Abdurrahman Dilipak
Bana kalırsa CHP AK Parti"ye çalışıyor!
Bana kalırsa CHP AK Parti"ye çalışıyor!
Kılıçdaroğlu asıl yapması gerekeni yapmıyor..
Bana kalırsa, geri tepecek olan yanlış bir yolda ilerliyor.. Eğer elinde belgeleri varsa, yolsuzluk iddiaları ile ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunması gerek. Yoksa yolsuzluk iddialarının arkalarına saklanarak bir seçim kampanyası yürütmek, çok dürüst bir yaklaşım değil.. Üstelik bu işi yaparken Doğan Mediasını da yanına alarak yola çıkması, işin ciddiyetini gölgeliyor..
Kılıçdaroğlu kendi yapacaklarından çok, AK Parti'nin yolsuzluklarına kilitlenmiş gözüküyor.. Kazanmaktan çok AK Parti'ye zarar vermeyi hedeflemiş gibi sanki.. AK Parti kaybederse, ben kazanırım diye düşünüyor.. Hayali anketlerle, AK Parti'nin 1.5 puan önünde gösteriliyor..
Böyle bir seçim kampanyası artık geride kaldı.. Tek söyledikleri bir şey var: "Öteki kötü, oyunu bana ver" Sanki millet CHP'nin ne olduğunu bilmezmiş gibi. CHP'lilerle ilgili genel kanaat yapmaz, yer.. İstanbul deneyimi bunu gösteriyor.. Ya da İzmit..
Dalan'la başlayan bir dönem var. Yapar ve yer.. Bir de yapmaz, yemezler var. Yemez yedirir olanı da var bunların.. Doğru olan, zor olan ise yapar ve yemez!
Genel mantık şu: Bal tutan parmağını yalar.. Devletin malı deniz, yemeyen domuz!
Sanki İSKİ yolsuzluğunu unuttuk. Sanki Yuvacık Barajı'nda neler oldu bilmiyormuşuz gibi.. Sanki Çankaya'da yaşananlar CHP"li bir belediyede olmamış gibi..
Daha onlarca örnek vermek mümkün.
Siyasette ve Bürokraside çoğu kimse temiz değil.. Harama el uzatmayan, uçkur çözmeyen kaç kişi var.. Maalesef durum hiç de iç açıcı değil. Sonunda bir suç dengesi oluşuyor. İş "deme derim"e gelip dayanıyor.. Aslında CHP'nin şu Çarşaf ve Kur"an Kursu açılımı bile "siyasi bir rüşvet" değil mi? Bu işin siyasi ahlâkla ne alakası var..
CHP, Kömür-Patates işini diline dolarken, kendisi nakit teahhüdünde bulunmuyor mu?
Şecaat arz ederken sirkatin söylemek diye buna denir herhalde..
Bir de bu tartışmalarda ipin ucu kaçıyor, sapla saman birbirine karışıyor.. Erdoğan'ın çocuklarının şirket ortaklıkları ile ticaret sicil kaydından alınan, internetten indirilen sıradan bilgiler "gizli ortaklık"lar deşifre (!?) ediliyor şeklinde takdim ediliyor, CHP ve Malum Media tarafından.. Tam bir komedi..
Hani siyasetçi çocuklarının işadamları ile ortaklıklarının ne kadar etik olduğunu tartışsalar neyse..
Kılıçdaroğlu, CHP'ye mi çalışıyor, Malum Mediaya mı bilmiyorum. Ya da asıl derdi, misyonu sadece AK Parti'ye zarar vermek mi, o da belli değil.. Varsayalım CHP seçimi kazandı, Malum Mediaya bu desteğinin faturasını nasıl ödeyecek, düşündü mü?
Sanırım Doğan, CHP üzerinden, CHP de Doğan üzerinden AK Parti'ye saldırıyor.. Bir çıkar birliği var iki kesim arasında.. Ve burada sacayağının 3. Ayağı olarak Ergenekon öne çıkıyor..
Malum, CHP Genel Başkanı Ergenekon'un avukatı.. Ergenekon'un Mediadaki uzantısı, avukatlığını da Malum Media üstlenmiş durumda..
Burada sanki Kılıçdaroğlu kötü bir şekilde kullanılıyor gibi geliyor bana.. Kılıçdaroğlu dürüstlük rolünü çok sevdi. İnatçı bir adam. "Dürüst" bir yanı da var aslında. CHP'nin onun bu yanını, şöhretini, imajını kullanmak istiyor.. Bu işin sonunda, oyuna geldiğini / getirildiğini görünce, acı gerçekle yüzleştiğinde dönüp CHP ve Malum Media ile hesaplaşabilir.. Sonunda bu kampanya Mart sonuna kadar..
Zaten iddia ettiği şeyleri savcılığa vermezse, bunun bir oyun olduğu ortaya çıkacak.. Yani dürüstlük gösterisinin sadece bir seçim şovu olduğu görülecek.. Ya da bu iddialar savcılığa iletilir ama ciddi bir kanıt bulunamazsa, bu iş döner sahibini vurur..
Gerçekte yolsuzluk her kesimde var ve çok yaygın. Kimse bu konuda çok da masum değil.. Zaten onun için bu işlerin üzerine gidilemiyor ve gerçekler ortaya çıkmıyor..
Yurdun dört bir yanını dolaşıyorum, gördüğüm o ki; AK Parti tabanı Kılıçdaroğlu'nun, Doğan Mediası ile birlikte başlattığı bu kampanyadan çok da etkilenmiyor.. Ama CHP'liler bu namus gösterisinden çok memnun gözüküyorlar.. Onlar psikolojik bir tatmin içindeler.. Ama CHP'nin önemli bir kesimi, bu çarşaf, Kur"an Kursu açılımından fazla bir şey anlamış değil.. Çankaya Belediyesi ve CHP içindeki yolsuzluk iddiaları onları daha çok ilgilendiriyor ve bu çıkışı dikkatleri başka yöne çekme gayreti olarak görülüyor..
CHP şimdilik Atatürkçülük, Laiklik, Cumhuriyet'in temel ilkelerini bir yana bırakmış gibi gözüküyor.. Çünkü bunların oy getirmediğini onlar da gördü.. Baykal'ın Brüksel dönüşü Demokratikleşme ve AB yönünde yeni açılımlar yapması gündemde..
Tam da seçime giderken bu çabalar ne kazandıracak bilmiyorum ama, belki, Ergenekon'un avukatlığı iddiasının tabanda yol açtığı rahatsızlığı biraz teskin eder!
Bana kalırsa bu son dakika atakları işin inanılırlığını ve ciddiyetini yok ediyor..
Eğer inandırıcı olmak istiyorsa, daha önce yaptıklarından dolayı özür dilemeli.. Anayasa değişikliği konusunda engel olmayacağını söylemeli..
Tek başına başörtüsü ya da Kur"an Kursu sorunu yok insanımızın, temelde düşünce, ifade ve örgütlenme hürriyeti önünde engeller var. Tevhidi tedrisat sorunu var, herkesin inandığı gibi yaşama ve düşündüğünü özgürce ifade etme sorunu var. Kültürel haklar sorunu var.. İnsan hakları ve hukuk devletinin önündeki engellerin kaldırılması sorunu var. Yanlış laiklik anlayışının sebeb olduğu sorunları nasıl çözeceksiniz?
AK Parti'nin Sol, Liberal, Alevi açılımı, Kürtçe açılımı, sadece politik bir makyaj malzemesi anlamı taşımıyor.. SP'nin başı açık bayan aday göstermesi de, CHP'nin çarşaflılara rozet takıp, oy avcılığına soyunmasından daha özel bir anlama sahip.. Eğer Baykal, başörtülü bir aday gösterirse, bu SP'nin başı açık aday göstermesine benzer bir açılım olur.. Bana göre, Ertuğrul Günay ve arkadaşlarının AK Parti'den aday gösterilmesi, İlhan Kesici ya da Yaşar Nuri"nin CHP'den aday gösterilmesinden daha sahibi bir tercih.. Zekeriya Beyaz'ın DSP'den aday gösterilmesi ise, her iki taraf için sadece bir magazin ya da mizah konusu olabilir..
Laf ile aleme nizam vermek kolay. Lafla peynir gemisi yürümüyor.. Başkalarının gözünde çöp arayanların, önce kendi gözlerindeki merteği çıkartmaları gerekir..
CHP'nin öfkeli, hırçın politikasının AK Parti tabanı üzerindeki etkisi ne diye merak ediyorsanız; Kılıçdaroğlu ve Baykal'ın tepki politikaları, AK Parti tabanında dayanışma ve daha çok çalışma sonucunu doğuruyor.. Biraz da espri konusu oluyor.. Aslında AK Partililerin daha fazla çalışmalarına gerek yok. CHP'den kaçanların oyları AK Parti'ye seçim kazandırmaya yeter. CHP'nin oyları ise AK Parti'den kaçanların yarısı kadar olacaktır.. İnanın AK Parti seçim kampanyası için ayırdığı bütçenin yarısını CHP'ye aktarsa, CHP'liler konuşsa, AK Parti daha çok toplar..
Hem AK Parti'den gidecek oylar, CHP'ye gitmez, arada SP var! CHP'liler olsa olsa SP'ye çalışırlar.. Selâm ve dua ile..
vakit