Abdurrahman Dilipak
Bağdadi öldürüldü mü?
Öldürülse ne olur, öldürülmese ne olur! O bir piyon değil mi?! Onu çekersiniz altından bir yenisi çıkar. Sonuçta “bulunmaz Bursa kumaşı” değil. Onun arkasında onu eğiten, oynatan, yöneten bir güç var.
Öldürdüler mi? Mümkün. Eceli gelmişse ölmüştür. Ama birileri bundan kurtulmak veya öldürmek isteseydi, örgüt içinden birine ya da bir başkasına da yaptırırlardı bu işi.
Hem zaten kaç defa operasyon yapıldı kaç defa öldürüldü haberi geldi. Ve sonra yeniden çıktı ortaya.
Eğer DAEŞ ile mücadele görüntüsü vermek, hâlâ onlar için dünyayı kandırmak için bir işe yarıyorsa, işte anlı şanlı bir operasyon sözkonusu.
ABD kendi ajanının yerini ihbar edene ödül de vaad ediyor üstelik. DAEŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin baş danışmanlarından İsmail el-Etawi... Onun CIA ajanı olmadığından emin miyiz. İlginç değil mi, ahçısı da Türkiye’de yapılan bir operasyonda örgütün üst düzey yöneticileri ile birlikte ele geçiriliyor.
Operasyonun yeri, zamanı, şekli, hepsi birçok soru işareti taşıyor.
Bu adamı Rakka’dan oraya kim nasıl ve niçin getirdi? Bu sorunun cevabı yok. Türkiye’ye 5000 metre mesafede ele geçiriliyor.
Daha önce Türkiye haber verdi dediler ABD’ye, sonra bir başka isim çıktı ortaya. Reuters’e göre ABD’ye, Bağdadi’nin yerini haber veren İsmail el-Etawi, bu arada Iraklı istihbarat yetkilisi, “Bize Bağdadi’nin bütün toplantı noktalarını söylediler ve biz de bunları CIA ile paylaşarak bölgeye daha fazla ajan yerleştirmeye başladık” dedi.
Bir ara da “Terör örgütü DEAŞ’ın elebaşısı Ebubekir el-Bağdadi’nin yerini, ABD’ye bacanağının söylediği” iddia edildi.
Yok yok, Türkiye bütün bu gelişmeleri yakından izlemiş ve ABD ile bu bilgileri paylaşmış. Peki bu operasyonu niçin Ankara tek başına yapmadı ya da ABD bu operasyona Türkiye’yi dahil etmedi?
Bu arada İran’dan ilginç bir açıklama geldi: İran Enformasyon Bakanı Azari Jahrumi, “Çok da abartmayın, kendi yaratığınızı öldürdünüz” dedi.
Bağdadi’nin öldürülmesinin ardından ABD, örgütün yeni liderinin Hacı Abdullah el-Afari lakaplı terörist Abdullah Kardaş olacağını iddia etti. Abdullah Kardaş’ın bir dönem devrik Irak lideri Saddam Hüseyin için çalıştığı da belirtildi. Ama daha sonra “o değilmiş” dediler. DAEŞ, Ebubekir el-Bağdadi’nin ve örgütün sözcüsü Ebu Hasan el-Muhacir’in ABD tarafından öldürüldüğünü; örgüt açıklamasında yeni liderlerinin Ebu İbrahim el Haşimi el-Kureyşi, olduğunu duyurdu bu arada.. Türkî “Kardaş” gitti, yerine “İbrahimi”, “Haşimi” ve “Kureyşi” yani “Peygamber soyundan biri” getirildi. Trump da bir açıklama yaparak, “Bu kişiyi çok iyi tanıyoruz” dedi! Ne kadar iyi düşünülmüş değil mi? Şimdi sırada “Amerikano Mehdi”de! Onun da Haşimi ve Kureyşi olması gerekiyor.
Sahi Trump DAEŞ ile ilgili Obama ve Clinton’ı suçlamamış mı idi. El Kaide ve Ladin’i örgütleyen de Baba Bush ve oğlu değil mi idi? Trump da geçen ay da “vahşi canavarlar” dediği Usame bin Ladin’in oğlu Hamza bin Ladin’i öldürdüklerini duyurdu. Oysa eserleri ile övünebilirdi de. O vahşi canavarlardan kim bilir kaç tanesi emirlerinde çalışıyor hâlâ!
Bağdadi dedikleri adamın asıl adı İbrahim Avvad İbrahim Ali el-Bedri. Pakistan askeri istihbarat eski başkanı general Hamid Gül’e göre, Bağdadi 1988’de Afganistan’da görülmüş.. Bu kişi daha sonra da Bağdat’taki İslami Bilimler alanında doktorasını tamamlamış ve öğretim üyesi olarak çalışmış ve imamlık yapmış. ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali sırasında Bağdat’tan ayrılarak Enbar vilayetinde direnişçilere katılmış. 2004’te Felluce yakınlarında tutuklanarak 2009’a kadar Bağdat civarındaki Buka gözetim kampında tutuklu kalmış. Ne oldu ise burada olmuş.. ABD’li yetkililer bir süre sonra Bağdadi’yi serbest bırakmış. Buka kampında görevli ABD subayı Kenneth King Bağdadi’nin tahliye edildiği sırada kendisine, “New York’ta görüşürüz” dediğini söylüyor.
Cumhuriyetçi Parti’den New Jersey eyaleti temsilcisi Christopher H. Smith, Dış İlişkiler Komitesi’ne verdiği soru önergesinde, “Hepimizin bildiği üzere Ebubekir el-Bağdadi ABD gözetimindeydi ve serbest bırakıldı” ifadesine yer verirken “Bağdadi’nin gidip IŞİD’i kurabilsin ya da örgütü yeniden oluştursun diye serbest bırakılmasına kim izin verdi?” diye sormuştu.
Irak El Kaide’sinin başındaki isim Ebu Musab ez-Zerkavi, 2006’da Bağdat’ın Bakuba bölgesinde hava saldırısında öldürüldü. 2010’da Irak el-Kaidesi lideri Ebu Hamza el-Muhacir, örgütüne, “Irak İslam Devleti” adını verdi.. Muhacir ve Ebu Ömer El-Bağdadi’nin ölümünden sonra örgütün başına Ebubekir el-Bağdadi geçti. Ve son operasyonla birlikte örgütte yeni bir dönem başladı.
Bağdadi, Nisan 2013’te örgütün adını da “Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)” olarak değiştirdi.
Halen örgütün Suriye, Irak, Afganistan Fergana ve Sina’da kampları bulunuyor. Yeni yönetim kadrosunun şekillenmesinden sonra nerede ve nasıl eylemlere kalkışacaklarını zaman gösterecek. Tabii bu biraz da “büyük patron” ABD’nin vereceğe karara bağlı. Yeni eylem alanı Pakistan, Çin ve Rusya olabilir.
Rusya hâlâ Bağdadi’nin öldürüldüğünden emin değil. İddiaya göre kendini patlatan Bağdadi’nin parçalanmış cesedinden otopsi için küçük bir parça alınmış, geri kalanı denize atılmış. Tabii “Savaş hukukuna ve İslam yasalarına uygun olarak”!?. Usame b. Laden’i de denize attıklarını açıklamışlardı bu arada!
Komedi filmi izler gibi, Obama ve Trump’ın Laden ve Bağdadi ile ilgili operasyon açıklamalarını bir talk show programında yan yana getirmişler izleyenler bu kepazeliğe kahkahalarla gülüyorlar. İnsanların kanı, canı, yurtlarından çıkarılan insanların trajedisi birilerinin eğlencesi yapılıyor.
Yazık! Bunlar mı uygar!?. “Medeniyet denilen maskara mahluku görün!” Selâm ve dua ile.