Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Allahtan Korkmaz, Kuldan Utanmaz!

Buyurun bu haber Belçika’dan: BBC Türkçe’nin haberine göre, Belçikalı bir bakan 2500 eski Belçikalı Nazi’nin Alman hükümetinden emekli maaşı aldığını bildirdi. Nazi yönetimi mağdurları maaşların durdurulması için hükümete başvurdu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Daniel Bacquelaine’un SözcüsüGeraldine Lamoureux BBC’ye yaptığı açıklamada, mağdurların “öfkelerini paylaştığını” söyledi. Ancak sözcü, ödemeleri Almanya yaptığı için “maaş alanların resmi sayısına sahip olmadıklarını” ekledi. Savaştan sonra 57 bin Belçikalı Nazi sempatizanı 1945’te hüküm giymişti. Savaş sırasında Belçikalılar Alman SS birliklerine katılmıştı, Belçikalı Nazi sempatizanları da Yahudilerin ve direnişçilerin kamplara yollanmasına yardım etmişlerdi. Maaşlarla ilgili talep, Belçika’da Nazi kamplarından kurtulanlar ve ülkenin uğradığı Nazi işgalinin hatırlanmasını isteyenlerin kurduğu Anı Grubu tarafından yapıldı.

Sahi Belçikalılar Nazi zulmü konusunda madem bu kadar duyarlılar da şu bizim Fehriye’yi niçin vermezler yıllardır.. Hani, ortada bir cinayet var, söz konusu olan terör suçu. Yoksa o terörist sizin “iyi çocuklar”dan mı?

Sanki Belçikalılar Almanlardan temiz. Kongo tarihine bir bakın bakalım ne görürsünüz, tencere dibin kara, seninki benden kara.

Fransızları saymaya gerek yok. Ha son olarak Senegal’den gelen bir haber vardı. Hani Çanakkale Savaşı’nda Senegal’den getirdikleri Müslüman askerleri karaya sürüp bizi bize kırdırmışlardı ya, şimdi onların aileleri Fransa’da dava açıp, yakınlarına maaş bağlanmasını istiyorlar.. Binlerce Senegalli, Fransız mezarlığında mezar taşlarında haçla yatıyor. Oysa onların gerçek isimleri de farklı, dinleri de..

İsterseniz Ruanda’dan söz edelim mi? Ya da Çad’dan.

Merkel’e Yahudi soykırımını değil sadece çingenelere, engellilere ve komünistlere yapılanları da sormak gerek..

Bunlar darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemeyenler değil mi?

Hani önce Sisi’ye Nobel Barış Ödülü verdikleri Baradey’i danışman yapmışlardı. Sonra ne oldu. Adam utancından yerin dibine girdi, bu defa yedekten İngiliz eski başbakanı, solcu Tony Blair’i Baradey’in yerine göndermişlerdi ya, o da fazla dayanamadı Londra’ya kaçtı..

Ne Alman pişmanlığı, ne Fransız Laisizmi, Ne İngiliz Liberalizmi, hiç biri batılıların ayıbını örtmeye yetmiyor.. Bunca günahı Papa da çıkartamaz..

Sahi DAEŞ’i kim örgütledi.

Gerçekten DAEŞ’le başetmeye gücünüz yetmiyor mu? Ah zavallı ABD, zavallı İngiltere ve NATO.. Tabi o zaman Esed’e de gücünüz yetmiyordur.. Oysa biz ne zannediyorduk..

Peki niye PKK’ya ya da PYD’ye destek veriyorsunuz. Şu ağlayan adam Gülen’e niye sahip çıkıyorsunuz.. Hem bu ne perhiz, ne lahana turşusu.. Sahi siz kimden yanasınız..

Almanlar bugün kalkmış bize insanlık dersi veriyor ya, insanın ağırına gidiyor. “Bülbüllere emir var, lisan öğren kargadan!” Uygar batı! Bu mu o bize ezberletilen..

Kurşun değil kovanmış, atılmamış bırakılmış, bu işi yapan herhangi biri değil şehidin dayısı imiş. O kişiyle olaydan sonra değil, olaydan önce şehid yakını olacak siyasilerin taziyesi sırasında kısa bir süre bir araya gelinmiş.

Ne oldu şimdi?

Şimdi kim kimdir daha iyi anlaşılıyor. Daha iyi anlaşılıyor, soğuk savaşın savaşan kanatlarının arasındaki derin kardeşlik bağlarının kaynağı.. Gezi’nin bileşenlerinin derin gerçeği de şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bir yanda Marksistler, öte yandan kapitalistler, beri yanda antikapitalist İslamcılar. PKK, CHP, liberal görünümlü faşistler.. Kuzu postuna bürünmüş kurtlar. Melek maskeli şeytanlar..

Kılıçdaroğlu’nu mağdur ve mazlum gösterip halk desteği sağlayacaklar, sonra da kahraman ilan edecekler. Hani PR diye bir şey var ya, malum “cilalı adam devri”nde yaşıyoruz, ama pasla teneke kalay tutmaz. Boşuna uğraşmayın parlatamazsınız.. Ama keyfiniz bilir, deneyin, gidin Akşehir Gölü’ne maya çalın belki tutar, ama Kılıçdaroğlu’ndan lider filan olmaz.. Bu arada CHP’yi de bu saatten sonra kimse kurtaramaz.. Aslında Kılıçdaroğlu CHP’ye yakışmıyor da değil, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.. 

Bu arada; CHP ile ilgili olarak “teröristlerin cenazesine katılıyor” demişim.. Cezaevindeki ziyaret taleplerini Adalet Bakanı açıkladı.. Öte yandan; “Hemşehid cenazesine, hem de terörist cenazesine katıldığı için” olsa gerek. Çünkü “hem PKK, hem de DHKP-C’lilerin cenazesine katılıyor ve bununla da övünüyor” şeklindeki tırnak içinde aktardığım ifade aslında “kurşun kapsülü bırakan kişinin tepkisinin arkasında yatan algı” olduğunu ifade ediyor benim yazım. Onun için tırnak içine alınmıştı.. Kaldı ki bu konuda internette küçük bir araştırma bizi başka haberlere yönlendirecektir: “Rezidans ve yolsuzluk iddialarıyla gündemden düşmeyen CHP’li vekil, YPG’li teröristin cenazesinde gözyaşları dökerken objektiflere takıldı. YPG’li Güler›in cemevinden kaldırılan cenazesine CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da katıldı”, “CHP’li vekiller, Anıtkabir yürüyüşünde terör örgütü DHKP-C›nin marşını söyledi” şeklindeki haberler bunlardan bazıları. Tamam cenaze namazı mı, taziye mi, cezaevi ziyareti mi, dikkat etmeliyim. Cenaze namazı değil, ama taziyeler konusunda da herhalde aksini söyleyemezler.. Zaten DHKP-C’lilerin, PKK’lıların cenaze namazı değil, taziyesi haber oluyordu..

Selam ve dua ile. 

yeniakit

Bu yazı toplam 910 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar