Mehmet GÖKTAŞ
Başkalarını affedelim fakat kendimizi asla!
İster Müslümanca bir hayat için deyin ister yaşanabilecek ideal bir toplum için deyin olmazsa olmaz kurallardan birisidir bu.
Müslüman, Müslüman kardeşinin ayıbını örtendir, eksiklerini görmezlikten gelendir, daha da önemlisi; ta baştan araştırmayan, aleyhine tecessüste bulunmayandır, hakkında su-i zanda bulunmayan, her şeyini hayra yorandır. Böyle dostlarınızın olduğunu düşünün, ne güzel değil mi?
Bütün bunlara rağmen Müslüman kardeşinden kendisine yönelik vaki olan kötülüğü affedendir, ona katlanandır, daha önceden gördüğü kötülükleri unutandır.
Şimdi kendimizi bu anlamda bir imtihana çekelim; nasıl birisiyiz. Böyle bir Müslümanla karşılaştığımızda veya ondan söz açıldığında aklımıza hemen bize yaptığı kötülükler geliyorsa bilelim ki imtihanı kaybedenlerdeniz. Hele bir de gördüğümüz kötülüğü anlatmaya başlamışsak hiç de iyi birisi değiliz.
Asıl söylemek istediğimize gelelim; başkalarını affedelim ama kendimizi asla ve asla affetmeyelim. Hangi anlamda olursa olsun başkalarına yaptığımız bir kötülüğü kesinlikle unutmayalım.
Başkalarına yaptığımız kötülükleri, toplumsal hayattaki hataları küçük ve basit görmeyelim. Unutmayalım ki, basit gördüğümüz hataların önünü erkenden alamazsak o hatalar bizi firavunluğa doğru götürür.
Abartmıyorum, eğer aracımızı uygunsuz bir şekilde park ediyor, girecekleri ve çıkacakları düşünmüyorsak iyi bilelim ki biz bir firavun ve tağut adayıyız. Tağutlaşmak, yani tuğyan başkalarına sirayet eden bir taşkınlıktır.
“Ne var canım bunda, bu kadarcık hatada?” demeyin. Bugün gücümüz bu kadarına yettiği için bunu yapıyoruz demektir.
Eğer daha başka imkanlara sahip olsaymışız, Kur’an”ımızın tabiriyle; Kendimizi müstağni konumda görseymişiz daha neler neler yaparmışız demektir.
Hiç bir hatamızı küçük görmeyelim ve de affetmeyelim, tedavi yoluna bakalım. Bir anlamda firavunlaşma tehlikesi karşısında kendi adımıza erken teşhiste bulunalım.
Tevhidi düşünce mensubu Müslümanlar olarak başkalarının firavunlaşmasına karşı uyanık olduğumuz kadar bu tehlikeyi önce kendimizde arayalım.
Hem unutmayalım ki bir insanın en kolay hakim olabileceği kişi kendisidir.