'ın va'dettiği hesapsız ecirlere kavuşmanın sebebidir"İmtihan sahası olan dünya hayatında zorluklara ve çilelere karşı direnebilen muvahhid mü'minler, Allah Teâla'nın bu va'dına ulaşırlar"
İmam Evzâ-i (rh.a) şöyle der: Onlara ölçü ile, tartı ile verilmeyecek, onlara avuç avuç verilecektir.
İbn Cüreyc (rh.a) de şöyle demiştir :Bana ulaştığına göre onlara, amellerinin sevabı hiçbir şekilde hesab edilmeyecek, ancak bunun üzerine onlara artırılacaktır.
Suddî (rh.a) de : " Yalnız sabredenlere ecirleri hesapsız ödenecektir."(12)
İmam Fahruddin er-Razî (rh.A), sabır konusunda şunları kaydeder : "Allah Teâlâ, kendilerinde ibadetleri yerine getirmede yardımcı olacak hususiyetler bulunduğu için, sabır ve namazı yardı isteme vesilesi yapmıştır.
Sabırda bu hususiyetin bulunması, o nefsi Allah'ın rızası için, hoşuna gitmeyen şeylere zorlamak, güçlükleri sırtlanmaya ve sızlanmamaya alıştırmak içindir. Kim nefsini ve kalbini böyle bir boyun eğmeye sevk ederse, ona, ibadetleri yapmak, tatların sıkıntılarına katlanmak ve yasak olan şeylerden kaçınmak kolay gelir."(13)
Emir'ül Mü'minin İmam Ömer ibnül Hattab (r.a) şöyle demiştir : Sabır iki çeşittir.
Musibet anında sabır, güzeldir. Ondan daha güzeli, Allah'ın yasaklarına karşı sabretmektir.
Said ibn Cübeyr (rh) şöyle der :Sabır, kulun başına gelen şeyleri Allah'dan bilmesi, Allah'ın katından sayması ve onun sevabını ummasıdır.
Ebû'l Âliye (rh.) : " Sabır ve namazla yardım isteyin." Ayeti konusunda şöyle demiştir: Allah'ın rızasını dileyin ve bilin ki bu, Allah'a itaatten bir bölümdür.Namaza gelince, şüphesiz ki namaz, bir konuda sebat etmenin en büyük desteğidir.(14)
Allah Teâla'nın seçkin kulları olan Nebîler ve Rasullerle beraber Salihler, sıddîkler ve şehidlerin ahlakı olan gereği gibi sabretmek, eziyetlere ve itaatlara karşı direnmek, nefsi arzulardan uzak durup, hevaya karşı cihad etmek gibi izzetli bir davranıştır"
Yahya b.el-Yeman (rh.a) şöyle der:Sabır, Allah'ın sana rızık olarak verdiği halden başkasını temenni etmemek, Allah'ın senin için hükmetmiş olduğu dünya ve ahirete dair hükümlerine rıza göstermektir.
Eş -Şa'bi (rh.a)'den: İmam Alib. Ebi Talip (ra) şöyle demiştir: Sabrın imana göre durumu, başın cesede karşı konumu ayarındadır.
İmam Ali (rh.a)'ın bu hikmetli sözünü açıklarken şöyle der :Ali(rh.a), gerçekten doğru söylemiştir.Çünkü iman, kalp ile bilmek, dil ile ikrar etmek, azalarla amel etmektir. Azalarıyla amel etmeyi sürdüremeyen ve sabır gösteremeyen bir kimse mutlak anlamıyla imana hak kazanamaz. Şer'i emirler gereğince amel etmek üzere sabretmek kendisi olmadıkça cesedinin tam olması söz konusu olmayan insanın başına benzer.(15)
"Sabır ve namazla yardım dileyin." Ayet'i kerimesinin tefsirinde İmam Taberi(rh.a): Allah teala, bu ayet'i kerimede, insanları Allah'ın emir ve yasaklarından, nefislerine ağır gelenlere karşı sabretmelerini istemiştir, demiş ve şunları kaydetmiştir. "Sabrın asıl manası, nefsi, sevdiği şeylerden alıkoymak, heva ve hevesinden el çektirmektir. Bu bakımdan, felaketler karşısında kendisini frenleyene, "sabreden" denilmiştir. Ramazan ayın da, yeme ve içmeye karşı sabredildiğinden dolayı "sabır" ayı denilmiştir.Bir kısım alimler, burada ki "sabır" kelimesinden maksadın, oruç tutmak olduğunu ve bu ayeti kerimenin: "Oruç tutarak, namaz kılarak sabredin" demek istediğini söylemişlerdir."(16)
Zalim ve egemen tağuti güçler tarafından işgal edilen İslam topraklarında yaşayan mazlum, muvahhid mü'minler sabır silahına çok sıkı sarılmaları gerekir. Heva ve heveslerini ilahlaştırarak ona tapınan zalim, müstekbir egemenlere karşı mücadelelerini sürdürürken mü'min Müslümanlar, Allah'dan yardım dilerken sabır ve namaz üzere olmaya çok dikkat etmelidirler"Allah'ın yardımının, muvahhid kullara ulaşmasının şartı, sabır ve namazın gereğini amel haline getirip, yaşanan bir hayat olmasını sağlamaktır"
İmam Ömer İbnül Hattab (rh.a) şöyle demiştir :Biz, hayatımızın hayrını (tadını) sabırla bulduk !...(17)
İmam Ömer (rh.a) 'ın bu beyanı, merhamet edilmiş ve adalet üzere olan vasat ümmetin özelliğidir !...
Devam edecek
Dipnotlar
1)Bakara, 2/153 / 2)BKZ:Yusuf12 /40, 67,En'am,6 /57, 62, Zuhruf,43/84 / 3)BKZ. Kehf,18/26 / 4)Bakara,2/45 / 5)Bakara, 2/155-157 / 6)İmam Kurtubi, el-camiu li Ahkamil Kur'an, çev. M.Beşir Eryarsoy, ist. 1997, c.2 sh.60 / 7)İmam Kurtubi, A.g.e. c.2 sh.402 / 8)İmam Muhammed b. Muhammed.b. Süleyman er-Rudani, Cemu'l- fevaid Büyük hadis külliyatı, çev.Naim Erdoğan,ist.T.Y.C.1sh.34, Hds84. taberani, mu'cemu'l Kebir ve Ahmed b. Hanbel, Kitabuz-zühd, çev.Mehmed Emin İhsanoğlu, ist.1993, c1, sh.25, Hds.53 / 9)Nahl,16/126-127 / 10)Zümer,39/10 / 11)İmam er-Rudani, A.g.e.c.1, sh.34, Hbr.85. Taberani, Mu'cemul -Kebir'den. Sahih-i Buhari, Kitab'ul- İman, B.1(bab başlığında .ikinci kısmı) /12)İbn Kesir, Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri, çevdr.Bekir karlıgadr.Bedreddin Çetiner, İst.1986,C12.sh.6903 / 13)Fahruddin er-Razi, Tefsir-i Kebir Mefatihül Gayb, çev.prf.dr.Suat Yıldırım,vdğ.Ank.1989,c.4. sh.73 / 14)İbn Kesir, A.g.e c.2sh.61 / 15)Et-Taberi, A.g.e.c.1, sh.201 / 16)Sahih- i Buhari,17) Kitabur-Rikak, b.20.(bab başlığında)
Vuslat