"Amerikancı Olmamak için Çinci Olmak Şart mı"?
"Biz Doğu Türkistan meselesini gündeme getiriyoruz diye özellikle sosyal medyada ‘Siz Amerikancı mısınız?’ diye yaygara koparanlar oluyor… Biz ne Çinciyiz ne Amerikancı…"
Hakan Albarak'ın yazısını iktibas ediyoruz.
İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH), Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der), İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) ve Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD), dün İstanbul’da Doğu Türkistan konulu ortak bir basın toplantısı düzenledi.
İHH’nın İstanbul’daki genel merkezinde düzenlenen bu toplantıda, Çin yönetimine, Uygurları -ve Doğu Türkistan’da yaşayan Kazakları, Kırgızları, Özbekleri- İslami kimliklerinden koparmak amacıyla kurduğu toplama kamplarını kapatması için çağrıda bulunuldu.
Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin liderleri de Çin’i bu istikamete -genel olarak da Doğu Türkistanlılara zulmetmekten vazgeçmeye- sevk edecek adımlar atmaya çağrıldı.
Söz alan sivil toplum temsilcilerinden hiçbiri Çin’e ‘kategorik’ düşmanlık sergilemedi.
Türkiye-Çin ilişkilerinin bozulması yönünde arzu beyan eden kimse de olmadı.
Bilakis; İHH Başkanı Bülent Yıldırım, “Biz herhangi bir ilişkinin bozulmasının taraftarı değiliz” diye özellikle belirtti.
Bununla beraber, Çin’le kurulan iyi ilişkilerden Doğu Türkistanlı mazlumlar lehinde (de) istifade edilmesi ve İslam ülkelerinin Çin’le ticaret potansiyelinin Doğu Türkistan’daki Çin mezalimini durdurma yolunda koz olarak kullanılması gerektiğini de söyledi Yıldırım.
***
İHH Başkanı, Doğu Türkistan’daki sorunların ABD emperyalizmine hizmet maksadıyla abartıldığını ileri sürüp oradaki mezalime karşı çıkan herkesi “Amerikancı” diye damgalayanlara -bilhassa Doğu Perinçek ve ekibine- cevap vermeyi de ihmal etmedi.
Maksadının bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğunu belli eden bir cevap oldu bu:
“Biz Doğu Türkistan meselesini gündeme getiriyoruz diye özellikle sosyal medyada ‘Siz Amerikancı mısınız?’ diye yaygara koparanlar oluyor… Biz ne Çinciyiz ne Amerikancı… Çin’e sesleniyorum: Eğer dünyaya açılmak istiyorsan, Doğu Türkistan’a da hak ve özgürlüklerini ver. Biz bu konuda arabulucu olmaya razıyız. Yeter ki oradaki özgürlükler noktasında gerekli kriterler yakalansın… Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve ekibine de sesleniyorum. Avrasyacı bir politika ile yanlış yapıyorsunuz. Çok açık konuşuyorum. Doğrudur, en az sizin kadar Amerikan emperyalizmine karşıyız; ama bir zalime karşı diğerinin yanında da yer alamayız. Bu zulmü bitirmek için kim arabuluculuk yapmak isterse biz onunla da seve seve çalışırız. Ama ‘Ben bir zalimi yeneyim, diğerine de sırtımı yaslayayım’ derseniz biz sizin de karşınızda dururuz.”
***
Emperyalist manipülasyon iddiasına bir cevap da Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’dan:
“Çin’in bugün uyguladığı politikalarla ilgili olarak abartı yapıldığı söyleniyor. Bunu Bosna’da da söylediler. Burada açık bir insanlık suçu var. Burada yaşananları açık bir asimilasyon olarak vurgulamakta fayda var. Ve bu insan hakları ihlalidir. Burada din ve vicdan özgürlüğünün açıkça ihlal edildiğine şahit oluyoruz. Bu suçlar, entegrasyon adı altında yapılıyor. Herkesin buna karşı çıkması gerekmektedir. Çin ile iyi ilişkiler kurma adına buna sessiz kalmak suçtur ve ayıptır. Tüm İslam dünyasının öncelikle buna karşı harekete geçmesi gerekiyor. İslami kimlikle kendini tanımlamayanların da bir insan olarak buna karşı durması gerekiyor. Kimse Çin’in bütünlüğünün bölündüğünü iddia edemez. Bu iddia kesinlikle inandırıcı değil. İnsan hakları ihlalleri yaşanmazsa birilerinin buraya müdahale etme olanağı da söz konusu olamaz.”