Bor"un kaymağını AB yiyor
AB ülkeleri, yılda 200 milyon avroluk bor ithalatı yaparken, bor kullanarak ürettikleri ürünlerden 89 milyar avro kazanıyor. Dünya rezervinin yüzde 70ine sahip olan Türkiye ise elindeki madenden faydalanamıyor.
Dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip olan Türkiye, çıkarılan borun yüzde 90'ını ihraç ederken, yüzde 10'luk bölümünü ancak kullanabiliyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye'nin bor ürünlerine karşı adeta savaş başlatan AB ülkeleri, yılda toplam 200 milyon avroluk bor ithalatı yaparken, bor kullanarak ürettikleri ürünlerden 89 milyar avro kazanıyor.
Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) Başkanı Erk İnger, Türkiye'nin bu konuda ciddi adımlar atması gerektiğini belirterek, "Üniversite-sanayi işbirliğiyle teknolojik altyapıyı geliştirerek, bordan elde ettiğimiz katma değeri yükseltmeliyiz" dedi.
Erk İnger, yaptığı açıklamada, dünyada çıkarılan borun yüzde 40'ını ABD'nin tükettiğini belirterek, dünya bor rezervinin yüzde 70'inin bulunduğu Türkiye'de ise bu oranın yüzde 1'de kaldığını söyledi.
Türkiye'den çıkarılan borun yüzde 10'luk bölümünün ise genellikle cam, seramik ve temizlik sektörlerinde kullanıldığını dile getiren İnger, beş yıl önce faaliyete geçen BOREN ile sanayi-üniversite iş birliğinde borun kullanım alanlarını artırmayı ve yeni ürünler geliştirmeyi hedeflediklerini ifade etti.İnger, Balıkesir, Eskişehir ve Kütahya'da bulunan rezervlerden çıkarılan borun, rafine ürün haline getirildikten sonra ihraç edildiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin ihraç ettiği rafine borun maddi karşılığı, 200 milyon avro civarında... AB ülkeleri ise yılda toplam 200 milyon avroluk bor ithalatı yaparken, bor kullanılarak ürettikleri ürünlerden 89 milyar avro kazanıyor. Üniversite-sanayi iş birliğiyle teknolojik altyapıyı geliştirerek, bordan elde ettiğimiz katma değeri yükseltmeliyiz."
Borun kullanım alanlarının artırılması amacıyla dünyada yapılan çalışmalara da değinen İnger, beyin ve cilt tümörleri için deneysel bir kanser tedavisi yöntemi olan bor ile nötron yakalamalı terapi (bor izotopunun kanserli hücrelerin yok edilmesinde kullanılması) ve bor ile elektrik elde edilmesine yönelik çalışmaların, Türkiye'de de sürdürüldüğünü ifade etti. İnger, bor füzyon santralı yoluyla elektrik elde etme çalışmalarının başarıya ulaşması durumunda, elektriğin kilovatsaat (KWH) maliyetinin 1 kuruşun altına ineceğini belirterek, bor füzyon santralının, nükleer santrala göre "sıfır radyasyon" avantajının bulunacağını kaydetti.
BOREN olarak 15'i aşkın ürün geliştirdiklerini, 100'ü aşkın projeyi de devam ettirdiklerini anlatan İnger, bazı projelerde, diğer ülkelerden ileri konumda bulunulduğunu ifade etti. Erk İnger, "bor"u "üremeye olumsuz etkili toksik madde" listesine alan AB'nin tezini çürütmek için Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile "bor"a maruz kalan işçilerin üreme sağlığıyla ilgili çalışma yaptıklarını hatırlatarak, "AB'nin yaklaşımını, biraz siyasi buluyorum. Yaptığımız çalışmayla borun üreme sağlığına olumsuz etkisi olmadığını kanıtlayacağız" dedi.
Çağlayan: İndirimler, isteyeni olmayan kıza çeyiz hazırlattı
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, işsizlik rakamları konusunda sadece ocak-şubat aylarının değerlendirilmesinin ''dar bir bakış açısı olacağını'' belirterek, ''Şubat ayı rakamlarında da artış olabilir. Ancak mart-nisan aylarına geldikten sonra bu rakam iyileşme sürecine girecektir'' dedi. Çağlayan, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneğinin, Ankara Sheraton Otel'de yapılan Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Toplantıda ekonomik tedbir paketlerini ve bitkisel yağ sanayicilerinin sorunlarını değerlendiren Bakan Çağlayan, KDV ve ÖTV indirimi sayesinde yastık altı paraların ekonomiye girdiğini, araba bulamayanların, araba bulmak için kendisinden torpil istediklerini söyledi.