Abdurrahman Dilipak
Cemre
Bahar geliyor bahar. Eğer siz, “Bahar gelmiş neyime, kor düşmüş yüreğime” diyenlerdenseniz, ne diyeyim ki!
Cemre “kor ateş” demektir aslında. Yakan-yok eden değil, ısıtan; keşke bir Cemre de yüreğimize düşse!.
İlk Cemre 19-20 Şubat’ta havaya düştü. 2. Cemre 26-27 Şubat’ta suya ve 3. Cemre 5-6 Mart’ta toprağa.. Bu İlkbaharın habercisi olarak kabul edilir. Hava, su ve toprak ısınmaktadır. Hayvanlar kış uykusundan uyanırken, ağaçlar filizlenmeye başlar, tohum canlanır.
Gelen Hızır İlyas’dır. Yeni bir mevsim başlamaktadır ki biz ona “Nevruz” diyoruz. Nevruz’a herkes sahip çıkar. Kimine göre Bahar bayramıdır. Mesela İran güneş takviminin ilk ayı Farvardin’in ilk 12 günü Nevruzdur. Bugün Nisan başına denk gelir. İran tarihinde hayali hikayelerle Cemşid’in Babil’e girişi kutlanır. Bir başka hikayeye göre ise, Cemşid cinlerin getirdiği bir arabaya binerek göklere yükselir. Zerdüştler Mart’ın 13’ünde Hamaspathmaedaya bayramını kutlar. Yeraltındaki ruhlar yerüstüne çıkar, o gün onlar kutsanır başka bir inanışa göre. Gurmanç ve Zazalara göre Kawa isimli demircinin zalim hükümdar Dahhak’a karşı başlattığı ayaklanmanın ilk günü ile ilgili kutlamadır. Ayrıca Ergenekon ile de ilişkilendirilir.
21 Mart’ta gece - gündüz eşittir. Gündönümünü kutlayan gelenekler de var. Osmanlı bugünü mali yılbaşı olarak değerlendirmiş. Şia’da Hz. Adem’in yaratılması, Elestü bezmi, Hz. Ali’nin Halife tayini, Hz. İbrahim’in putları kırması ile de ilişkilendirilmiştir.
Herkes Hızır’ı bekler. Hızır tabiata dokunur ve ölü toprak dirilir, kuru ağaçlar yeşerir. Halk Hıdırellez diyor da aslında Hızır ve İlyas aleyhisselamın buluşmasına atıf yapılır.
Hızır kelimesi “Hazır”, ya da “Yeşil” anlamına gelen “Hadra” ile de ilişkilendirilir.
Kur’ân-ı Kerîm’de Kehf sûresi’nde geçen “Salih adam” kıssasında Hızır (a.s)’dan söz edilir. Kimilerine göre o bir peygamberdir. Bazı âlimlere göre ise Nebî değil Velî‘dir. Ebû Hureyre (r.a)’den bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.s), Hızır (a.s)’a Hızır denmesinin sebebini şöyle izah eder: “Hızır otsuz kuru bir yere oturduğunda ansızın o otsuz yer yeşillenerek hemen dalgalanırdı” buyurmaktadır.
Hz. İlyas (a.s) ’dan Kur’an-ı Kerim’de es-Sâffât, 37/123, 124, 130’da söz edilir ve “Hiç şüphe yok ki İlyas gönderilen Peygamberlerdendir» denilir. İsrailoğulları “Ba’l” adında 4 cepheye bakan bir puta tapıyorlardı. İsrailoğulları’na gönderilen bir Peygamber olan Hz. İlyas’ın bütün uyarılarına rağmen İsrailoğulları inatlarından vazgeçmediler. Onu yalanlayarak Ba’lbak’ten çıkmaya zorladılar. Bunun üzerine gazab kendilerine ulaşınca, pişman olduklarını söyleyip onu şehre geri davet ettiler. Ancak tekrar eski günlerine geri döndüler. Gazap tekrar onları vurdu. İlyas (a.s)’ın tekrar İsrailoğulları’ndan ayrılmasından sonra Hızır (a.s) ile buluştu.. Bu buluşmaya “Hızır İlyas” günleri denirken daha sonra “Hıdrellez” şeklini aldı.
Tevrat’ta “Elia” diye zikrolunan Peygamber İlyas (a.s)’dır.. İlyas (a.s)’ın M.Ö. 9. Asırda, takriben Hz. Süleyman’dan hemen sonraki dönemde yaşadığı ve zamanın zalim hükümdarları ile mücadele ettiği, çoğu zaman şehirden ayrılıp dağlarda yaşadığı da kaydedilmektedir.
“Hıdır” ve “Hızır”, “Türk” ve “Ortadoğu” dini kaynaklarında, geleneğinde mitolojisinde saygı gören kişilikler olarak kabul edilir. Ancak bu kişiliklere farklı anlamlar da yüklenir. Bu isimler Tevrat, Zebur ve İncil’de farklı isimlerle anılır. Bazı kaynaklar da Hızır ve İlyas kardeş kabul edilmekle birlikte Hz. Mûsâ döneminde yaşayan, kendisine “ilâhî bilgi ve hikmet” öğretilen kişidir.
Maalesef bugün bugünler artık etnik, ideolojik, politik, folklorik ve biraz da mitolojik bir gün olarak eğlence şeklinde kutlanıyor..
Liberallerin Bahar bayramı ve solcuların İşçi bayramı ile aynı gün: 1 Mayıs. Türkçülük bayramı 3 Mayıs.. Mayıs ayı da cins bir ay!. Niye “Mayıs” demişlerse. Türkçe’de “Hayvan pisliği”ne verilir bu isim. İngilizce “May”dan mülhem olsa gerek. Roma’nın bereket tanrısı ile birlikte anılan Yunan tanrıçası Maia’ya atfedilir. Roma tanrısı Agustus’tan sonra bir de Yunan tanrıçası Maia’ya adanan bir ayımız var. Bir erkek, bir dişi tanrı. Erkek olan aynı zamanda imparator.. Eee Mayıs ayına başlarken “kraliçemizi”!? selamlamadan olmaz. Sonra işin “bereket”i kalmaz.
Aslında ellerinden gelse “Ramazan Bayramı’nı “Şeker Bayramı” yapacaklardı. “Kurban Bayramı”nı da aynı akıl “Kebab Bayramı”na dönüştürürdü herhalde.
Batıda özellikle Katolikler ve Protestanlar bu işi büyük ölçüde başardılar. Ya Pagan günlerini dini bir kılıfla yeniden ihya ettiler ya da dini günleri karnavala, festivale dönüştürdüler. Bunun en tipik örneklerinden biri de Santa Claus! İsevi İncil hafızı, bir Cola firması tarafından 1927’de, bir reklam kampanyasına malzeme yapıldı ve dini bir kişilik, Nordik Pagan bir efsaneye dönüştürülüp, “Noel baba” adı ile yılbaşı pazarında seküler bir tüketim maskotu oldu.
Kendi değerlerimize sahip çıkalım. Din, tarih, gelenek hepsi yerli yerinde dursun. Bazı değerler oyun ve eğlenceye dönüştürülerek içi boşaltılmasın. Selâm ve dua ile.