Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

‘Boş Mermi Kovanı’ ve ‘Troçki Sendromu’

1917’deki Bolşevik İhtilali sırasında oluk-oluk insan kanı akarken buna hiç aldırmayan komünist liderlerin öncülerinden, hele bir Lev Troçki vardır ki, Lenin’in ölümünden sonra Stalin’le ihtilâfa düşer ve Kazakistan’da gözhapsine alınır. 

Daha sonra, Odesa’ya gönderilir, ama oraya gelinceye kadar, trenin önüne yatan onbinlerce taraftarı yüzünden tren bile güçlükle yol alabilir. 

Odesa’dan da bir gemiye bindirip zorla İstanbul’a gönderilir; 1925’lerde.. O da,  M. Kemal’e, ‘Ülkenize zorla sokuluyorum, can güvenliğimden siz sorumlusunuz’ diye bir telgraf  gönderir; arkasındaki büyük taraftar kitlesiyle gözdağı verircesine..

Troçki, Büyükada’da, Ahmed Vefik Paşa’nın konağında 4 yıl kadar misafir edilir.

Elbette gerekli güvenlik tedbirleri alınır ama Troçki devamlı bir öldürülme korkusu içindedir.

Bir gün Troçki tuvalete gider. Orada bir yere tutunur. Elinde bir ıslaklık hisseder.  Bir de bakar ki, eli kıpkırmızıdır, dehşete kapılır.  Vurulduğu korkusuyla pantolonunu bile toparlayamadan panik içinde dışarı fırlayıp, fransızca olarak  ‘Sang, du sang!. /Kan.. Kan!..’ diye bağırır.  

Gerçek ise başkadır: Bir boyacı çağrılmış, o da yağlıboya yapılacak demir kısımlara önce vernik sürmüştür. Ama vernik henüz kurumamıştır. Troçki’nin ‘kan’ zannettiği, işte o vernik kırmızısıdır.

(Troçki korkmakta da haksız sayılmazdı. Çünkü rakibi Stalin’di.

Troçki daha sonra Meksika’ya gitti. 1940’da, Stalin’in ajanı olan ve ‘bahçevan’ görünümlü bir kişi, bir müddet ona hizmet ettikten sonra, kafasına kazma ile vurarak ağır şekilde yaraladı.  Birkaç gün daha yaşayan Troçki, dünya medyasının manşetlerinde yer aldığını öğrenince, son sözleri olarak,  ‘Burjuva medyasına malzeme olduk..’ der ve zaferlerinin çok yakın olduğu kehanetinde bulunur.)  

Bu tarihî vak’a niye mi anlatıldı?

***

Son terör saldırılarında hayatını kaybeden polislerden birisinin cenaze merasiminde  CHP’nin G. Başkanı sıfatıyla ‘KK’ da hazır bulunmuş.. O sırada, protokol bölümüne giren bir kişi, ona bir boş mermi kovanı göstermiş.. Adamları da o boş mermi kovanını alıp bir şeffaf poşete koymuşlar, ekranlarda tehdit edildiklerinden dem vuruyorlar. KK da, polislere güvenmediğinden ve kendi güvenliklerini bizzat sağlayacaklarından söz ediyor, aşiret mantığıyla..

Anlaşılıyor ki, KK, o boş kovandan çok korkmuş;  Troçki’nin vernik’i kan zannetmesi misali..  

***

Elbette, mes’ele bu haliyle bile hafife alınamaz. Çünkü o boş kovanı ona gösteren kişi aynı durumda bir suikast de gerçekleştirilebilirdi. Bir bomba patladıktan veya bir tetik çekildikten sonra tedbir alınsa n’olur ki..  

Ortada bir güvenlik za’fiyeti olduğu açık.. O konunun asla kenarından geçilemez. Ama benzer bir durum, iktidardakilere yapılsaydı, o zaman KK ve goygoycusu medyanın konuyu, ‘N’olmuş ki yani..’ diye nasıl hafife aldıkları görülürdü.   

***

Ama şimdi bir daha hatırlanması ve üzerinde düşünülmesi gereken konu şu olmalı herhalde.. Cumhurbaşkanı ve Başbakan için alınan güvenlik tedbirlerini,  ‘Niye korkuyorsunuz halktan’ gibi sığ söylemlerle eleştiren, kimdi?

Şimdi ise kendisi ve destekçisi olan komprador burjuvazisinin medya borazanları, -böylece zaferlerinin daha da yaklaştığı rüyasına da yatarak-, onun saldırıya uğradığından ve güvenlik zaafından yakınıyorlar.

***

Haa, sahi, bu KK değil miydi, daha geçenlerde, Erdoğan’a, kan akıtacakları tehdidini savuran.. Kaatil teröristleri, hastanelerde ziyaret ettiklerini açıklayarak hümanistlik gösterisi yapan.. Ve şehirleri viraneye çeviren teröristlere, ‘hendek kazan arkadaşlar’ diye psikolojik destek veren..

Şimdi nedir bu bir boş mermi kovanından bile korkaklık, Bay KK.. Ne o, sende de mi Troçki sendromu başladı yoksa? Ama korkma; karşısında benimsediğin şeflerinin zulmünü yapacak katil ruhlu rakiplerin yok..

stargazete

Bu yazı toplam 999 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar