Selâhaddin Çakırgil
Bu, inmesi de-binmesi de çetin bir ‘Cefâ Katarı’dır
Qatar / Katar Emirliği, Arab Yarımadası’nın kuzeyinde, İran Körfezi’nin güney sahilinde, Kıbrıs adasından biraz büyükçe..(Kıbrıs’ın yüzölçümü 9 bin km. kare, Katar’ınki,11 bin km. kare büyüklüğünde, çoğu kendi vatandaşı olmayanlardan oluşan 2 milyon kadar nüfusun yaşadığı bir yarımada..) Elinde yüzmilyarlarca, belki trilyonlarca dolarlık bir muazzam servet var.
Bu yüzden de Suûdî rejimine pek ‘eyvallah’ etmiyor ve bölgesinde kendi menfaatlerine göre bir siyaset oluşturmaya çalışıyor. Bu arada, tıpkı Umman Sultanlığı gibi, bölge problemleri konusunda, zıd taraflar arasında, bir arabulucu veya bir itidal unsuru sayılabilecek bir konumda kalmaya çalışıyordu. Bu arada Türkiye’yle de arası epeyce sıkı-fıkıydı.
***
Amerikan Başkanı Donald Trump'ın hali mâlum.. Dünyanın en büyük gayrimenkul krallarından, muazzam bir servetin üzerinde otururken, Amerikan Başkanlığı’na gelmiş bir zorba.. Devlet idaresinde bir gün bile bulunmayıp, uzun tarih dönemleri içinde geliştirilen diplomatik kural, âdet ve teamülleri bir kenara atıyor. ‘Bugün değilse bile, yarınlarda, güçlenmesi muhtemel bir rakibini henüz cenin halindeyken boğman senin için doğru bir mücadele metodudur’ şeklindeki anlayışı esas alıyor. Esasen, seçim kampanyasında da sık sık, ‘Amerika dünyaya yine meydan okuyan bir süper güç olmalı!’ diyordu. Bugün yaptığı da başka nedir ki.. Karşısına çıkan herkesi azgın bir boğa gibi ezip geçeceği havasında..
***
Nitekim, Amerikan otomotiv sanayiinin Alman sanayiiyle yarışamadığını görünce, derhal, Angela Merkel’e, tam 365 milyar dolarlık bir fatura çıkardı. Ayrıca, Almanya’nın NATO’ya da üyelik dışında, Almanya’yı korumak için üstlenilen yükün karşılığını olarak yüz milyarı aşkın dolarlar verilmesi gerektiğini söylüyor. Esasen,‘Amerika’nın bütçe açıklarını ve borçlarını Körfez ülkelerinden alacağım parayla kapatacağım!’ diyordu Trump.. Ama, bunun nasıl olacağını kimse bilmezken, o bildiğini bugünkü en zorba dayatmalarıyla gösteriyor. Elinde silah gücü var, servet gücü var; o halde nasıl olur da, küçücük petro-dolar şeyhlikleri Amerika’yla servet yarıştırmasında bulunabilirlerdi?
Bu, asla kabul edilemezdi. Nitekim iki hafta önce Suûd rejimini ziyaretle başladı Ortadoğu gezisine.. Ve İran tarafından tehdit edildiğini söyleyen Suûd rejimine 110 milyar dolarlık silah sattı. Ki, İran’ın anlı-şanlı generalleri de doğrusu, ‘Eğer, Suûd rejimi bize bir yanlış yaparsa, geride ne Suûd kalır yeryüzünde, ne vehhabîlik..’ diye tehdit ediyorlardı. Ancak, Suûd rejiminin bu kadar gelişmiş silahları kullanacak elemanlarının olduğu da şüphelidir. (Hatırlayalım, her yıl on milyarlarca dolarlık silah alan Kuveyt Emirliği, Saddam tarafından Ağustos-1990 başında bir gecede istila edilivermişti. Çünkü Kuveyt’in bu silahları kullanacak elemanı bile yoktu.)
***
Şimdi Suûd Krallığı’nın öncülük yaptığı gibi bir görüntüyle ve bir ânî kararla Katar Emirliği tam bir ablukaya alındı ve bir-kaçı hariç, hemen bütün arab rejimleri Katar’la irtibatlarını kestiler ve kara, deniz ve hava yollarını Katar üzerine kapattılar. Katar’ın şimdi tek çıkış yolu Türkiye, biraz da İran..
***
Düğmeye bir basılmasıyla, 10’a yakın arab rejimi tarafından gerçekleştirilen Katar ablukası, sadece Suûd’un baskısıyla olacak şey değil.. Bütün o rejimler kendilerinin de aynı işleme tâbi tutulacağının korkusundalar.. Talimatın Trump’a ait olduğu açık.. Nitekim, bu ablukayı kendisinin yaptırdığını‘twitter’da 'Yakın geçmişte Ortadoğu'ya yaptığım ziyarette 'Radikal ideolojiye maddî destek verilemeyeceği’nin altını çizmiştim. Liderler de Katar'ı işaret etmişti. Bakın!’ diyerek, gücünü nasıl gösterdiğini itiraf etmiş oluyor.
100 yıl öncelerde, zaaflarına rağmen yine de bir güç olan Osmanlı çökertilirken 30 küsur devlet haline getirilen bölge coğrafyasındaki yeni düzenlemenin, ‘üç öküz’ü birbirine düşman ederek birer birer yiyen sırtlan hikayesini çağrıştırdığı söylense, o zaman ‘sırada hangi öküz var?’ sorusu da cevabını bekler.
Zorbalığa teslim olarak kurtarılacak olan, ancak köleliğin devamıdır.
stargazete