Mehmet GÖKTAŞ
Ayasofya’yı ma’mur edebilmek
Anlaşılan o ki artık Ayasofya ibadete açılacak, inşaallah bir aksilik olmaz, geriye sayım başlamıştır, biz de hasretle bekliyoruz.
Tamam, Ayasofya’nın ibadete açılması hem Türkiye için hem İslam âlemi için ve hem de dünya siyaseti açısından oldukça önemlidir, böyle olduğunu hep beraber izleyip göreceğiz.
Ayasofya’nın bugüne kadar taşıdığı tarihi misyonun ötesinde, Hilal-Haç kavgasının da ötesinde bundan sonrası için çok daha önemli bir misyon yüklenebileceği düşüncesindeyim.
Açılmış olmasıyla birlikte artık bu işin burada bitmiş olacağını düşünmenin, bir zafer tesellisiyle üzerine yatmanın veya küçük siyasi hesaplar uğruna bozdurup bozdurup harcamanın büyük bir kayıp olacağı kanaatindeyim.
Unutmayalım, açabilmek kadar Ayasofya gibi bir mabedi ma’mur edebilmek çok daha önemlidir.
“Allah’ın mecidlerini ma’mur etmek” diye İslam’ın ve Müslümanların bir meselesi vardır. Bugünden itibaren asıl bu mesele üzerinde yoğunlaşmak gerektiği kanaatindeyim.
Her şey bir yana bu ülkeyi yılda altmış milyona yakın yabancının ziyaret ettiği, bunlardan önemli bir bölümünün mutlaka İstanbul’a geldiği ve Sultanahmet – Ayasofya noktasını görmeden gitmediklerini unutmayalım.
İslam davası adına söz konusu bu milyonlara Ayasofya Camii ile neler sunulabileceği hususunda başta ilim sahibi yetkililer olmak üzere bütün Müslümanlar kafa yormalıdır.
Ayasofya bu anlamda diğer camilerden oldukça farklıdır, başta Hıristiyan âlemi olmak üzere gözler hep onun üzerinde olacaktır.
Her şeyden önce etraftaki camiler gibi ıssız bırakacaksak baştan kaybetmişiz demektir.
Fakat Ayasofya’yı ma’mur etmek derken kemiyetin yanında asıl keyfiyeti kast ediyorum.
İslam’ın Batı dünyasına açılan bir kapısı konumunda olacak bir Ayasofya’ya her türlü erdemle donanmış bir cemaat gerekmektedir. Civardaki üniversite öğrencilerinin omuzlarına bu anlamda bir yük binmektedir, herkesten önce onlardır Ayasofya’yı ma’mur edecek olanlar.
Sultanahmet’le birlikte Ayasofya bölgesinin bütün dünya dillerine çevrilmiş Kur’an meallerinin dağıtıldığı bir merkez olması çok zor bir şey mi?
Açıldıktan sonra asla çiğ hareketlerin, basit gösterilerin, cemaatlerin taassuplarının, hamasetin ve resmi ideolojinin sergilendiği bir yer olmamalıdır. Ayasofya’yı ma’mur edecek olanlar orasını Müslümanların ve İslam’ın yüz akı haline getirmelidirler. Bu anlamda Diyanet de üzerine düşen görevi yapmalı, her şeyden önce orasını devletin hamasi gösteri noktası yapmamalıdır.
Günümüz dünyasında en hızlı yayılan dinin İslam olduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda söylediklerimin asla bir ütopya olmadığı daha iyi anlaşılır.