Abdurrahman Dilipak
Bitcoin, Ethereum vs..
Evet, liberaller ve anarşistler hükümetlerin denetimi dışındaki bir para sistemini kutluyorlar. Hükümetlerin işin içinde olmadığı bir sistem ne kadar başarılı olabilir, ne kadar ayakta durabilir.. Ama öte yandan bazı hükümetler şimdiden ya Bitcoin’e geçtiler ya da geçmeye en azından tanımaya hazırlanıyorlar..
Bunun henüz bir yasası, legal bir piyasası oluşma merhalesinde. Muhafazakâr hükümetler ve serbest piyasa ekonomisi uygulanmayan kapalı ekonomiler bu işten hoşlanmayacaklar. Ama yakında en muhafazakâr hükümet bile, bunu durduramayacağını, bununla başedemeyeceğini anlayacak. İstedikleri kadar yönetmelik çıkartsınlar, istedikleri kadar ceza kanunu maddeler koysunlar, istedikleri kadar vergilendirmeye çalışsınlar başaramazlar. Ancak bunun yerine siz doğru ve daha güvenli bir sistem ikame ederek bu işi başarabilirsiniz.. Onun için de onlardan daha zeki olmanız ve daha hızlı hareket etmeniz, bu işin bilgi, teknoloji ve altyapısına sahip olmanız gerek. Yani dönüp geliyoruz Milli Bilgi Bankası/National Data Center ve süper bilgisayara!
Bakın, global birçok şirket, şimdiden açık kaynak kodlu bir blok zincirinin geliştirilmesi için ortak çaba göstermek için işbirliği anlaşması yapıyor.. Grup, JPMorgan, Wells Fargo, State Street, SWIFT, Cisco, Accenture, Londra Menkul Kıymetler Borsası ve Mitsubishi UFJ Financial bunlardan sadece bir kaçı. Devletlerden daha zengin şirketler var, bunlar bu işe evet dedikten sonra serbest piyasa çalkalanır ve sonra durulur. Sel gider kum kalır, herkes o zaman kasa mevcuduna bakar. O gün gelmeden şimdiden bizim tedbir almamız gerek.
Bakın, bu işin bir de şöyle bir boyutu var. Bunlar kripto yazılımlar. Yarın insansız otomobiller, daha da önemlisi insanımsı robotlar gelecek. Yarın o robotlar birileri tarafından ele geçirip size karşı kullanılabilir. Bütün tesisinizi yakıp yıkabilirler. Fabrikasyon şifreler çalınabilir. Bunların sizin tarafınızda, tek ürün için özelleştirilmiş kripto yazılımlara ihtiyacınız olacak. İşte bu teknoloji aslında bir başka açıdan buna yarayacak. Herkes bu paralara sahip olmak isteyecek.. Yoksa akıllı evlerinizdeki her şey başkalarına hizmet eden bir ajana dönüşebilir.
Bu kripto parayı yazanların hemen hemen tamamı bunun teknolojisini İsrail’den temin ediyor. Bu hacker karakterli, ileri zekalı çocuklar şimdiden bu merkezler tarafından izleniyor. Bu sistem Amerikan ve İngiliz bankacıları tarafından izleniyor. Rusya bu maksatla dev bir cyber city kurmaya hazırlanıyor. Çin meydan okusa da işin bir şekilde içinde, Çin ve Hindistan bu sistemin dışında kalamaz. Kimse böyle, 30 yıldır hazırlığı yapılan bir konuyu görmezden gelemez.
Biz, bu konuda onlarla yarışalım demiyorum. Ama Blockchain teknolojisi ile izi sürülebilen, altın ve gümüş karşılığı sanal para üretebiliriz. Adının “sanal” olması, tedavül eden şekli ile ilgili. Seri numarası olan ve karşılığı altın olarak muhafaza edilen bir para..
Bugün için “altın para” olmaz. Hile, istismar ve güvenlik açısından ciddi bir sorun. Ama bu şekilde tamamen legal bir para üretebiliriz. Böylece bir asırlık hayal de gerçek olur. Böylece enflasyon ve faiz belasından kurtulmak da mümkün.
Mesela, vadeli işlemler için yine ayrı bir sanal para da üretebiliriz. Sertifika kurumunca onaylanan ve muhafaza altına alınan her değer karşılığı bu anlamda altın veya gümüşe endeksli para sahibi olabilir ve kullanabilirsiniz.
Bugün Bitcoin örneği üzerinden yola çıkarak bütün bir sistemi mahkûm etmek doğru bir bakış açısı değil. Sistemin istismarı ayrı bir konu. “Bıçakla adam öldürülebilir” diye bıçak üretimini, satışını yasaklamamız mı gerekiyor. Evet, bugünkü değer doğru bir değer değil. Manipülasyon var. Mesela bugün için bir kalkan balığının 750 liraya satılması da sağlıklı değil. Belki de birileri bunu bilerek yapıyordur. Hem vurgun yapıyorlar, hem de DAEŞ militanlarının kelle kesme seansları gibi, PR yapıyorlardır.
“Aaa ne güzel biz de alalım” demekle, “tu, kaka, olmaz” demek arasında bir fark yok.
Türkiye’den birçok genç kripto yazılım üretiyor ve piyasaya sunuyor ve birileri de bu yazılımları satın alıyor. “Caiz olmayan” kripto yazılım yapmak mı? Bu yazılımı almak mı, satmak mı? Peki Bitcoin olarak borç alınabilir mi, borç verilebilir mi? Dolar alıp satanlar Bitcoin alıp satabilir mi? Okyanusa açılan ve Panama’dan geçecek olan her kaptan artık ödemesini Bitcoin üzerinden yapmak zorunda..
Çin’den bir bilgisayar alacak olsam, Bitcoin’le alırsak varsayalım 250 lira daha ucuza geliyorsa, benim Yuan ya da Dolar’la mı almalıyım?
Geçmişin finansal enstrümanları ve para tanımı, bankacılık sistemi ve mevzuatı çerçevesinde Bitcoin’i anlamaya, anlamlandırmaya, açıklamaya çalışırsanız yanılırsınız. Bu körün fili tanımlamasına benzer. Yeni bir durumla karşı karşıyayız. Birileri de Bitcoin’in bugünkü kullanımı ve değerlenmesi, dalgalanması açısından bunu “saçma”, hatta “tehlikeli” bulabiliyor. Bunlar doğru yaklaşımlar değil. Korku ile uygarlık kurulmaz. Bunu 19. YY sonunda oluşan kavram ve kurumlarla açıklayamazsınız. Bunu bugünden de öte, geleceğin kavram ve kurumları, tehdit ve ihtiyaçları ile açıklamalıyız. Gelecek hayaliniz yoksa, bunun hukuk, bilim, ahlak ve estetiğini üretmekten yoksunsanız, bu size “ham bir hayal”, bir “tuzak” gibi gelebilir.. Evet, bu, diğer entrümanlarda olduğu gibi, müfsit toplulukların elinde bir tuzağa da dönüşebilir. Her değerli şey için “suiistimal” sözkonusu olabilir..
Evet, “korku ile umut” arasında bir yerde duralım, ama umudumuz korkumuzun önünde olsun. Ve bu yeni durumun (Blockchain tech.) bizim için, İslam dünyası ve insanlık için bir çözüm olabileceğini unutmayalım. Yarın sistem oturduktan sonra sizin sürece katılmanız çok zor olabilir. Bugün size “uç” gibi görünen bu kutup alanı, başkaları tarafından işgal edilmiş olabilir..
Deebweb gerçeğini anlamadan, humonoid / yapay zekâlı insanımsı robotlar gerçeğini anlamadan Bitcoin’i de anlayamayacağız. “Derin Web” in, “Derin Devlet” kadar tehlikeli olabileceğini de unutmayın. Bu “Derin Gerçek” evinizin içinde şube açacak. Bu “derin tehlike” karşısında korku çözüm değil. Tek başına “Veri”lere karşı çıkarak, görmezden gelerek de kendinizi koruyamazsınız. Çözüm üretmek zorundasınız. Gerçekle yüzleşmek zorundasınız. “La ilahe” diyorsanız, “illallah” da demelisiniz, bir çözüm sunmalısınız!
Hani “düne dair ne varsa dünde kaldı cancağızım” demiş ya Mevlana, “yarın dünde kaldı cancağızım” 2019’un telefonları, elbiseleri, otomobiller, trendleri üretilmeye başladı bile. “İki gününüz birbirine eş olmadan” ilerleyecekseniz, elbette geçmişin bilgi birikimi ve tecrübelerinizi aklınızda tutacaksınız, ama yüzünüz geleceğe dönük olmalı.
Bana kalırsa Raspberry Pi’yi de bir kenara not edin. Web tabanlı, “bulut/Claud’larda” geçen, açık kaynak kodlu bilgi bankaları/veri tabanları, arama motorları ile yepyeni bir dünya kuruluyor. Yakında Cyber City’ler oluşacak, “artırılmış gerçeklik”, “sanal gerçekliği” de aşıp, kapımıza dayanacak.
Gelecek ordular ve paraya hakim olanlardan önce bilgiye hükmedenlerin gücü elinde bulunduracaklarını söylüyor. Veri madenciliği altın madeninin önüne geçiyor. Bilgi otoyolu /Networkler, karayollarının önüne geçiyor. Gerçek ”1” ise ve hayal” 0” ise o “0”’ı “1”in önüne koyduğunuzda ne olduğuna bir bakın. Sanayi 4-5 değil, sizin 1’inizin önünde kaç “sıfır” var ona bakın.
Biliyorsunuz yapay zekâ, ondalık sistem kullanmıyor. Sadece iki sayı var onun için 1 ve sıfır. Ve ışık hızı ile işlem yapan, “sınır” tanımayan bir zekâsı var. Bu hızı kontrol edecek bir akla ihtiyacımız var. Bir saniye geç kalırsanız, erken kalkanların size ne kadar fark atacağını varın siz hesap edin..
Ankara, İstanbul, üniversitelerimiz, STK’larımız, iş adamlarımız, kanaat önderlerimiz sesim duyuluyor mu! Selam ve dua ile.
Not: Dünkü yazımızda “Blockchain“ ifadesi sehven “Block Chance” diye yazılmıştır. Özür dileriz.