Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“Cimrilik”, “kıskançlık”, “Vehn”

Sahi, “Cimrilik”, “kıskançlık”, “Vehn” hastalığını tedavi edecek bir tanıdık Psikoloğunuz var mı?

Ya da “Stres”e “kader”, yoksulluk için “reçete” olarak “sadaka” yazan, korkularına karşı “Tevekkül”ü adres gösteren, Felaketler karşısında panikleyenlere “Sabır”ı öğütleyen bir psikolog arıyorum da.

Haset, kıskançlık, kin, nefret, kibir, cimrilik, hırs, aklî ve kalb körlüğünü tedavi edecek birileri var mı tanıdığınız. Dil belası gönül yarası, riya, nifak, makam, dünyevi istek ve arzular kontrolden çıkmış birini hangi doktora gönderebilirim.. Polise ihbar edersem, birilerini kurtarırım ama, bu çocuk da hasta, onu hapishaneye göndermek her zaman çözüm olmayabilir. Çıkar yine yapar. Onun sosyal çevresi onu o işi yapmaya mecbur bırakabilir.

Açıktan İlahiyat okumayan ya da o bilgiye sahip olmayan biri benim derdimi kolay kolay anlayamaz. Hoş kimi İlahiyatçılar da hiç anlayamıyor ya..

Sahi batıda o kadar psikolog vardı. NLP, Meditasyon merkezleri, sonuç ne biliyor musunuz. ABD, İngiltere, ABD ülkelerinin arka sokaklarında yaşananlar artık meydanlara taşmaya başladı. Tapınakların altındaki karanlık dehlizlerde Şeytana tapınıyor, çocuk kanı içiyorlar. PizzaGate geçtik, Epstein’i öldürüp susturdular, şimdi sira Diddy’de.

Sahi 11 Eylülde ikiz kuleleri kim vurdu. Gazzeli çocukları, BM sığınma kamplarındaki insanları kim öldürdü? Ve bu cinayetler işlerken kimi, o demokrasi, insan hakları, çevreci deyince mangalda kül bırakmayan devletler katillere kol kanat gererken, İslam ülkeleri başka olmak üzere, dünya hükümetleri niçin 3 maymunları oynadı, bunu bana biri anlatabilir mi?

Evet, evet, bunların tarihleri uygarlık tarihi değil, soygun, katliam tarihi, bir kıta dolusu Kızılderilileri nasıl öldürdüler. Bir kısa dolusu kara deriliyi nasıl köleleştirdiler, bir kısa dolu sarı ırktan insanı nasıl sömürgeleştirdiler. Bunların bilimi sanatı, bunların el yazmalarını gasbedip kendilerine aitmiş gibi gösterdiler. Bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarını, hazinelerini gasbettiler. Rönesans, Sanayi devrimi, hepsi hırsızlık. Bu mirası paylaşamadıkları için kendi aralarında yüzyıl savaştılar. Sonra Westefelya’da kilise ve derebeyleri bir barış anlaşması yaptılar. Buna da Ulus devletlerin inşası ve uluslararası düzen dediler. Kıralın derebeylerle, vergi toplama, paylaşım pazarlığını anlaşması Magna Carta’yı da bir insan haklar belgesi diye takdim ediyorlar.

1.ve 2. Dünya savaşı, Soğuk savaş, darbeler, terör, hep bunların işi idi. Eğitim ve Media, Film yoluyla tarihi de çarpıttılar, insanların beynindeki gelecek tasavvurunu da. Peki rayından çıkmış aklımızı kim rayına oturtacak.

Şirk, haset, riya, şehvet, ucub (kendini beğenme), öfke, tamahkarlık, yalancılık, mala düşkünlük, tembellik, acizlik, ye’is (ümitsizlik), korkaklık, say say bitmez.. Say say bitmez. Garip ama gerçek, insanların çoğu Allahtan korkmuyor, ama arıdan bile, aslında herkesden ve herşeyden korkabiliyor.

Bunların içine Cin kaçmış ve Şeytanın musallat olmuş. Kiliselerde Demonizm, L’exortizm diye Cin ve Şeytan çıkartma uzmanları, bölümleri var ama, memlekette kime gitsinler. Adı “cinci”ye çıkmış birilerinin peşinde polis de var tabib odası da. Solcular zaten “yar bana bir eğlence” diye kapıda bekliyor. Onlara göre zaten Cin de yok Şeytan da. Birileri Cin ve Şeytanın yerine o görevi yapıyor zaten. Euzubillahimineşşeytanirraciym. Hannas vesveseleri ile bunların nefsine taht kurmuş oturuyor.

Onlar kafirleri dost edinmişler, yiyip içtiklerinde helal-Haram/Mübah’ı göstermiyorlar. Hoş, Mekkede helal sertifikalı Şarap da var, Şampanyada da, Bira da var. Bildiğim kadarı ile henüz Helal rakı çıkmadı!

Birileri Ruh sağlığından, Ruh hastalığından söz ediyor (Haşa) Ruh hasta olmaz. O Rabbimden bir iatifeti ilahiye olarak bize emanet edilen bir “nefha”dır. Ve onun hakkında bize pek az bilgi verildi. Hata olan akıldır, candır, Nefs’dir. Nefs zate bu hastalıklara meyyaldir.

İnsan aslında 4’ü asli, 3’ü arizi 7 cevherden oluşur. Akıl, Can, Nefs ve Ruh asli, Melek, Cin ve Şeytan arizi. Melek Ruh ile, Şeytan Nefs ile ilişkilidir. Cin Mü’min – Kafir olarak akılla nefs arasında gelir gider. Akıl bu 3 cevherden hangisi ile işbirliği yaparsa o o bedene hakim olur. Bunu dengeleme konusunda bize rehberlik edecek biri var mı çevrenizde, çocuklarımızı emanet edebileceğimiz. Çevremiz NLP’cilerle, yaşam koçları ile, Meditasyoncularla doldu.

BioRezonans ve Subliminal MK Ultra beyin kontrolü, algı operatörlerine aklı kiraya vermek, toplum mühendisleri, Checking ve Monitoring’ler, Nesnelerarası iletişim, Artırılmış sanal gerçeklikler, tekno illizyon’un sebeb olduğu “akıl dolanıklığı”, troller, genetik bozulma konusunu zaten bugün çoğu kimsenin bildiği konular değil. Lübnan’da yaşanan olaydan sonra artık bilgisayarların, televizyonların, cep telefonlarının, arabaların patlayabileceğini / Patlatılabileceğini öğrendik de, aslında fiziki bir patlama dışında, BioRezonans yöntemini kullanarak, Bio Hackerlerin beynimize, kalbimize, damarlarımıza sızabileceklerini pek düşünmüyoruz. Subliminal meaj’lar, Lucid Dream’lar, Astral yolculuklar ve daha neler, neler.

Doktor bey, içimdeki öfkeyle, hırsla, tutkuyla, bağımlılıklarla nasıl başedeceğim. Biliyorum, ihtirasla istediğim herşey benim imtihanım olacak. Biliyorum rızgımdan az ya da çok yemeyeceğim, bana hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Biliyorum Ecelimden önce ya da sonra ölmeyeceğim, biliyorum kaderimden başka bir kader yok benim için, biliyorum Allah (cc) beni mallarım, canlarım, sevdiklerimle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecek de, ama diyorum yine de. Beka endişesi yaşıyoruz liderlerimiz, örgütlerimizle birlikte.

Dualarımızda Allah’ı bizim isteklerimiz yönünde şeyler yaratması için zorluyoruz, sanki O bilmiyormuş gibi, sanki o şeyi öyle yaratan O değilmiş gibi. “Hem bizim istediğimiz gibi olsun, o şey hem de Hayırlı olsun” diyoruz. Kendimizi, kendi kabilemizi, kendi ırkımızı ne kadar çok seviyor ve ölülerimizin çoklukları ile övünmeyi marifet biliyoruz. Şeytan da İnsan olarak yarattığın bizlere karşı “Ben üstünüm” demişti. Biliyoruz “fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber”. Biliriz üstünlük takva iledir ancak, ama yine de futbol takımız konusunda bile iddialarımızdan vazgeçmeyiz. Kendimizi, liderimizi, örgütümüzü, şeyhimizi, partimizi göklere çıkartırız. Dünya malına mülküne, parasına tamah ederiz. Cimrilik ederiz başkaları ile paylaşmak konusunda. Oysa biliriz kederler paylaşıldıkça azalır ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Tevazudan uzağız.

“Yeryüzünde böbürlenerek yürüme” der (İsra/37). Resulullah “Kalbinde zerre kadar kibir barındıran cennete giremez” buyuruyor. “Kibir ve büyüklenme içinde olanı Allah küçültür” (Mümin/35). Ama yine de, halimiz ortada.

Ötekilere karşı hased ediyoruz, kendimiz için istediklerimizin aksine. Ötekiler için hep hüsnizan değil, suizan ediyoruz.

Ah, ah! Ezberlediğimiz yanlışları düşünmeden tekrar edip duruyoruz. Akletmiyoruz, atalarımızın yanlışlarını bile kutsal bir emanetmiş gibi tekrarlıyoruz. Yaratılış gayemizi unuttuk sanki. Bana reçete olarak, oruç, sadaka, amentüyü yazıp verecek bir doktor var mı bildiğiniz? Akaid risalesi, Fatiha, “vel asr” okumak zikir ve tefekkür etmeyi öğütleyen, ihtilaf ettiğimizde hakeme gitmek gerektiğini söyleyen birini arıyorum ama, ah, İstanbul sözleşmesi, NAS’ı NESH etti sanki bir şekilde, kadının şahidliği, toplumsal cinsiyet, karı-koca ihtilafında hakemlik gibi.. Daha hangisini sayayım ki!

Doktor! Kıyamet savaşından söz ediyorlar. Afetler, Helaklar, Felaketler kapıdaymış. Savaşlar konusunda, tamam bakliyat stoklayacağız, sığınaklarımızı gözden geçireceğiz de, kafamıza, kalbimize ne koymalıyız. Hani şu Tevbe, Sabır, Tevekkül cinsinden bir şeyler.. Ahir zaman fitnesinden söz ediyor kitaplar, o nasıl bir şey. Dabbetül arz, Yecüc-Mecüc, Emanet sandığı derken, sahi gaybe iman nasıl bir şey. Mehdi, Mesih, Meşiah, Deccaliyet komitesi, Satanistler, Pedefolik’ler, Siyonistler nasıl böyle içimizi, dışımızı nasıl kuşattılar.

İstişare ve Şuraya rağbeti artıracak bir ilacınız var mı? Torpili, Rüşveti , ihaleye fesat karıştırmayı önleyecek nefesi keskin bir hoca tanıyor musunuz. Bilirim peygamberlerde bile olmayan bir gücü istiyorum da!? Fuhuş, Kumar, Uyuşturucu, Cinayetler, Terör, Darbeler nasıl insanların beynini ele geçirdi. Çocuklarımızı bilgisayardan ve televizyondan kurtaracak bir reçeteniz var mı?

Hepsinden vazgeçtim, aslında ben kendimi arıyorum. Dışarıya öyle bir savruldum ki, kendimi unuttum. Yaratılış gayeme geri dönmeliyim. Aradığım , muhtaç olduğum şey içimde bir yerde olmalı. Beni ben yapan, beni ötekilerden ayıran, alamet-i farikam olan asıl cevheri bulmalıyım.

Ya Rab, beni bana, ben nefsimle başbaşa bırakma. Baha Hakkı Hak, batılı batıl göster, Hak da toplanmamızı nasib et bize. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Bizi sabreden, şükreden direnenlerden eyle, Bizim ellerimizle cezalandır zalimleri, bizim ellerimizle yardım et mazlumlara, Bize eşyanın hakikatini göster, bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Selam ve dua ile..

mirathaber

Bu yazı toplam 219 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar