Abdurrahman Dilipak
CHP-MHP ittifakı
Her gün bir ilden yeni bir adaylık haberi geliyor.. Aday adaylığı konusunda istişare ettiğimiz 50’ye yakın kişi var.. Bakalım kaçı başvuruda bulunacak.. Son olarak, TYB’den Muzaffer Doğan’ın başvurusunu yaptığı haberi geldi.. Eski belediye başkanımız, biliyorsunuzdur kendisini.. Birlikte “Din Adına Siyaset” kitabını yazdığımız Hulusi Şentürk İstanbul’dan, insan hakları savunucusu MAZLUMDER eski İl Başkanı Halit Çelik İzmir’den, Göz Doktoru Esra Dağ Ankara’dan, Dr. Davud Vecdi Ersöz Adana’dan, Dr. Fikri Ilgar İstanbul’dan aday adayı..
İşler karışıyor, RP, SP, AK Parti, oradan BBP’ye geçen eski milletvekili bir isim de gidip CHP’den aday oluyor.. Herkes CHP’den kaçarken birileri deCHP’ye koşuyor. Piyasada bugün siyaset böyle bir şey maalesef.. Kimi gider Mersin’e, kimi de gider tersine. Olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz..
Kim derdi ki, Zekeriya Beyaz, Yaşar Okuyan, Barlas Doğu, Hasan Korkmazcan, Canan Arıtman, Birgül Ayman Güler, Ümit Zileli ile bir araya gelecek.
Geldiler işte.. Olmazı, daha doğrusu olmaz sanılanı “olur” yapan kişiCindoruk..
“Suya düşen Yılana sarılır” mı demek gerek şimdi ya da “düşmanımın düşmanı benim dostum” mu? Bu birlikteliğin tek açıklaması var “AK Parti olmasın da, kim olursa olsun”. Bu kafa ile şeytanla bile işbirliği yapabilirler sanki.. Ekmel bey projesinden ders almamışlar anlaşılan.
Cindoruk’un toplantısında ne konuşulduğunu tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Kimin ne düşündüğü de üç aşağı, beş yukarı belli.. Ana gündem AK Parti’den, daha doğrusu Erdoğan’dan nasıl kurtulacakları..
Toplantıya katılanlar bildik isimler: Birgül Ayman Güler, Arslan Bulut, Canan Arıtman, Ataol Behramoğlu, Kemal Anadol, Bilge Aras, Onur Öymen, Can Ataklı, Süheyl Batum, Fevzi Durgun, Şahin Mengü, Haluk Dural, Tayfun İçli, Kemal Alemdaroğlu, Metin Öney, Emine Ülker Tarhan, Necla Arat, Nihan Aras, Barlas Doğu, Nusret Güner, Enis Öksüz, Ufuk Söylemez, Hasan Korkmazcan, Ümit Ülgen, Ümit Zileli, İbrahim Çetinkaya, Yaşar Okuyan, Serdar Faralyalı, Zekeriya Beyaz, Prof. Dr. Necdet Basa.
Muhtemelen 2. ele aldıkları temel konu, CHP’nin geleceği olmuştur.. Her iki konuda da masada üzerinde anlaştıkları, uygulanabilir bir çözüm önerileri olduğunu sanmıyorum.
Toplantıya katılanların profiline bakıldığında, ortak bir görüş çıkması mümkün değil.. Kaygıları ortak olsa da çözüm önerileri farklı olmuştur.. Ve bu toplantıların önümüzdeki günlerde yenileri de olacaktır.. Tabi başka toplantılar da olacaktır, gizli ve açık..
Birilerinin bunlara “gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiç bir rüzgâr fayda vermez” demesi gerekir.. Umutla çözüm üretilir, öfkeyle değil. “Öfkeyle kalkan, zararla oturur.” Öfkesi aklından büyük insanlarla bir yere gidilmez.
Aslında bu bir araya gelişler çözümsüzlüğü daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.. Önce kendi aralarında gruplaşacak, kamplaşacak ve daha sonra da birbirlerini suçlayacaklardır..
Cindoruk, Demirel değil, olamaz da.. Kaldı ki, Demirel olsa ne yapacak ki! Geçti Bor’un pazarı! Nurlu Süleyman, Çoban Sülü, Morrison Süleymanprim yapmıyor..
Her hafta sonu, her mahallede çözüm arayışı toplantıları başlayacak bu gidişle.. Şimdi aday adayları çıkmaya başladı ya, belinde çatal-kaşıkla dolaşan birileri, kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyecek, açacak kesenin ağzını. Birileri seçim sürecinde bir köşe kapmaya çalışacak.. Kiminin derdi,“dostlar alışverişte görsün” zaten.. Bunlar kendi aralarında vatan, millet, Sakarya, din, iman, mezhep, tarikat, olmadı hemşehricilik ayaklarınaTurkish Loby’cilik yapmaya çalışacaklar.. Siyaseti bu adamların pençesinden kurtarmak gerek. Bakın bu adamlar her yerde varlar.. Sağı, solu, milliyetçisi, dincisi yok bu işin..
Keşke herkes hep başkasının gözünde çöp ararken, kendi genel merkezlerinin koridorlarında sırtında odunla dolaşanları da görebilseler..
Memleket tam da “halaskâr zabitan”dan kurtuluyor derken, bir “paralel yapı” çıktı başımıza, sistemi ondan arındıralım derken bizimkiler boşluğu doldurmaya başlayıverdiler.. Ne oluyor ya hu! Revaçta olan neyse, birileri hemen o kisve altında o sloganlarla bitiveriyor orta yerde..
Her seçimde malum sermaye, malum localar, bizi bizden çok düşünen yabancı ülkelerdeki dostlarımız memlekete akın ederler.. Bu tür nevzuhur oluşumlar arkalarına Avrupalı, Amerikalı, İsrailli dostlarını ve onların yerli işbirlikçilerini de alıp kendi aralarında toplantılar yapacaklardır.. Eskiden halkı adam yerine koyan olmazdı.. Para, medya ellerindeydi. Medya, Mafya, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi ve STK’lar büyük ölçüde kontrolleri altında olduğu için bu işler çok daha kolay oluyordu.. Şimdi daha fazla kazanma hayali değil, hatta daha az kaybetme telaşı da değil, varlığımızı nasıl sürdürebiliriz endişesi yaşıyorlar.. Erdoğan’ın hakkından gelseler, herhalde Kasımpaşa’yı haritadan silerler.. Nasıl Pensilvanya deyince nasılGülen akla geliyorsa, Kasımpaşa da artık Erdoğan’la özdeşleşti..
Bilmem biliyor musunuz, Irak’ın sınırları Cemiyet-i Akvam tarafındanKasımpaşa mutabakatı ile başladı, daha sonra Ankara anlaşması ile sonuçlandı.. Kasımpaşa ile bu bölge coğrafyasının şekillenmesi arasında derin ve ilginç bir bağ var.. Kasımpaşa’dan Ankara’ya bir yol gider..
CHP-MHP ve diğer sağ abilerin buluşması aslında bir havanda su dövme eyleminden başka bir anlam taşımaz.. Vuruşa vuruşa çekilme, yalnızlıklarını düşman kardeşlerini yanına alarak bir nebze giderme çabasından öte bir anlamı yok bu buluşmaların..
Bu tür buluşmalarla inanılırlıkları ve ciddiyetlerini de kaybediyorlar.. DünErgenekon’un avukatlığını yapanlar, bu gün Paralelci oldular. Tabanları bunu anlamakta zorlanıyor..
Konuştukça batıyorlar. Bırakın konuşsunlar.. Sussalar da, konuşsalar da, gidecekleri bir yol, yapacakları bir iş yok.. Ne geçmişi anlamada ortak bir anlayışları var, ne de gelecek tasavvurunda.. Halka söyleyecekleri bir şey de yok.. Susmak da istemiyorlar, ama konuştukça daha da batıyorlar..
Kendileri bilirler. Durmak yok yola devam.. Kılavuzu Cindoruk olanın akıbeti hayrolur mu dersiniz.. Selam ve dua ile..
yeniakit