Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bu memlekette güzel şeyler de oluyor

Zirai mücadele ilaçları ile MÜCADELE’den söz ediyoruz da peki bu işin doğrusu ne? Tabiatın tabii dengesini bozduk, bilim adına, refah ve zenginlik adına. 6 ay bir güz gittikten sonra felaketin farkına vardık, şimdi geri dönmeye çalışıyoruz ama kolay değil tabii. Arada bilim kurulları, bakanlıklar, odalar, piyasa baronları, muhteris ve işbilmez paragöz birileri, laf anlamaz bürokratlar ve baş belası bir mevzuat. Yani anlayacağımız işimiz zor. Şeytan dopingli ve pozitif ayırımcılığa sahip, dürüstlerin elleri kolları prangalı. Ve geri dönüş yollarında 40 kapıda 40 kilit. Yollar kapalı..

Neyse ağlayarak geçirecek vaktimiz yok. FDI’ya, DSÖ ve FAO’ya inat, üniversitelere, piyasaya, siyaset, bürokrasi ve mevzuata inat yürümeye devam. Sağlığımız yukarıdaki örgütlerin, namusumuzu İS, CEDAW, LAZARANTA ve UNESCO’nun şerrinden, paramızı LIBOR, FED, IMF’nin elinden kurtarırız inşallah.

Güzel şeylerden bazıları şunlar: 1986’da Turunçgillerde yeni beyaz sinek türü Parabemisia Myricae’nin parazitoidi Eretmocerus Debachi ile ilgili Nedim Uygun ve Rıfat Ulusoy tarafından getirilip doğaya adaptasyonu sağlanmıştı. 1990’da Turunçgil beyaz sineği Dialeurodes Citri avcısı Serangium parcesetosum, Gürcistan’dan Doğu Karadeniz bölgesine geçtiği belirlenen avcı böcek önce Doğu Akdeniz bölgesine sonra da bütün Turunçgil Üretim alanlarına yayılmıştı. Bu konuda Abdurrahman Yiğit ve Muammer Yaşarbaş önemli çalışmalar yaptı, bu konuda çözümler geliştirdiler. 1994’de Turunçgil pamuklu beyaz sineği Aleurıthrixus floccosus parazitoidi Cales Noacki Doğu Akdeniz bölgesinde tesbit edilmiş ve yaygınlaştırma çalışmaları Rıfat Ulusoy tarafından yapılmıştır. İzmir ve Adana zirai mücadele araştırma enstitüsü ile bazı üniversiteler 1996’dan günümüze kadar devam eden mısır kurdu Ostrinia Nubilalis başta olmak üzere pek çok Lepidopter yumurtasında parazit olabilen Trichogramma Evanescens üretilmekte ve salımları yapılmaktadır. 2004’te buğdayda süne Eurygaster ssp yumurta parazitoidi Trissolcus Semistriatus Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde üretime başlanmış ve halen de süne’nin zarar yaptığı bölgelere salım yapılmaktadır. Bu konuda Mahmut İslamoğlu (AZMAE) ve Serpil Kornoşor’a (Çukuruva üniversitesi) teşekkür borcumuz var. 2013’te Turunçgilde kırmızı kabuklu bit parazitoidi Aphytis Melinus üretimi için çalışmalar Biyotar laboratuvarında başlatılmıştır. Projeyi Lerzan Erkılıç, Halil Demirbaş, Mehmet Mühür yürütüyor.

Bu işten anlayan dostlara sordum, tarım alanında acil olarak ne yapmak gerek diye. O kadar çok sorun var mı? İlk taleb “gölge etmesinler”. Mehmet Mühür, karantina başkanlıklarının eskisi gibi tekrar hayata geçirerek, enstitülerin aktivitesini yine eskisi gibi aktif hale getirilmesi ve kadrolarının baştan sona gözden geçirmek gerektiğini söylüyor.

23.6.2020 tarihli bir haber var önümde: Hatay’da iki ortak tarafından kurulan bir tesiste üretilen faydalı böcekler, narenciye, süs bitkileri ve seralarda zarar veren haşereye karşı kullanılmak üzere yurtdışına pazarlanıyor. İki ortak tarafından kurulan tesiste üretilen faydalı böcekler, özel kutularda 7 ülkeye gönderiliyor. Tesis sahibi Halil Demirbaş, “Kapasite ve talepler artınca yurtdışına da ihraç etmeye başladık” dedi.

Bir dostumuzun dediğine göre “kısır böcek konusunda epey bir mesafe katedilmiş. Eğer bir sabotaja uğramazsa ekimde nihai protokol Ankara ile Milletlerarası Atom Enerjisi Kurumu ile bir protokol imzalanacakmış. Bu şekilde hiç ilaç kullanmadan ilk etapta, Akdeniz meyve sineği, bilahere 22 adet zararlıyı kontrol etme imkanı olacakmış. Bu insan sağlığı, hayvan ve bitki sağlığı ile ilgili asıl melanet uluslararası tohum, ilaç ve bu kimyasalları üreten firmalarda.” Dahası da var: “Asıl mesele Gıda, Tarım Bakanlığının, artık kasıtlı diyeceğim ve bürokratların cahilce uyguladığı metotlar ve mevzuatın kamu yararı aksine yorumları ile işler çığırından çıkarılıyor.. Üniversitelerin mezun ettiği mühendislik formasyon ve bilgisi yetersiz. Mezunlar beyaz yakalı olmak istiyor. McKinsey gibi birtakım belli lobilerin sözcülüğünü yapanların tavsiyeleri Türk tarımını batırıyor.. Çiftçilik bir ‘meslek icratı’ değil ‘zanaat icratı’dır ki zanaatın metot ve prensibleri kendi içindeki alışkanlık teammüller ve metotlarla geliştirilir ve icra edilir; yoksa ABD gibi tarıma yönelirsin ki o zaman reklamı mükemmel akıbeti hüsran olur. Çare: Eskiden olduğu gibi Bölge Ziraii Mücadele ve Karantina Başkanlıkları bire bir aynı şekilde kurulup hizmet vermeye devam ile bu önlenir. Ancak burada hizmet verecek sürveyan, mühendis, teknisyen eskisi gibi ziraii mücadele teknik talimatına harfiyen uymasını ve iç karantina mevzuatında üretim safhasında uygulanması şarttır. Şu anda yapılanların çoğu mikrofon kabadayılığı ekran karikatürlüğüdür.”

Evet, hali pür melalimiz böyle. Kenevirci dedenin kenevir tohumu hâlâ gümrükte bekletiliyor bu arada. “Isıl işlem” cinayeti ile değerli bir tohum kuş yemi haline getirildikten sonra, kısırlaştırılıp, murdar edilip, öyle sahibine teslim edilecek.

Şahid ol Ya Rab!. Bu icraatı yapanlardan da bu mevzuatı yazanlardan da şikayetçiyim ve bu kendilerini “ıslah edici” diye tanımlayan, bozguncuların ve müfsidlerin şerrinden Sana sığınıyoruz. Islah olmayacaklarsa, öbür dünyada bunları, hizmet ettikleri ve talimatlarına uydukları lobilerle birlikte haşret. Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 782 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar