Başörtülü yazara vize vermediler

Başörtülü yazara vize vermediler

Başörtülü yazar Elif Çakır'ın, İtalya Konsolosluğu'ndan talep ettiği vize, kulaklarının ve boynunun görülmemesine takıldı.

Gazeteci Yazar Elif Çakır vize almak için başvuruda bulunduğu İtalyan Konsolosluğu'ndan çok ilginç bir engelle karşı karşıya kaldı. İtalya Konsolosluğu Yazar Çakır'a verdiği cevapta, vize için kullanılacak resimde boyun ve kulaklarının görünmesin gerektiğini belirtti. Bunu duyan Çakır kulaklarına inanamadı.

Taraf gazetesindeki köşesinde durumu değerlendiren Çakır, olayı çok trajikomik bulduğunu belirtti. Duyduklarına inanamadığını ifade eden Elif Çakır, konsolosluğun daha önce kendisine vize verdiğini ancak bu kez neden böyle bir tavır içine girdiğine anlam veremediğini yazdı.

İşte Elif Çakır'ın kaleminden o ilginç olay: "Kulak burun boğazcı Shengenciler!..

"Elif hanım merhaba" sizin vizeyi vermiyorlar" Kulaklarınızı ve boynunuzu gösteren fotoğraf gerekiyormuş..."

"Nasıl yani, anlamadım?"

"Yeni kurallar böyleymiş. İsterseniz bir de siz arayın."

İtalya başkonsolosluğu, özel kalem müdürü ". ".

"İyi günler, ben Elif Çakır, schengen başvurum vardı. Daha önce vize aldığım aynı fotoğrafları gönderdim. Vize verilemeyeceğini söylemişsiniz, durumu öğrenebilir miyim?"

"Elbette. Konsolosluğumuzdan vize alabilmeniz için schengen yasaları gereği kulaklarınızı ve boynunuzu gösteren fotoğraf istiyoruz. Sizin gönderdiğiniz fotoğraf yasalarımıza uygun değil. Yasalarımıza uygun fotoğraf gönderdiğiniz takdirde hemen vizenizi verebiliriz."

"Hanımefendi ben inançları gereği, inancının yasalarına uygun örtünen birisiyim. Marjinal bir aksesuar taşımadığım gibi keyfiyetten de örtünen birisi değilim. yüzüm, gözlerim, kaşlarım hatta çenem dahi tamamen tanınacak şekilde" Yüzümde peçe yok. Kulaklarımı ne yapacaksınız?"

"Hanımfendi inancınız gereği örtünebilirsiniz, bu sizin bileceğiniz bir şey, ancak shengen yasaları gereği kulaklarınızı ve boynunuzu görmek istiyor, yani fotoğrafta açıkta olması lazım. Diğer türlü vize vermemiz mümkün değil. Yasalar hanımefendi!"

"Fakat birkaç ay önce aynı fotoğrafla vize almıştım. Şimdi ne değişti?"

"O zaman biz size kolaylık gösterip vermiştik. Yani bir nevi yasayı deldik. Ama ikinci kez delemeyiz. Bu kez de siz kendi yasanızı delip istenilen şekilde fotoğraf gönderin!!!"

Konuşmanın tamamını yazacak değilim, ancak gerilime doğru gittiğini tahmin edebilirsiniz"

Son noktada özel kalem müdürünün şöyle garip bir isteği oldu: "Gazetenizin en yetkili ismi, mesela yazı işleri müdürü olabilir, konsolos beye antetli bir kağıda dilekçe yazsın. Sizinle ilgili durumu bildiren bu yazıyı bize fakslayın."

Hepten şaşırdım. Ne diyeceğimi bilemedim. Yıldıray Oğur'a telefon açıp ne diyeceğim şimdi?

"Yıldıray, schengen yasaları uyarınca benim kulaklarımı görmek istiyorlar. Ben de öyle fotoğraf vermeyi kabul etmiyorum. Benimle ilgili olarak, inancımdan dolayı böyle örtünmek zorunda olduğumu, iki adet kulağımın ve bir adet boynumun bulunduğunu belirten bir resmî yazı verebilir misin!?." mi diyeyim.

Nereden baksanız trajıkomik bir durum. Konuyu etraflıca konuşmaya başlayınca bunun hayli eğlenceli bir konu olduğunu fark ettik. Konu hakkında epeyce latife ürettik."