Merve Kavakçı
Basit bir soru
Anders Behreing Breivik 2011 senesinde Norveç’te aralarında küçük çocuklar da olan yetmiş yedi genci yakın mesafeden ateş ederek katletmişti. Bilerek ve isteyerek. Önceden hesaplayarak ve bunu dünyaya ilan ederek. Hatırlayın. Norveç’te ölüm cezası olmadığı için 21 seneye mahkum edilmişti. Breivik bu hafta boy gösterdiği mahkemede Nazi selamı yaparken görüntülendi…
Şimdi arkadaşlar! Omuzlarının üstünde bir kafa ve içinde de ümit edilir beyin taşıyan arkadaşlar! Eğri oturalım doğru konuşalım lütfen! Çerçeve şu, hemen çizeyim müsaadenizle: Yıl 2001, aylardan Eylül, günlerden 11. Galiba bir salı günüydü, hafızam beni yanıltmıyorsa… Terörist bir grup intihar saldırısına imza atıyor, dünyayı yeni bir siyasi çağa itiveriyordu. Saldırıların komplo teorilerine rehin gitmesine izin vermeden olayın Amerikan toplumu için ne anlama geldiğine konsantre olalım.. Bir saldırı ki insanları bir anda hayatlarından koparıyor, saldırı ki vücut parçaları toz, duman, alev arasında havalara uçuşuyor. Bedenler hücrelerine parçalanıyor, patlama en acı gerçeğiyle dünya yüzüne düşüyor.
Şimdi bir başka görüntü gelsin gözünüzün önüne. Gelsin gelsin, kaçmayın, gözlerinizi kapamayın. Bu ise Güven Parktan. Eve giden öğrenci, annesinin yanındaki küçük çocuk, annesinin karnındaki bebek, futbol oynayan oğluna dua eden baba, dizleri ağrıdığı için doktora gitmiş babaanne, işinden çıkmış sekreter, hepsi hepsi evine, sevdiğine, yuvasına, arkadaşına, eşine kavuşmak için “o” anda evet “o” anda başka bir anda değil tam da “o” anda orada olanlar. Kimi Müslüman belki kimisi değil, kimi Ak Partili kimi CHP’li, kimi musalli yani namazında abdestinde, kimi değil, kimi başörtülü kimi değil, kimi 10 yaşında kimi henüz doğmamış bile. Hepsinin tek bir ortak yanı var! Müsebbib iki canavar dışında hepsi masum, hepsi şehid, hepsi mazlum. Ne adına gittiler? Terör adına!
Eğri oturup doğru konuşun arkadaşlar! Terör adına katledildi bu insanlar. Şimdi kalkmış teröristleri tutuyorsunuz. Tutmaya devam ediyorsunuz.
Şimdi birinci resme geri dönün. 11 Eylül saldırıları oldu haydi başka bir örnek vereyim umulur ki omuzlarınız üzerinde taşıdığınız kafalarınıza daha bir ikna edici şekilde oturur, Paris’teki terör saldırısı, terör bu sefer Paris’i kurban listesine aldı ve en son katliamını gerçekleştirdi, hatırlayın. Ertesi gün ne oldu? Ölenlerin acısıyla insanlar birleşti, Fransa yasını yaşadı. Peki kimse çıkıp da teröristlere sahip çıktı mı!!!!!? Soruyorum çık-tı mı!!!!? Peki herhangi bir parti bu katillere arka çıktı mı? Ya bizim darbeci, din düşmanı, Erdoğan alerjili ulusalcı medyamızın lafı eğip büküp, ‘ay belki kızcağız o arabada rehindi’, gibi laflarla teröristleri masumlaştırma çabasına girişti mi Fransız medyası da… Ya onların cenazesine katılım!!!? Düşünün, 11 Eylül saldırıları sonrası bir grup Al Kaide’yi savunmaya yeltendi mi, ya Paris’te müsebbibleri savunan bir DAEŞ sempatizan grubu çıktı mı, onların cenazesine katılan mesela, veya onlara sahip çıkan Fransız akademisyenler mesela, oldu mu!!!?
Şimdi sakin sakin, soğukkanlılıkla soralım, gerçekten siz kimsiniz! Siz nasıl bir “şey”siniz? Anlamakta, ifade etmekte, bir kontekste oturtmakta inanın zorlanıyorum, bu nasıl bir “şey”, bu ne tür bir “şey” akıl ve izan sahibi olarak kavrayamıyorum. Teröre terör diyemeyen, teröriste terörist diyemeyen sizler nesiniz? İçimizdeki Breivik olmayasınız…
yeniakit