Abdurrahman Dilipak
Argentina
Arjantin devlet başkanı: ABD beni öldürebilir. Kirchner bu açıklamayı 2 Ekim 2014’de yaptı ve o bugün artık Arjantin devlet başkanı değil. Evet, Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, ABD’nin kendisine suikast hazırlığında olduğunu söyleyerek, “ABD hükümetimizi devirmeye çalışıyor, bana bir şey olursa Ortadoğu’ya değil kuzeye bakın” dedi.
Basında bu konu şu şekilde haber oldu: Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, ABD’nin hükümetine dönük darbe girişiminde olduğunu ve kendisine suikast hazırlığı yaptığını söyledi. Kirchner, polislerin kendisini IŞİD militanlarına karşı uyardığını ifade ederek, “ABD hükümetimizi devirmeye çalışıyor, bana bir şey olursa Ortadoğu’ya değil kuzeye bakın” diye konuştu. Evet bugün biz de biliyoruz ki, PKK, PYD, DAEŞ, FETÖ ya da DHKP-C birbirinden farklı kuruluşlar değil. Bakın Öcalan da Gülen de soğuk savaşta CIA’nın kurduğu “Komünizmle Mücadele Dernekleri”nin elemanı. Kuklalar farklı olsa da kuklacılar aynı. FETÖ’nün Polise öfkesinin intikamını PKK’nın alıyor olması bizim için sürpriz değil.. Sağ-sol, Alevi-Sünni kahvehanelerinin aynı silahla tarandığı günlerden geçip geliyoruz biz. ABD büyükelçiliğinin Arjantin’in IŞİD saldırılarına karşı önlem alması gerektiği yönünde yaptığı açıklamayı da eleştiren Kirchner, “IŞİD’in beni öldürmeye çalıştığıyla ilgili hikaye anlatmasınlar” dedi.
Arjantin Devlet Başkanı Kirchner, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ABD’ye ilişkin “Terörizm canavarını ürettiler ve bu canavar şu an kontrolden çıktı” sözleriyle dikkat çekmiş, konuşma yaptığı esnada Obama’nın ciddiyetle dinlediğini gösteren yüz ifadesi de kamuoyunda dikkat çekmişti.
Kirchner’in ABD’yi “rahatsız” eden konuşması şu şekildeydi: “Geçen yıl toplandığımızda Esad rejimini terörist olarak değerlendirip ona karşı olanları devrimci görüp desteklediniz şimdi ise dün ‘devrimci’ dedikleriniz radikal İslamcılara karşı savaş açmış durumdasınız. IŞİD ve El Kaide’nin elindeki silahların izini kim sürebilir? Büyük güçler çok kolay dost ve düşman kavramını değiştiriyor. Teröristler dost oluyor, dostlar ise terörist. Hizbullah’ı terörist örgütler listesine koymuştunuz ama sonradan Lübnan’da geniş bir tabanı olan saygın bir yapı olduğu anlaşıldı. 1994’te Buenos Aires’te İsrail Elçiliği’ne yapılan bombalı saldırıda İran parmağı aradınız ancak öyle olmadığı kesinleşti. 11 Eylül sonrası El Kaide terörü gerekçesiyle Afganistan ve Irak’a savaş açtınız; o ülkeler şimdi dünyanın en ağır durumunu yaşıyor. Arap Baharı’nı Tunus, Libya ve Mısır’da başlatarak radikal İslamcıları kendi elinizle orada iktidara getirdiniz. Bölge halklarının özgürlüklerini gasp ettiniz. Bugün burada IŞİD’e karşı bir BM kararı çıkarmak üzere toplandık oysa IŞİD’in bazı BM Güvenlik Konseyi ülkelerinin gözetiminde dostları tarafından kurulup beslendiğini herkes görüyor.”
Türkiye, günlerdir Recep Tayyip Erdoğan’ın BM toplantısında yaptığı konuşma esnasında salonun boş mu yoksa dolu mu olduğunu tartışırken, Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez’in 25 Eylül’de yaptığı konuşma gündemden düşmüyor.
Fernandez, “Terörizm canavarını ürettiler ve bu canavar şu an kontrolden çıktı” diyor. Bir canavar ürettiler ve o canavar kontrolden çıktı..
Arjantin Devlet Başkanı, “IŞİD ve El Kaide’nin elindeki silahların izini kim sürebilir? Büyük güçler çok kolay dost ve düşman kavramını değiştiriyor. Teröristler dost oluyor, dostlar ise terörist” sözleriyle ABD’nin politikasını açık bir dille eleştirdi.
İşe bakar mısınız Avrupalı “dostlarımız”, “müttefiklerimiz” geçmiş olsun demek için bir ay sonra meclisi ziyaret ediyorlar.. İslam ülkeleri hâlâ sessiz.. Herkes “büyüklerin” gözüne bakıyor. Mesela Almanya, ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkeler hâlâ Erdoğan’a ve hükümete karşı bir tavır içindeler. Besledikleri katilleri iade etmek istemiyorlar..
Almanya’dan sızdırılan belgelerde Türkiye suçlanıyor. Bu arada İncirlik bundan sonra daha çok gündeme gelecek.. İncirlik’teki nükleer başlıklar üzerinden yürütülen tartışmanın ötesinde daha önemli gerçekler var.
FBI mütercimi Sibel Edmonds’un Türkiye’yi, İncirlik üssüne karşı harekete çağıran son videosu dikkat çekici.. Türkiye’nin ABD ve AB ile ilişkisi önümüzdeki günlerde yeni sıcak bir gündemle tartışma konusu olacak ve bu tartışma yıl sonuna kadar sürecek.. Batıda Türkiye’yi istemeyenler yanında, Türkiye’den vazgeçmek istemeyenler de var.. Bu konuda kendi aralarında ciddi bir ihtilaf sözkonusu.
Bu arada kehanetler batılıları bunaltıyor. Korkuyorlar.. Paniklemiş durumdalar..
Gülen’le devam edemeyecekler. Gülen’in yerine koyacakları bir yedekleri de yok. Bugüne kadar başlayıp sonuçlandıramadıkları bir darbe yok. Şimdi ilk kez karşılaştıkları bir durumla karşı karşıyalar.. Kötü bir şekilde hem deşifre oldular, hem de suçüstü.. Bu sonucu içlerine sindiremiyorlar. Yine saldıracaklar, ama bugün daha zayıf konumdalar ve gidecekleri yer konusunda kendi aralarında bir uyum yok..
Türkiye’nin İslam ülkelerine ve diğer ülkelere “Kötü örnek” olmasından korkuyorlar..
Yeniden bir defa daha kaybetmeye tahammülleri yok. Çünki o zaman kendi içlerinde hesaplaşma kaçınılmaz olur. Bütün bu saldırılar Türkiye’de bir iç dayanışma, kararlılık ve cesaret gösterisine sahne oldu.. Yavaş yavaş batıdaki akıl ve vicdan sahipleri de yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başlıyorlar..
Bu arada kapitalizm, batı demokrasisi dayandığı temel kavram ve kurumları ile yıkılıyor.
Şu İsveç başbakanına bakın. Şecaat arz edeyim derken kendi günahları döküldü ortaya. Kızlar 15’inde, oğlanlar 16’sında bekaretini kaybediyor. Homoseksüel, lezbiyen ve hatta ensest ilişkiler toplumda %20’yi bulmuş. İntiharlar almış başını gidiyor. Psikolojik ya da fiziki engelliler de öyle. Nüfusunun bir o kadarı ya uyuşturucu kullanıyor ya da alkolik.
Hanııım, hanım, kendi gözüne bak, gözündeki merteği çıkart da, sonra bizim gözümüzde çöp ara. Aleme nizam vermeden önce kendi ailene bak. Aileyi kaybettiniz aileyi..
“Onlara ‘yeryüzünde bozgunculuk yapmayın’ dediğinizde, ‘biz ıslah edicileriz’ derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir.” Selâm ve dua ile..
yeniakit