İbrahim Karagül
Avrupa'ya 'Türkiye'yi durdurun' çağrısı!
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini'nin; "Türkiye Balkanlar'da Avrupa Birliği'nin rakibi haline geldi" sözünden ne anlıyoruz? Türkiye, tam üye olmak için çırpındığı AB'ye nasıl rakip olurmuş? Bu tespitin Avrupa için anlamını biliyoruz da Türkiye için ne ifade ettiği üzerinde düşünmeye, "eksen kayması" tartışmasından sonra "yıldız ülke" tanımlamasının ne anlama geldiğini sorgulamaya çok ihtiyacımız var.
Ne diyor Frattini, bakalım. Türkiye'nin Balkanlarda nüfuzunun arttığını, AB'ye rakip hale geldiğini, bölgede son derece aktif bir politika izlemeye başladığını söylüyor. "Balkan ülkeleri Avrupa Birliği'yle bütünleştirilemezse, başka eksenlere kayabilir. Türkiye'nin bu bölgedeki mevcudiyeti ve faaliyetleri gözden uzak tutulmamalıdır" diyor. Saraybosna'da 2 Haziran'da düzenlenecek olan Avrupa Birliği-Balkanlar Konferansı'nın iyi değerlendirilmesi gerektiği uyarısını yaptıktan sonra, "Avrupa Birliği Balkanlar'ın batısındaki ülkeleri kendine çekmelidir, eğer bu yapılmazsa başka güç merkezleri devreye girecektir" şeklinde konuşuyor.
Nerede söylüyor? Belgrad'da, Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç'le görüşmeden sonra. Ne zaman söylüyor? Türkiye, Sırbistan, Bosna-Hersek cumhurbaşkanlarının Türkiye zirvesinden sonra... Türkiye, Bosna-Hersek, Hırvatistan dışişleri bakanlarının üçlü toplantısından sonra. Her ay yapılan üçlü toplantılar, Balkanlar'da çatışma yerine işbirliğini ve ortaklığı önceleyen yakınlaşma Türkiye'nin müttefiklerini neden rahatsız eder oldu?
Ortadoğu'da, Orta Afrika'da, Balkanlar'da, Kafkaslar ve Güney Asya'da tamamen çatışma, ayrıştırma ve kontrol etmeye ayarlı geleneksel yaklaşımı kırmaya çalıştığı için mi Türkiye müttefiklerini rahatsız eder oldu? Uzunca bir süredir, Balkanlar'da Türkiye'nin öncülük ettiği, düşman olanları aynı masa etrafında toplayan, yeniden çatışma tehlikesini dondurur biçimde ortak projelere odaklanan bir yaklaşım söz konusu. Türkiye-Sırbistan-Bosna-Hersek dışişleri bakanları her ay bir araya geliyor. Aynı şekilde Türkiye-Hırvatistan-Bosna-Hersek dışişleri bakanları da ayda bir toplanıyor. Bosna'nın geleceğinden, Bosnalı Sırplar'ın ayrılma taleplerinden bölgesel yakınlaşmaya kadar bir çok konu açık yüreklilikle konuşuluyor. Ama en önemlisi, Türkiye ile Balkanlar'ın merkez ülkesi Sırbistan arasında yeni bir ilişki biçimi şekilleniyor ve bu tüm bölgeyi olumlu yönde etkiliyor.
Türkiye, "hesapta olmayan bir güç" olarak bölgede. Daha önce ABD ve AB tarafından belirlenen bölgesel ilişkilere üçüncü bir aktör olarak Türkiye de katıldı ve oldukça da başarılı oldu. En son Türkiye, Sırbistan, Bosna cumhurbaşkanları arasında yapılan zirvede, üç ülke liderinin iki yılda üç kez bir araya gelmesi, Bosna Cumhurbaşkanı'nın Belgrad'a gitmesi, Bosna ve Sırp liderlerle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Temmuz ayında o acı katliamın yaşandığı Srebrenica'ya birlikte gitmeleri kararlaştırıldı. Acılara son vermeye, yeni acıları önlemeye, çatışma yerine ortaklıklara yönelmeye odaklı bir inisiyatif bu. Ve Türkiye, bütün bu çalışmaların içinde "bir Balkan ülkesi" olarak yerini alıyor.
Durum, sadece İtalya'yı, Frattini'yi değil, Almanya'yı, İngiltere'yi ve ABD'yi da rahatsız edecek boyuta ulaşmış olmalı. Yakında Frattini'ye bir çok Avrupa ülkesinin katılması beklenebilir. Çünkü, vizelerin kaldırılmasından ortak ekonomik olanlara, siyasi yakınlaşmaya kadar bir çok konuda Türkiye ve bölge ülkeleri, onların tahminlerinin çok ötesinde bir başarı sağladı.
"Türkiye AB'ye rakip" oluyor sözü bence çok doğru. Ama eksik yanları var. Türkiye sadece Balkanlar'da değil, Ortadoğu'da da AB'ye rakip oldu. Özellikle Ortadoğu'da rakip olmanın çok ötesine geçti. Bugün Baltık Denizi'nden Suriye kıyılarına kadar yayılan, Roma İmparatorluğu görüntüsü veren AB'nin, Ortadoğu'da Türkiye'nin yarısı kadar bile etkisi kalmadı. Dikkatle izleyelim; Kafkaslar'dan Ortadoğu ve Orta Afrika'ya, Balkanlar'a kadar her alanda Türkiye'nin yoğun diplomasisini, projelerini, heyecan verici önerilerini izliyor bütün dünya.
Peki "Balkanlar başka eksene kayar" derken, "Başka güçler boşluğu doldurur" derken kimler kastediliyor. Aklımıza hemen Rusya geliyor değil mi? Oysa bundan sonra aynı zamanda Türkiye de gelmeli. Frattini'nin sözleri Rusya'ya değil Türkiye'ye işaret ediyor. Ne demek oluyor bu? Türkiye, yeni bir eksen, yeni bir güç olarak, dünyayı değiştirecek yedi yıldız ülkeden biri olarak kıskandıracak, rahatsız edecek ölçüde etkinlik sergiliyor. Talihsizlik, bütün bunları Frattini'den, ABD ve Batı basınındaki tartışmalardan izliyor olmamız.
Rusya'dan kalkan bir kişi, ya da bir aracın, Ermenistan'dan Azerbaycan'a, oradan Ürdün'e, Lübnan'a kadar vizesiz, hiçbir engelle karşılaşmadan gidebileceği, Moskova'dan Beyrut'a hatta Belgrad'a kadar, Türkiye'nin tam merkezinde yer alacağı bir çekim merkezi oluşturma yönünde köklü adımlar atılıyor. Güney'e doğru giden bütün trafiğin Mersin'de birleşeceği, Kuzey'e ve Doğu'ya giden trafiğin Trabzon'da birleşeceği, ABD ve AB'ye endeksli olmayan bir bölgesel yakınlaşma gerçekleşebilir mi?
Bence bu oluyor... Frattini'nin sözleri "Türkiye'yi durdurun" çağrısından başka bir şey değil.
yenişafak