Hakan Albayrak
Cat Stevens, Yusuf İslam ve babam Ziya Albayrak
Cat Stevens’in Müslüman olduğu haberini gazetede okuduğumda -sene 1978?- sevinçle babama koşup “Baba! Baba! Meşhur bir İngiliz şarkıcı Müslüman oldu” diye bağırmıştım da, babam, okuduğu Milli Gazete’den başını bile kaldırmadan “Evlenince döner” demişti.
Meğer Hanau (Hessen/Almanya) İslam Cemiyeti’nde ara sıra düzenlenen ihtida merasimlerinde milleti duygulandıran Alman gençlerinin hepsi damat adayıymış ve elhamdülillah Müslüman olduklarını söyleyip Türk kızlarını kaptıktan sonra eski hamamda eski tasla yıkanmaya devam ediyorlarmış. Babam öyle dedi.
Cat Stevens’ken Yusuf İslam olan İngiliz şarkıcı, galiba bir miktar Türk de olan Endonezyalı bir kız ‘kaptı’ ve onunla 6 çocuğu oldu, ama davadan dönmedi. 2010’da vefat eden babacığımın ahir ömründe ona “Cat Stevens”le ilgili muhabbetimizi hatırlatıp “Bak, adam hâlâ Müslüman” demiştim. Çok sevinmiş, “Aferin, aferin” demişti.
Yusuf İslam’ın geçen sene çıkan “Tell’em I’m Gone” (Onlara Gittiğimi Söyle) albümünü yeni dinledim. Dinlemeye devam ediyorum. Cat Stevens müziğine nazaran daha ‘kütürdetici’ bir müzik. Gençliğinde pek bulaşmamaya çalıştığı -hatta neredeyse hiç bulaşmadığı- elektro gitarı bu sefer baş tacı etmiş. Okkalı bir Blues. Rhythm’n Blues. Yer yer “Deep Purple söylese yeridir” dedirtecek kadar sertleşiyor. Belirtmeye gerek var mı bilmiyorum; şarkı sözleri tabii ki fıkıh süzgecinden geçirilmiş. CD kapağının üstünde kocaman YUSUF yazıyor zaten; Müslüman işi olduğunun altı çiziliyor.
Ben daha ziyade babamı düşünüyorum dinlerken. Gülesim ve ağlayasım geliyor. Allah ganî ganî rahmet eylesin. Mekânı cennet inşaallah.