Hakan Albayrak
Bir İstanbul Yahudisinin İsrail macerası
Hikâyeyi “Ebuzer – Derviş Devrimcilerin Kuru Ekmeği Yolumuzu Aydınlatıyor”da da anlatmıştım.
Yaşanmış bir hikâye bu.
İstanbullu bir Yahudi’nin hikâyesi.
Gerçek ismini vermeyeyim.
Bu yazı boyunca Moşe olsun ismi.
***
Moşe, büyük abimin asker arkadaşıydı.
1990’lı senelerin başlarında bir gün İstanbul Mercan’da ziyaretine gittik.
Uzun uzun sohbet ettik.
Sohbet sırasında Moşe’ye sigara ikram ettim, çok affedersiniz.
Eliyle ‘İstemem’ işareti yaparken dedi ki: “İki şeyden nefret ederim: Sigara ve İsrail.”
***
Vaktiyle “Ben Yahudi’yim ve dünyada bir Yahudi devleti olduğuna göre ben orada yaşamalıyım” diye düşünüp, işgal altındaki Filistin topraklarına göç etmiş meğer.
Şok!
İsrail toplumu silah manyağı…
Arap düşmanlığı, şovenizm, ırkçılık diz boyu…
Her zaman her yerde kin ve nefret propagandası…
“Nereye düştük lan?” diyor Moşe.
Havradaki gibi bir huzur ortamı beliyordu herhal.
İsrail’in fenalıklarına dair televizyon haberlerini Yahudi düşmanlarının yalan propagandası sanıyordu…
***
Hasta oluyor.
Aklını kaybetmekten korkuyor.
Tasını tarağını toplayıp İstanbul’a dönüyor.
Türkiye’ye ayağını basar basmaz yere kapanıp taşı toprağı öpüyor.
Evvelce Türkiye’den hiç hazzetmezmiş ama İsrail tecrübesinden sonra bu memleketin kıymetini bilmiş.
***
Sene 1993, aylardan Eylül.
Bir haber ajansı adına işgal altındaki Filistin topraklarına gitmek için hazırlık yapıyorum.
Moşe’ye telefon açıp “Orada nelere dikkat etmemi salık verirsin?” diye soruyorum.
Yekten “Kimseye güvenme! Sakın hiçbir İsrailli’ye güvenme!” diyor; “Özel eşyalarını otel odasında bırakma. Sen yokken odana girerler, eşyalarını karıştırırlar… “
Üstüne basa basa, hiçbir İsraillinin hiçbir dediğine inanmamamı söylüyor.
“Mesela” diyor, “sokakta bir İsrailliye saati sordun, adam “Saat beş” dedi; inanma! İsrail’de herkes her konuda anlamsızca yalan söyler.”
***
Moşe’nin Kanada’ya göç ettiğini ve orada Yerlilerin (“Kızılderililer”in) arasında yaşadığını duymuştum yıllar evvel.
Ne yazık ki irtibatımız kesildi.
Kesilmeseydi, kendisini önümüzdeki Pazar günü İstanbul Yenikapı’da düzenlenmesi planlanan Kudüs Mitingi’ne davet ederim.
Gelir mi gelirdi.
Siz geliyorsunuz, değil mi?
karargazete