Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bugün kürsü işgali, yarın..

Ben Gürsel Tekin’i CHP içinde daha aklıselim sahibi biri olarak görüyordum. İzmir’de basına gündeme ilişkin açıklaması da söyledikleri beni sükûtu hayale uğrattı.

Hüseyin Aygün twitterdeki hesabından “parlamento hikaye, tek çözüm halk isyanı” diye twit atabiliyor. Bu adam bir CHP’li. Bu adam bir milletvekili..

Adamlar Gezi’deki gibi bir halk ayaklanmasından söz ediyorlar. En ılımlısından en radikaline kadar çoğu bu kafada..

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin İzmir’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken, dehşet verici şeyler söyledi.. Tekin, “8-9 Haziran’da ilk işlerinin iktidara destek veren gazetelere el koymak olacağını” söyledi. 

Basında yer alan haberlere göre, Tekin şöyle dedi; “Şimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir. Ama Davutoğlu’na AKP’lilere bakın nereye bakarsanız bakın kirliliği görürsünüz. 8-9 Haziran’da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır.” Hızını alamadı ve şecaat arzına devam etti: “Sadece el mi koyacağız, buna bulaşmış bütün işadamlarından hesabını soracağız.”

Haberiniz olsun 10 Haziran’da CHP iktidar olacak ya, beni de işten atmazlarsa CHP’nin el koyacağı gazetenin yazarı olacağım. Yeni Akit çalışanlarını ıslah etmek için herhalde Cumhuriyet binasına taşırlar, gazete binamızı da CHP gençlik kollarına verirler.

Aslında CHP’nin en iyi bildiği, hatta tek bildiği şey var kriz, darbe, ayaklanma ve isyan.. Arkasında halk desteği olmayınca onu da yapamıyor. Son terörle ilgili yasa çalışmasını engellemek için yine en iyi bildiği yola başvurdu. Seçimden umutlarını kestikleri için de ne yapacaklarını bilmiyorlar..

İşte tam da bu konuda, halk CHP’nin bu dengesiz, maceracı tutumundan endişe duyduğu için AK Parti’ye kaçıyor. Cemaat ilişkisi deşifre olunca ne yapacaklarını şaşırdılar.. Şimdi bir de İŞ Bankası konusu gündeme geliyor. Ne yapacaklarını bilmiyorlar..

Bunlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. Süleyman Şah konusunda da, kendi askerlerimizin güvenliği için düzenlenen bir harekatta bile hükümete destek vermediler. Orduya sahip çıkmadılar. “Gidilmese” idi “niye gitmiyorsunuz” diyeceklerdi, gidince de yine bir bahane bulacaklar.. CHP Erdoğan’a, Davudoğlu’na değil, Esad’a, Netanyahu’ya daha fazla güveniyor sanki.. Millet görmüyor mu bunu.. Cemaat, CHP, MHP, BDP bugün AK Parti’ye karşı seçim öncesi sanki bir koalisyon oluşturdular.. Bunlar AK Parti’den kurtulsalar, hepsi birbirini yer.. Bunlardan biri diğerlerinden kurtulsa, kendi içlerinde birbirlerini yerler..

Bu acı tecrübe, o partilerin tabanlarının bazı gerçekleri görüp anlamaları için tarihi bir fırsata dönüşmüş durumda.. Bu partiler bu tutumları ile kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar aslında.. Kendilerini bitiriyorlar.. Ama şimdi bunu anlamaları pek mümkün değil, çünki öfkeleri akıllarını bloke etmiş sanki.. Yoksa Tekin ve Aygün’ün açıklamalarını nasıl açıklayacaksınız!..

CHP’liler keskin sirke politikası ile kendilerine zarar verdiklerini anlamıyorlar.. Öfkeleri akıllarından büyük. Öfke ile ayağa kalkıyorlar, zararla oturacaklar. Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor, bilmedikleri konularda kanaat beyan ederek kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Şecaat arz edeyim derken ne hallere düştüklerini görüyorsunuz. Kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.. Paralel yapının, Esad’ın avukatlığına soyundular bu kez de, yokuş aşağı koşar gibi gidiyorlar.. Sözlerinin toplumda nasıl anlaşıldığına da bakmıyorlar. Neyi niçin yapıyorlar, ne söylüyorlar belli değil. İktidar ne söylerse tersini iddia etmenin politika yapmak olduğunu sanıyorlar.. Elleri ayakları boş değil, yaptıkları iş değil..

Ne diyelim, durmak yok, yola devam. 

Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 845 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar