İbrahim Karagül
BOP çöpe, Ortadoğu'yu Gazze direnişi değiştirdi
"The Second Palestinian Intifada: A Chronicle of a People's Struggle" (İkinci Filistin İntifadası: Halkın Mücadelesinin bir Vakayınamesi) adında bir kitabı da bulunan Ramzy Baroud, uzun zamandır dikkatimi çeken, okumayı önemsediğim yazarlardan biri. Bölge üzerin gerçekçi değerlendirmeleri, önemli tespitleri var.
"İşte Yeni ve Gerçek Ortadoğu bu" başlıklı, Timeturk'te çevirisi yayınlanan son yazısından bazı cümleleri paylaşmak istiyorum bugün. 2006'daki Lübnan savaşından ve son Gazze katliamından hareketle bölgesel direncin etkisi sorgulayan, bunu ABD'nin "yeni Ortadoğu" projesiyle karşılaştıran Baroud, bizim de uzun süredir dikkat çekmeye çalıştığımız, bölgesel direncin nasıl bir güce sahip olduğuna, bölgesel değişimin hangi dinamikler üzerine şekilleneceğine ilişkin önemli tespitlere yer veriyor. Evet, gerçekten de yeni bir Ortadoğu şekilleniyor. Ama bu ABD'nin dayattığı paket programlara göre değil, küçümsenen, aşağılanan bölgesel direncin önceliklerine göre şekilleniyor. Şu cümleler önemli:
"Yeni terminoloji ortaya çıktı. On yıllardır en azından gerçekçi bağlamda söylenmeyen sözler Arap kelime hazinesine sokulmaya başladı: 'zafer', 'direniş', 'tek kader' ile 'Arap ulusu', 'tek gelecek' ve benzeri. Benimsediği dil ve kültür, 'dostane', 'ılımlı' vb. gibi kendi dilini ve sıfatlarını kullanan ABD kampına son derece tehdit edici olduğunu kanıtladı.
Rice'ın Yeni Ortadoğu'su başarısız oldu. Çünkü eski Ortadoğu'nun temsilcileri üstün geldi: İran, Hizbullah, Hamas ancak en önemlisi bir kere daha bir nevi toplu kimlik oluşturmaya başlayan bölgedeki halk. Yeni "şer üçgeni" bir şekilde yoğun baskılara ve Gazze'de Hizbullah ve Hamas açısından sayısız bombalara dayanmayı başardı. İsrail'in ABD'ye İran'ın peşinden gitmesi için baskısı çeşitli nedenlerden başarısız oldu. İran'ın bölgede yükselen etkisiyle, Hizbullah'ın kuzeyde kanıtladığı yenilmesi güç oluşu ve Hamas'ın rahatsız edici bir şekilde güce karşı ayakta kalma becerisi İsrail'in Ortadoğu projesi tehlikeye girdi."
"" Yeni Ortadoğu projesinin dosyaları geri dönüşüm kutusuna fırlatılmak üzereyken, İsrail iletişim kurabildiği tek dil güç olduğundan ve düşmanlarının da anladığı tek dilin bu olduğu tuhaf izlenimine dayandığından askeri maharetinin varlığını sürdürebildiğini ispatlamada son bir şansını denendi. Olmert bir kere daha ülkesinin askeri öfkesini bu sefer Gazze'ye karşı serbest bıraktı. Şerit her yönden kapatıldığı, her şeyden yoksun olduğu ufak bir kara parçası olduğundan kolay bir hedef olduğu sanılıyordu."
"İsrail Gazze'nin kendilerine bir zafer, küçük bir zafer işareti de olsa herhangi bir zafer getireceğini umuyordu. 27 Aralık'ta başlayarak pek çok günden beri İsrail tüm komşularını toz haline getirdi, çoğu çocuk ve kadından oluşan sivil binlerce kişiyi öldürdü ve yaraladı. Yeni Ortadoğu kendi "doğum sancılarıyla" oluşmaktaydı. Tüm aileler mahvoldu; çocuklar yığın halinde evlerinde, okullarında öldüler; panikleyen bir toplum daireler çizerek koşuşturuyor, her yerde etraflarında gezinen ölüm makinelerinden umutsuzca kaçmaya çalışıyorlardı ancak kaçacak yer yoktu. Bölgenin 'ılımlıları', 'aşırı uçtakilerin' ölümünü seyrederken sınırlar kapalı kaldı. Rice gene İsrail'in yeni savaşını yüzsüzlükle haklı çıkararak sırıttı. Oyun gözlerinin önüne serilirken dünya dehşetle seyretti. Ancak Gazze savaştı, dayandı, direndi ve dili bir kere daha değişti. Araplar 'direnişi' selamlarken artık 'zaferden' bahsediyor, Gazze'deki Filistinlilerin övgüsünü şarkılarla söylüyorlar."
"Temmuz-Ağustos 2006'da (Lübnan savaşı) tanımlanan Yeni Ortadoğu Aralık-Ocak 2008-2009'da Filistin'de teyit edildi. Gazze'nin göçüklerinden ve küllerinden yeni bir kültür ve yeni bir terminoloji yeni bir dil ortaya çıkıyor."
Baroud işte bu durumu "Yeni ve Gerçek Ortadoğu" olarak niteliyor. Şüphesiz bu, bütün hesapları sıfırlayan bir kırılma. Bu yüzden birkaç şey daha eklemek istiyorum.
Bölgenin kırmızı çizgileri aslında yeni oluşuyor. Sadece Hizbullah ve Hamas değil, sadece İran'a endeksli bir değişim değil, bugünkü otoriter yönetimlerin, 20. Yüzyıl kalıntısı adaletsiz iktidarların sonunu getirecek farklı bir değişim dalgası daha ortaya çıkabilir. Her ne kadar Gazze kıyımı sırasında etkin olamamakla suçlansa da Sudan'dan Irak'a uzanan kuşakta, örgütlü tek bir muhalefet var; Müslüman Kardeşler Cemaati. On yıl sonra, belki daha erken belki daha geç, bütün bu kuşak bir Müslüman Kardeşler Kuşağı'na dönüşebilir.
Bölge ülkeleri bu caydırıcı güç korkusundan Hamas'ı İsrail'le birlikte yok etmek istiyor. ABD bu gücün farkında, yol açacağı değişimin farkında. Bu yüzden Suriye'ye yönelik müdahale senaryosunun merkezinde Suriye İhvan-ı Müslimin'i var. Kahire Büyükelçiliği'ne talimat verip, Müslüman Kardeşler'le ilişkileri güçlendirmesini istiyor. Mısır'da resmi muhalefet olarak onları tanıyacağını söylüyor.
Peki "Kardeşler" nasıl etkili olacak? Basit iktidar hesaplarına hapsolup, bölgeyi bu hali getirenlerin suyuna gidip etkisizleşecek mi yoksa bölgesel direnci harekete geçirip gerçek Ortadoğu'nun inşasına mı öncülük edecek? Hep birlikte göreceğiz.
Bu yüzden, Türkiye ve bölgeye ilişkin hesabı olanlar, kullandıkları dili değiştirmek, bu gerçeğin gücünü keşfetmek zorunda. Bu yüzden eski korkuları, endişeleri, çekinceleri, tıpkı ABD kaynaklı Ortadoğu paketleri gibi çöpe atmak, bölgenin gerçekleriyle yüzleşmek zorunda.
Yeni Şafak