Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Beşli çete

Tartışmanın odağında TÜSİAD var..
 
Soru şu: TÜSİAD 5'li çetede yer aldı mı?
 
El cevap: Yer almadı.
 
Beşli Çete; DİSK, TÜRK-İŞ, TOBB, TESK ve TİSK'ten oluşuyordu.
 
Bugün bunların hiçbiri 28 Şubat'ı savunmuyor.
 
İşin ilginç yanı 28 Şubat o gün DİSK ile TÜRK-İŞ'i, işverenler sendikasını bir araya getirmişti..
 
TÜSİAD çizgisindeki bir çok kuruluş o zamanlar bir şekilde beşli çete içinde temsil ediliyordu.. Patronu da işçisi de 28 Şubat'ta emir komuta zinciri altında bir araya gelmişti.
 
28 Şubat'ın generalleri o günlerde "Yeşil sermaye" diye MÜSİAD'a ambargo uygularken dolaylı olarak TÜSİAD'ı kollamış oluyorlardı.
 
28 Şubat'ın şaibeli generalleri emekli olduktan sonra kimin kapısını çaldılar?
 
Eğer yukarıdaki soruyu şu şekilde sorarsanız farklı bir cevabı var bu sorunun.
 
Soru şu: TÜSİAD 28 Şubat'ta nerede duruyordu?
 
Bütün TÜSİAD üyeleri aynı çizgide değildi kuşkusuz, ama çoğu askerlere sıcak bakıyordu.. Kimi korkusundan, kimi askerlerin sempatisini kazanmanın kendilerine sağlayacağı koruma ve fırsatlardan yararlanmak için en azından susmayı tercih ediyordu.
 
Emekli generallerin hangi şirketlerin yönetiminde yer aldığına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız..
 
Demirel o günlerde kalkmış "Hükümet geçici, kalıcı olan MGK'dır" diyebiliyor..
 
Çevik Bir, Güven Erkaya, Erol Özkasnak, Osman Özbek, Doğu Aktulga gibi isimler o günlerde herkes hakkında suç duyurusunda bulunurken, TÜSİAD ya da TÜSİAD üyeleri hakkında bir şey söylediler mi?
 
TÜSİAD üyeleri o günlerde hangi derneklere kaynak aktarıyorlardı bir de ona bakmak gerek.
 
Mesela ADD, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne kimler destek oldu aceba?
 
Ya da bu firmalar hangi gazetelere ve kanallara reklam verdiler?
 
Sonuçta bugün kimsenin 28 Şubat'ı, darbeleri savunmuyor olması önemli bir gelişme..
 
Ben hep yazıyorum: Medya, mafya, sermaye, siyaset, STK ve bürokrasi arasında karanlık ve kanlı bir ilişki var..
 
28 Şubat'ta şu şöyle yaptı, bu böyle yaptı diye tartışmanın bir anlamı yok.
 
Kimi güçlüden yana olduğu için bugün başka yerde duruyor, kimi, daha önce hep bu işler böyle olduğu için başka bir şey düşünemediğinden onların yanında idi. Kimi geçen zamanda olanları görüp bir dönüşüm geçirdi..
 
Şunu da görelim, TÜSİAD hiçbir zaman içine sindirerek bu iktidarın yanında yer almadı. Hatta bu iktidarı eleştirdiği kadar 28 Şubat'ı eleştirmedi.. TÜSİAD'ın tek günahı bu değil.. Bugün tamamen tersine dönen, yayınladığı zaman ülkede büyük gerilimlere sebep olan o İmam-Hatip ve din eğitimi raporunu hatırlayın.. Bu rapor o zaman doğrudan derin bir müdahele ile üzerine TÜSİAD etiketi yapıştırılarak yayınlanmıştı.
 
Bu ilk sabıkası değil TÜSİAD'ın. Son sabıkası da olmadı.
 
TÜSİAD bugün daha fazla demokrasi istiyor. Daha fazla insan haklarından söz ediyor.. Bunlar güzel şeyler. Ama bu konudaki bir samimiyet testinden geçmesi gerek..
 
TÜSİAD ve daha bir çok kuruluşun, geçmişi ile yüzleşmesi gerek. Herkes yanlış yapmış olabilir.. Özür dilemesini de bilmemiz gerek..
 
TÜSİAD kuruluşundan bu yana hep Koç Holding'in gölgesinde kaldı.. Kurucular ve tepedekilerin hemen hemen hepsi, ötenden beri 28 Şubat'çılarla aynı kaynaktan besleniyor. Yani TÜSİAD'ın sorunu biraz yapısal..
 
TÜSİAD'ın toplum nazarında üzerinde taşıdığı 28 Şubat'ın gölgesinden arınmak için geçmişte yapılan yanlışlıkları reddetmesi gerekir..
 
Bugün CHP'nin de en büyük sıkıntısı bu. Geçmişi ile yüzleşmeyen hiçbir kurum toplum nezdinde aklanmış olmayacaktır..
 
TÜSİAD olağanüstü zamanlarda kurulmuş, olağanüstü şartlarda özel bir misyon üslenmiş bir örgüt. Bünyesinde olağanüstü şartların önemli isimlerini barındırmış olan bir yapının bir anda demokrasiye evrilmesi çok mümkün değil..
 
TÜSİAD'ı kaybetmek Türkiye için telafisi mümkün olmayan bir kayıp olmaz.. Ama TÜSİAD Türk halkının güvenini kaybedecek olursa onun alternatifi yok..
 
TÜSİAD'ın Anadolu sermayesi karşısında derin ve yabancı güçlerin Truva atı görüntüsünden de sıyrılması gerek.. Bunun içinde hâlâ devam eden başörtüsü ve namaz yasağına ne demeli peki..
 
Soruyorum, TÜSİAD'da başörtülü, namaz kılan kaç kişi var?.. Ya da üyelerin şirketlerinin yöneticileri ne durumda?
 
TÜSİAD'da mescid var mı mesela?..
 
TÜSİAD yüzünü halka çevirmek zorunda.. Ve geçmişe ilişkin tavrını da..
 
Selam ve dua ile..
 
yeniakit

Bu yazı toplam 1812 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar