İbrahim Karagül
CHP-Ergenekon-BDP: Oyunun kurucusu kim?
CHP-BDP el ele desek ne olur? CHP-Ergenekon operasyon yapıyor desek ne olur? CHP-sistemik güçler yeni bir oyun planladı desek ne olur? Seçim öncesi dayanışma seçim sonrası devam ediyor desek ne olur? Yeni Türkiye'ye karşı kutsal ittifak kuruldu desek ne olur? Bizim söylememize gerek yok, Türkiye'de böyle bir algının güç kazandığını kendileri de çok iyi görüyor olmalı.
Şu anki resmi kamuoyu dikkatle okuyor, sokaklar okuyor çünkü. Milletin seçtiği insanların yeri Meclis, doğru. Hiçbir güç, bu iradenin önüne geçmemeli, doğru. Ama olanlar, ortaya konulan tablo, kurulan oyun, o milletvekillerinin haklarını savunmanın ötesine geçip, başka bir hesaba dönüşmüş gibi.
Birileri bir top çeviriyor. Bir odak, her kimse, neresiyse, hesaplaşma üzerine bir cephe kuruyor. AK Parti'yi bitirme planları üzerinden bir çatışma hazırlanıyor. Türkiye'nin çıkarlarını, ortak iyiliğini aşan bir hesap bu.
AK Parti'nin yüzde elli oyunu hazmedemedikleri için Türkiye'yi cezalandırma yoluna gittiklerini, milleti cezalandırma yoluna gittiklerini, Meclisi kilitleme yoluna gittiklerini, kaosa yatırım yaptıklarını söyleyebiliriz.
Sandıkta kazanamayanların sandık dışı yollara yöneldiğini ya da yöneltildiğini, bilinen o tanıdık reflekslere sığındıklarını, bunun adının hukukun üstünlüğü ya da demokrasi olmadığını, böyle bir arayış görüntüsünün gerçeği yansıtmadığını, devlet iktidarını yıllarca ellerinde tutanların öz savunmaya geçtiklerini, nihai bir kapışma hazırladıklarını söyleyebiliriz. Bunun; bildik özgürlük ve adalet arayışı olmadığını, hak arayışı olmadığını, Ak Parti düşmanlığı üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak olduğunu, belki de sınırı aşan boyutları olabileceğini söyleyebiliriz.
Çok büyük bir kriz planlandı, pazarlandı ve ihale edildi. Bilinen refleks, kimlik, güç odağından oluşan konsorsiyum ihaleyi aldı. İhalenin asıl kazananı CHP değil BDP'dir. BDP'nin bölünme çizgisi CHP üzerinden servis ediliyor. Kılıçdaroğlu ile temsil edilen CHP duruşu ise, Kürt meselesi üzerinden başka bir yola giriyor. İhaleyi yapanlar farklı. Onların hesaplarını, kazançlarını, eğer kriz kısa süre içinde çözülemezse, önümüzdeki günlerde daha açık göreceğiz. CHP, kendi milletvekillerinden ziyade, önceden yazılmış bir senaryoya teslim edildi. Türkiye'yi düşünme yerine dar ideolojik savrulmayı, birilerinin iktidar hesaplarına yamanmayı tercih etti.
Seçim öncesi şekillenen resim netleşti. Çatışma isteyenler, hesaplaşma isteyenler aynı mevzide buluştu. Koca parti, bir örgütün peşine takıldı, Türkiye'nin çıkarları yerine örgütsel çıkarlara hapsedildi. Oyun kurucu her kimse, tarafları cepheye sürdü. CHP, Ergenekon, Kürt milliyetçiliği ve sistemik bazı çevreler, ortak bir hedefe yöneldi.
Türkiye derin bir bölünme yaşıyor. Bölünme, iç politik kavganın ötesinde sonuçlar doğuracak boyut alıyor. Çatışma üzerinden güç devşirenler, iktidar için kaosa muhtaç olanlar, istikrarsızlık arayanlar bir tür mağduriyet üzerinden Türkiye'ye bedel ödetmeye hazırlanıyor.
Bu bir darbedir, demokrasiyi askıya alma projesidir. Mecliste mücadeleyi tercih etmeyenler, meclis dışında kriz, kavga yollarına yönelmiş görünüyorlar... Bir haksızlık üzerinden Türkiye'ye bedel ödetiliyor.
Ne zaman?
Kuzey Afrika'dan İran'a kadar bütün bölgede depremler yaşanırken, liderler devrilirken, bütün coğrafya yeniden dizayn edilirken oluyor bunlar. Domino etkisi Türkiye'ye ne zaman vuracak diye sorarken oluyor.
Bu dalga, seçimden sonra "Türkiye'yi de Kürt meselesi üzerinden yakalayacak" diyenler haklı çıkabilir... Eğer öyleyse, bölünme daha da derinleşecek, Türkiye kafasını kaldırıp etrafına bakamayacak hale getirilecek demektir...
Umarız bunlar sadece bir endişedir...
yenişafak